Bu köşeyi izleyenler, F. Gülen “Hareketi”ni, sık sık
siyasi parti kategorisi içinde değerlendirdiğimi bilirler. Gülen de bu
“partinin” başıdır.
Bizim gazeteci siyaset yorumcuları (dahası
sosyal-siyasal bilimciler!) “Gülen
Hareketi” söz konusu olduğunda, hizmet-mizmet kategorisinde kalmayı tercih
ederler, ya böyle olduklarına inandıkları, öyle olmasını istedikleri için ya da
kaygı ve endişe taşıdıklarından..
Şüphesiz bu hareketin bir “hizmet yönü” olabilir gibi
görünüyor! Oysa bu yönleri tamamen tartışmalıdır! Bana göre tartışması bile
yoktur! Çünkü bu “hizmet” karşılıksız değildir. Cemaatlerine adam devşirme amaçlıdır! Buna hizmet demem! Kardeşim bu al-ver ilişkisi, normal değil mi diyenlere de gülerim…
Hizmet, karşılıksız yapılır, götürülür!.. Onların “hizmeti” ise sıkı bir “üye
kaydetme”, insanları cemaatin adamı yapma, “hizmet” adı altında toplum içinde
yayılma politikası gereğidir.
Bana nereden
biliyorsun, demeyin. Olayı izleyen herkes bunu bilir! Yurtlarında, “ışık
evleri’nde kalacak öğrenciler, “Hareket”in dini ayinlerine, kafa yıkama
programlarına mutlaka katılmak zorundadır. Kendilerine verilen kitapları
okumak, bütün toplu hareketlere katılmak, “abilerine”, “ablalarına” teslim olmak
ve sonuçta “sıkı bir Gülenci” olmak zorundadır.
“Hizmet”in “programından” kimse yan çizemez, yoksa kendini
kaldığı evin, yurdun, hatta kaptığı işin dışında buluverir.. Veya bunu kabul
etmeyen, oralara giremez bile! Bu konuda tanık olduğumuz onlarca olay var..
***
Bu “Hareket”, (illegal) sol “hareket”lerin,
partilerin, kuruluşların “gizli örgütlenmesi”ni esas alır. Baktığınızda
ortalıkta binlerce Gülenci görürsünüz, ama hiç biri Gülenci değildir!
Durum şudur adeta: F. Gülen’e de sormuşlar, “Cemaatin yargı operasyonlarında rolü olduğu
söyleniyor, ne düşünüyorsunuz”..
Gülen yanıt vermiş: “Valla sanmıyorum, ama F.Gülen cemaatinden 30 yıldır tanıdığım bir
dostum var, ona sorayım, size öyle kesin yanıt vereyim..”
***
Siyaset bilimi, insanların kendilerini nasıl tarif
ettiğiyle ilgilenmez. Veya, bununla yetinmez, daha çok ne yaptığına bakar. Bu
nedenle ben her zaman yorumlarımı ”karşılaştırmalı” zemine oturtmaya çalışırım.
Bunun en basit bilimsel tanımı, daha önce de belirttiğim gibi: “Ne oluyor”dur. “Olanı görmek”tir. Bir şey esas olarak davranışıyla “neyse o”dur!
Gülen Cemaati, uluslararası arenada da kendisini resmi
olarak “hareket” (movement) olarak
tanımlar (Gulen Movement). “Hareket” deyimi aslında siyasi bir
terminolojidir. “Partileşmeden önceki
aşama” anlamına da gelir. Sıkı bir birlikteliği ve bir hedefe yürüyüşü dile
getirir. Bizde ve dünyada sol örgütlenmeler arasında da kendilerini “hareket”
olarak adlandıranlar çok sayıdadır.
Bu “Gülen Partisi”, son zamanlarda kendilerine
ülkemizde “camia” demeye başladı! Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş,
Trabzonspor vb camiası gibi! (Gülmeyin!)
Bu bir “geri kaçış”tı. Nereden kaçış? Başbakan Erdoğan
ile giriştikleri büyük siyasi savaşta aldıkları darbeden sonraki geri kaçış.
Yıpranma sonucu, siyasi varlıkları sorgulanınca, camia lafı ile kendilerini
biraz gizleme yoluna saptılar. Yara bere
sarma dönemi de diyebilirsiniz!
***
Gülen Cemaati “din”
eksenli siyasi bir harekettir; bu tanımı yapmak için bütün siyasal (bilimsel)
kriterler vardır.
Türkiye’nin dış politikasına ilişkin tercihleri, görüşleri ve
Erdoğan ile çatışmaları söz konusudur. Gülenciler, tam Amerikan politikasının
uygulayıcılarıdır. Erdoğan’la Filistin, İsrail konusunda meselâ hiç anlaşmazlar!
Ülke içi politikalarda tamamen siyasi kategorilerle
düşünür ve görüşlerini açıklarlar, demokrasi, vesayet, ordu vb.. MİT..
İç ve dış konularda siyaset- görüş geliştirirler.
Oysa ülkemizdeki diğer cemaatler siyasi görüşlerini ön
plana çıkarmazlar. Buna göre politika yapmazlar. Sağcı kitle partileri içinde
genellikle partilerin politikalarına tabi olurlar.
Ama “Gülen Hareketi” değil. Bu “parti” ile AKP tamamen iki ayrı siyasi gövdedir. Gülenciler,
devlet ve örgütlerine ve ekonomik kuruluşlara, sızarak, ele geçirerek,
yöneterek ve kendilerine en geniş –siyasi- yönetim alanı yaratarak
ilerliyorlar. Geldikleri yer itibariyle, artık “Erdoğan’ın canına okuyacak güce
ulaştıklarını” sandılar..
F. Gülen Hareketi, sağdan soldan gazetecileri vb kabul
ederek, ödüller vererek, Gülen okullarına, Pensilvanya’ya, dış gezilere davet
ederek “devşirmeye çalışan” Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı aracılığıyla bir
açıklama yaptı. Bu açıklama pek çok kişi tarafından şeffaflaşmaya doğru adım
görüldü!
Bu açıklamaya, Ahmet
Şık’ın “Kendilerini iyilik hareketi olarak göstermeye çalışan cemaat, polis teşkilatı
ve ordu içinde niçin örgütleniyor” can alıcı sorusuyla birlikte
bakacağız..
Soru sormazsanız, gerçeğe ilişkin yanıt bulamazsınız.
--- 10 Nisan 2012 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder