Bu kadar heyecan verici olayı, durmadan, süreklilik içinde
yaşıyor olmamız, herhalde bize Allahın lütfudur! Sivas’ta zaman aşımı! Odatv’de
4 tahliye! Gülen (Cemaati)- Erdoğan (iktidarı) çatışması! Erdoğan’a Hükümet
Darbesi Girişimi! Ve Türkiye’de bütün nesilleri etkileyecek olan eğitimde yeni
yasa!
Bunlar arasında bizi ilgilendiren şüphesiz ki Eğitim
Yasa Tasarısı.. Bu konuda Salı ve Perşembe günleri iki yazı gazetedeki köşemde
yayımlandı. Bloğumda bu yazıları izleyebilirsiniz!
İki yazı, geçen sayılarda bu köşede yayımlandı.. İç
sayfalarımızda tartışmalarda yer verdik.. Bugün de bunu sürdürüyoruz!
***
Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu’nun açıklamasında dikkat çekici bir nokta vardı:
“4 + 4 + 4 =? Ne yapılıyor, neden yapılıyor?” başlıklı
duyuruda soruyor:
“İlköğretimin ikinci 4 yıllık kısmı olan ortaokullar ‘farklı
program seçenekleri’ görüntüsü altında fiilen meslek okullarına dönüştürülmektedir.
* ‘Farklı program seçeneklerinin çocukları hazırladığı
meslekler hangileridir?
* ‘Farklı program seçeneklerinin tamamı her okulda aynı
anda sunulacak mı, yoksa ortaokullar program seçeneklerine göre mi sınıflandırılacak?
* Çocuklarımızın daha 10 yaşındayken meslek seçmeye
zorlanması mutsuz ve başarısız nesiller yetişmesine yol açmayacak mı?
* Dört yıllık ilkokullarla, fiilen mesleki eğitim
veren ortaokulların aynı binalarda hizmet vermesi, 6-10 yaş çocuklarının
birlikte okudukları ve fiilen mesleki eğitim gören ortaokul öğrencilerini rol
model olarak görmelerine neden olacaktır. Bu durumda ilkokullar da fiilen
meslek okullarına dönüşmeyecek midir?
* İşletmelerde çalıştırılabilecek çırak oranındaki sınırlamanın
kaldırılması, çocukların asıl işgücüne dönüşmesine yol açacaktır (Mesleki Eğitim
Kanunu’nun 18. maddesinde yapılmak istenen değişiklik):
* Çocukların işe değil okula gitmesi için çağdaş
devletler bütün güçlerini seferber etmişken, çocukların gelişmesini
engelleyecek ve sömürülmesine yol açacak bu değişikliğin ülkemize ne faydası
olacak?
* Bütün bunları ve dikkate alınması gereken başka
onlarca, yüzlerce konuyu kimler, hangi bilimsel veriler ışığında “düşünmekte”dir?”
***
Evet can alıcı sorular bunlar, çünkü milleti ve geleceğimizi
ilgilendiriyor..
Feyzioğlu ile görüşmemizde bir endişemizi daha paylaştık:
Resmen açılacağı da duyurulan imam hatip ortaokullarının, normal ilkokulların
yanında açılmasına ne engel var? Dahası, bir binanın bir kısmı da imam hatip
ortaokuluna dönüştürülür! Böylece, ilkokul öğrencilerine rol modeli olarak,
dini eğitim alan namaz kılan ortaokul öğrencileri sunulur.. Böylece, çocuklar
ana babalarının isteğinden ve yönlendirmesinden tamamen çıkartılır, imam
hatipli büyükler bu görevi üstlenlenmiş olur!
Bakanlığın bu tür açıklanmamış planları var mı?
FİNLANDİYA’NIN YÜKSEK BAŞARISININ SIRRI
İç sayfalarımızda yine eğitimle ilgili yazılarımızdan
biri de, Prof. Bahattin Baysal’a
ait. Yazıya dikkatinizi çekeriz! Hükümetin hiç gündemine almadığı eğitimde
kaliteye bakmalıyız!
Baysal’ın yazısında Science’da yayımlanan Finlandiya
Deneyimi söz konusu ediliyor. Yazının orijinaline baktık, Baysal’ın çok özet geçtiği
başka noktaları da önemli gördük ve aşağıya özetliyoruz:
* ABD’li çocukların uluslararası ölçümlerde bilim ve
matematikde kötü performansı aileleri ve Obama’yı kaygılandırıyor. OECD’nin öğrenci
kalitesini ve sorunlarını araştırdığı PISA sonuçları ilk defa 2000’de yayımlandı.
ABD bu araştırmadan hiç yararlanmadı.. Çünkü ABD’liler çok basit bir çözümle
mucizevi bir şekilde eğitimi düze çıkartmak istiyor, ama böyle bir basit bir çözüm
yok..
* ABD, önce soru sormaya dayalı öğrenme, birlikte
problem çözme ve daha ilgi çekici bir müfredatla bu sorunu çözebilir; ama hiç
bir yol öğretmenlerin eğitimi ile elde edilecek sonuçlar kadar başarılı olamaz.
* Finlandiya son 10 yılda PISA testlerinden en yüksek
notu alan ülke ve bu başarıdan çıkartılacak ders çok basit:
En iyi ve en zeki öğretmenleri görevlendirin ve bunları
yoğun bir eğitimden geçirin.. Öğretme yeteneklerini geliştirmek için de onları özgür
bırakın, merkezi otorideten bağımsız kılın. Deslerini hazırlamaları için
yeterli zaman tanıyın. Meslektaşlarıyla görüş birliğinde bulunmaları için ortam
hazırlayın.. Kendi sınıfları dışındaki öğrencilerle görüşmelerini sağlayın.
Finlandiya’da öğretmenler toplumda çok merkezi bir rol
oynuyor, genç insanlar öğretmen olmak için can atıyor, aldıkları ücretler ise
ulusal ortalama düzeyinde. Finlandiya’da öğretmenlerin mutlaka mastır derecesi
olması gerekiyor.
Finlandiya’nın bu eğitim ortamını yaratması onlarca yıl
aldı, ama şu anda dünyanın en iyi eğitim sistemi orada. Finlandiya 20 başvuru
arasından bir tanesini öğretmen eğitimine uygun buluyor! (John E. Burris’in yazısı,
It’s the Teachers)
Biz hiç Finlandiya’yı tartıştık mı? Ve en başarılı diğer
ülkeleri?
Gelecek cuma
yeniden birlikte olmak dileğiyle
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder