Yeni YÖK Başkanı ve Bir Kıyaslama
Üniversiteden
bir dostumdan, yeni YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın bilimsel
performansını sordum. Web of Knowledge veri
tabanından araştırıp gönderdi. Bu veri tabanı, Web of Science'ı, Science Citation Index
Expanded (1945’den bugüne), Social Sciences Citation Indexes (1956’dan bugüne)
ve Arts & Humanities Citation Index (1975’den bugüne) isimli atıf
indekslerinin Web ortamında taranmasına imkan veren çok disiplinli bir
veritabanı olarak bilinir. Bilim insanlarının, bilimsel aktivite-araştırma,
bilime katkı anlamında ne yaptığı, araştırma
makale ve kitaplarının ne kadar okundukları konusunda bilgi verir. Bu evrensel
bir ölçümdür.
“Cetinsaya, G” ismiyle araştırıldığında, karşımıza Çetinsaya’nın 7 bilimsel yayını
ve bütün bu yayınlarına da topu topu 7 referansı/atıfı çıkıyor. İşte
yayınları:
1)
The Cambridge History of Turkey, vol 4, Turkey in
the Modern World, makale, 2011, henüz 0 atıf.
2)
Turkey-Iran relations, 1979-2004: Revolution,
ideology, war, coups and geopolitics, makale, 2007, 0 atıf
3)
The caliph and Mujtahids: Ottoman policy towards
the Shiite community of Iraq in the late nineteenth century, 2005, 0 atıf
4)
The Ottoman view of British presence in Iraq and
the Gulf: The era of Abdulhamid II, 2003, 1 atıf
5)
Turkish foreign policy, 1774-2000, 2002, 0 atıf,
6)
Rethinking nationalism and Islam: Some preliminary
notes on the roots of 'Turkish-Islamic synthesis' in modern Turkish political
thought; 1999, 6 atıf;
7)
The well-protected domains: Ideology and the
legitimation of power in the Ottoman empire, 1876-1909; 1999, 0 atıf..
Bu bilgileri, basında bazı köşe
yazılarında, Gökhan Çetinsaya’nın parlak bir bilimsel kariyeri olduğuna ilişkin
görüşleri okuyunca, veriyorum… Bu yazarlar, kendilerine söylenenlerin doğruluğuna neden bakmazlar? Şüphesiz, Çetinsaya’dan “hayır eksik
taramışsınız, şu makalelerim ve atıflarım da var” şeklinde gelecek bir
düzeltmeye açığız.
Yukarıdaki makaleleri araştıran bilim
insanımız bir de not düştü bize: “Makale 1, 2, 5, 7 kitap eleştirisi görünüyor,
6.makale ise derleme. Geriye kaldı 2 araştırma makalesi.” Tabii bunların İslam
ve Orta Doğu araştırmalarına yer veren dergilerde yayımlandığını da ekleyelim.
Bir not daha var: “Yusuf Ziya Özcan nasıl oldu da Cumhurbaşkanı’na
danışman oluyor? TÜBA üyelerini 67 yaşında çürüğe çıkartan cumhurbaşkanı, daha
yaşlısını nasıl başdanışman alıyor acep?”
***
Çetinsaya’nın parlak bir bilimsel
kariyerinden değil, ama parlak
bir siyasi ilişkiler ağından bahsetmemiz mümkün. Geçen yıllarda iktidarın
bağışladığı büyük ve değerli arsalar üzerinde kurulan, “Bilim ve Sanat
Vakfı”nın Şehir Üniversitesi rektörlüğünde bulunuyordu Çetinsaya. Bu Vakıf,
Ülker Grubu’nun desteğiyle yürüyor. Vakfın kurucuları arasında Dış İşleri
Bakanı Davutoğlu da var; basında yer alan haberlere göre, Çetinsaya için
Davutoğlu “hocası” ve “üstadı”. Yine aynı haberlere göre Çetinsaya, F. Gülen
cemaatinin kontrolündeki Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın da üyeleri arasında.
Siyasal Bilimler Fakültesi’nde okumuş (Ankara), doktorasını dışarıda yapmış,
Hacettepe ve İTÜ’de çalıştıktan sonra Şehir Üniversitesi rektörlüğüne
getirilmiş. Çetinsaya, Davutoğlu’nun dış politika görüşlerini tamamen
benimsediği, ifadelerinden anlaşılıyor. Çetinsaya’nın atanmasında başrolü
Davutoğlu’nun oynadığı da, basında yer alan haberler arasında.
235 MAKALE VE 13.600 ATIF
Şimdi bir kıyaslama yapacağım. Kıyaslamayı bu kez fazla tanımadığınız
bir bilim insanımızla yapacağım. Prof. Dr. Miral
Dizdaroğlu, Türkiye Bilimler Akademisi’nin seçkin üyelerinden biri iken,
hükümetin TÜBA’ya üye atama yetkisini üstlenmesi üzerine istifa etmişti.
Dizdaroğlu’nun hakemli dergilerde yayınlanmış
* 235 makalesi var var.
* Bu makalelere yapılan
atif sayisi 13.600.
* h-indeksi ise 60.
Bir kısım ödülüne bakalım:
1.
Amerikan Kimya Derneği’nin en başlıca ödüllerinden biri olan “Hillebrand Ödülü”
(1989).
2.
TÜBİTAK Bilim Ödülü (1993)
3.
ABD Hükümeti’nin Gümüş ve Altın Madalya ödülleri (1993 ve 2005).
4.
Türk-Amerikan Dernekleri Asemblesi tarafından, bilime yaptığı katkılardan dolayı
“Yılın Türk-Amerikalısı” seçmesi (1993).
5.
Polonya’da Nicolaus Copernikus Üniversitesi’den Onursal Doktor ünvanı erildi
(2000).
6.
4500 kişinin çalıştığı ve ABD’nin ikinci en büyük Ulusal Laboratuvarı olan
National Institute of Standards and Technology (NIST)’de 2000 yılında yapılan
bir ankete göre, son 19 yıl içinde NIST’te çalışmış ve çalışan 17.000 bilimci arasında
en çok atıf alan bilimci.
7.
“NIST Fellow” ünvanı (2006). Bu
ünvan 4500 kişi arasında sadece 30 kişiye verildi şimdiye kadar.
8.
Dokuz Eylül Üniversitesi’den Onursal Doktor (2009).
9.
TÜBA üyeliği (2008).
10.
2010’da yine çalıştığı kurum NIST, Dizdaroğlu’na en yüksek bilimsel ödülü olan
“Stratton Award”u verdi.
***
Sanmayın
ki, sadece Dizdaroğlu bu kadar başarılı bir bilimsel kariyere sahip. Daha pek
çok insanımız da benzer niteliklerde. Ama siyaset, bilimsel başarılara bakmıyor
ülkemizde. Siyasi görüşlerine, ilişkilerine, yandaşlığa bakıyor!
Ükemize
yazık ki yazık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder