SAYFALAR

4 Aralık 2011 Pazar

Haşim Kılıç Yasayı Delemedi.. Van ve Lüksün Kaynağı ve Akademi..

LÜKSÜN GELİR KAYNAĞI: Genellikle de “çok satan” gazetemizde ikide bir yer alır şu haber: “Türkiye büyümede göz kamaştırıyor, pahalı saatler çok satıyor..” Kim bunu söyleyen kişi? İthal saatler satan şirketin “CEO”su Cindy!..  Canısı!.. Türkiye “hıyarlar” ülkesi ya, önce bir öv. Şöyle okkalı.. “Yıldızsınızzz.. Üstelik parlayan yıldızzz.. Avrupa’da, dünyada bir tanesiniz... Öperim ben sizi...” de!
Biz buna bayılırız ve manşete çekeriz hemen.
Cindy’nin bizi nasıl öptüğü açık: Lüks saatlere ilgi çok fazla.. Satışlar şaşırtıcı düzeyde! “Türkiye eşsiz bir ülke.”
 Avrupa ve Yunanistan’da fiyatları düşürmüşler, kriz var. Türkiye’ye gazlıyorlar: “Türkiye en çok büyüme yaşadığımız ilk beşte ülke içinde. Bu yıl yüzde 18 büyüme bekliyoruz. Göz kamaştırıcı..”
***
Peki bu paraların kaynakları? Bunun için Işık Kansu kardeşimin yazısına bakacağız:
İktidara yaslananlar afetten yağ çıkarmakta pek hünerli. İhalesiz rant dağıtma çarkları şakır şakır dönüyor. Enkaz mı kaldırılacak, hazır yemek mi dağıtılacak, onarım mı yapılacak, ihalesiz ver yandaşlara. Afet bereketi denen şey, böyle bir şey..”
Sadece Van mı? Türkiye’nin her yanı Van!.. Her yanı peşkeş.. İktidar ve belediyelerin her yanından “bereket” fışkırıyor! Bu “bereket”i de meselâ Cindy’miz topluyor.. pahalı saatleri dağıtarak. İktidarın adamları, Van’da, İstanbul’da.. malı götürüyor ve karısı kızı saatlere, dört çekere, lüks konutlara koşuyor...
50 milyar doları aşkın özelleştirme geliri, 150 milyar dolar dış finansman..
Bu paraların 10 yılda muazzam bir “çarpan etkisi” yaratarak ekonominin her alanında büyük bir katmadeğer yaratması, Türkiye’nin ihracat kalitesini arttırması ve dışarıyla alışverişte ekonominin 70-80 milyar dolar açık (cari açık) vermemesi gerekmez mi?!
Gerekir! Ama bu yağmaya finansman yeter mi!
İktidarın harcama politikaları esas yağma ekonomisini desteklediği için bu açık hiç kapanmaz! Bunu da piyasa “ekonomist”leri dert edinmez..
Gelsin saatler! Pırlantalar! Altınlar! Dört çekerler! Lüks konuklar.. Üstelik üçer beşer.. İktidar ve eteğindeki muazzam kitlenin miktarı nedir, mahdumları kaç yüzbin-milyon tutar? Hepsinin doyurulması gerekir!
Cindy’mizin satışlar muaazzzammmm derken, gözlerini faltaşı gibi açmasının arka planı.. Türkiye’ye gelmekte geç bile kaldılar! Burası “büyüyen” ve “yıldızı parlayan” bir yer!  Koşunnnn...
***
BİLİM AKADEMİSİ DERNEĞİ. Zor bir işe koyuldular. Ama hepsi mutlu ve memnun görünüyordu. Soruları yanıtladılar. Dünya bilim akademileri şüphesiz onları hemen kabul edecektir. Türkiye de onlara mali kaynaklar yaratacaktır. Şüphesiz pamuk ellerini öncelikle bizzat ceplerine sokacaklar...
Bütün kurumların üzerine karabasan gibi çöken, Borsa’yı bile kendine bağlayan, her ilişkili kurumu atadığı adamlarıyla “uydusu” haline getiren iktidar, Akademi’ye dokunmamazlık etmezdi!
Bilim Akademisi Derneği, benim gözümde, bu yokedici fırtınaya karşı koymanın umut ışığıdır...
***
HAŞİM KILIÇ VE YASALARI DELMEK: Konu, Başbakan’ın ameliyatı ile gündeme geldi. Önce geçmiş olsun.. Amerikan hastahanesinin değerli doktoru Prof. Buğra’nın, Marmara Üniversitesi hastahanesinde Başbakanı ameliyat etmesiyle yasaların iki kez çiğnendiği yazıldı.. Tabii, iktidar, bizzat bu “suç ortamı”nı yarattı.
Prof. Buğra, hükümetin tıp fakültelerine ve doktorlara karşı amansız savaşımı sonucu, istifa edip özel hastahaneye geçenlerden.
İktidarın üniversiteden dolaylı attırdığı Buğra’yı beğenmesine bir şey diyemem. Başbakan Amerikan Hastahanesi’ne gitseydi, en doğrusunu yapardı! Yasal olmayan bir durum da yaratmazdı.
Ama iktidarı ve adamları “yasaları ben delersem önemi yoktur” kafasındalar. Anayasa Mahkemesi Başkanı, Haşim Kılıç da onlardan biri: Hacettepe Üniversite’sinde anjiyo olması gündeme gelir. Hastalara dokunması ve ameliyat yapması yasak olan, çok iyi bir uzman profesörümüze rica eder, anjiyoyu Hacettepe’de yapması için. Uzmanımız “bu yasa dışı olur, yasalar buna izin vermiyor, gelin bunu yasal olarak çalıştığım falan özel hastahanede yapalım..” diyor.
Haşim Kılıç, “Hocam burada yapmakla bir şey olmaz, kimse de bir şey demez, boşverin siz, anjiyoyu burada yapalım” benzeri sözler eder.
Ama, Hacettepe Profesörüne suç iletmeyi başaramaz!
Anlıyorsunuz değil mi!
--4 Aralık 2011- Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder