Uzayda bir yaşlı gezegenle genç gezegen karşılaşmışlar.
Yaşlı gezegen bakmış ki genç gezegen üzüntülü, yüzü alla bullak, kızarıp
bozarıyor. Sormuş neyin var diye..
Genç gezegen:
-Sorma, demiş, bende insan çıktı!
Yaşlı gezegen: Tabi bu
kötü haber, ama iyi haber de şu, merak etme 2 milyon yıldan fazla yaşamıyorlar..
Osman
(Bahadır) anlattı fıkrayı, o sırada Evrim konusunu tartışıyorduk.
***
Neredeyse Bir Balina
kitabında, Steve Jones, Darwin’in Türlerin Kökeni kitabının planını izleyerek, Evrim’de son durumu
yazar.. Bir bölümde de, insanların, kurtların bir kolunu nasıl uysallaştırarak
köpeklere dönüştürdüğünü, melezleme ile köpeklerden yüzlerce varyasyon
üretildiğini anlatır.
Köpekler, tamamen insan eliyle gerçekleştirilen yapay
evrim ürünleridir!
Bu süreçte, insanlar, köpeklerde gördükleri bazı
özellikleri, yeni bir varyasyonda egemen özellik olarak taşıyan köpekler
“üretir”.
Köpekler uysallaştırılarak, ataları Kurtlardan farklılaştırılmışlardır.
Bu sürecin ana özelliği uysallaştırmadır..
Atalarını unutmuş, köpek adında bir dizi cicili bicili şey, sürü sepet
ayaklarımız altında dolaşır...
Ama bir uyarı da yapalım: Genellikle köpeklerin içinde, bir
kurt da barınır.
Ne kadar uysallaştırılsalar bile çoğu “kurtluğu”nu genetik
olarak içinde barındırır. Bunu bazıları sık dışa da vururlar. Bazıları o kadar
rahattır ki, çevrelerinde artık hiç bir tehlike olmadığına “inanmış”lardır.
Neredeyse “havlamayacak” derecede!
Ama siz siz olun, en uysalının bile dişlerini göstereceğini
unutmayın!
***
Bu uysallaştırma,
insanlara da özgüdür. Biz bunun adına toplumsallaşma, sosyalleşme, deriz. İnsan
bu süreçte işe yarar hale getirilir, sistemin bir parça yapılır, sistemi
geliştirecek bir şekilde eğitilir...
Eğitim, kilit noktadır.
Yo hayır, bu tamamen
kötüdür demiyorum.
En büyük kötülüğü, insanları düzleştirme, sürüleştirme eğilimidir.
Hele tektipleştirme yanlıları yönetimlerde diktatörce
oturuyorlarsa!
O koşullarda uysallaşmış kitlelerin sayısı a) doğal olarak
artıyor, b) bilinçli uysallaşarak iktidarın parçası olmayı seçenler ortaya
çıkıyor, at arabasına koşuluyorlar; bunun karşılığında da, eh yani epey yağlı
parçalar atılıyor önlerine..
***
Şimdi bir bilimsel soru: Acaba, bir kamçılı yönetim, melezleştirme
yöntemlerine başvurmadan, insanda köpeklerde gördüğümüz bir evrimleşme
yaratabilir mi?
Yoksa insanoğlu, ortama uyum yeteneğiyle, bu tür kılıklara
girme başarısına zaten doğuştan sahip mi?
Siz bunu düşünün, bugün Pazar, ben konudan uzaklaşıp başka bir
hafif konuya gireyim..
***
Bir bilmecem var çocuklar:
TV programlarına Jaguarı ve şoförüyle gidiyor... Şık
giyimli. Jaguarlaşma süreci, bir TV programında, o güne kadar benimsemediği
görüşleri dile getirmesiyle başladı. Programa birlikte çıktığı arkadaşı,
programdan sonra, ağzı iki karış açık sordu:
- Kız hiç böyle
düşünmezdin.. ne oldu sana?
Yanıtını ise çok net ve açık aldı:
-Artık köşeyi dönmeye
karar verdim (şekerim!).
Jaguarlaşmak ne kadar köşeyi dönmekse artık! Banka
kredisiyle bile isterseniz Jaguar alabilirsniz, bir ev almak gibi..
Ama bu Jaguarlaşmak, başka bir şey..
Aklıma Neredeyse Bir
Balina kitabı geliyor!
***
Bu yazıyı Antalya’dan Kitap Fuarından yazıyorum, okurlardan
fırsat buldukça.. (Tanrım hepsi çok şeker, güçlü, büyük insanlar, onlardan güç
olarak döneceğim..) Bir kahve içmek için dışarıya çıktık. Oturduk sohbet
ediyoruz; masanın bir ucunda oturan bayanın ilgisi hep bizde.. Sonra bir
başkası geldi ve onu bize Ahmet Şık’ın
annesi olarak tanıştırdı!
Ay bir sarılmam eksik kaldı!
Anan kapı gibi ayakta!
Yine meraktan bir soru, acaba, kamçılı iktidarların her
zaman en hızlı uysallaştırdıkları, hukuk mu, adalet adalet düzeni mi?
Geri kalanları da
uysallaştırmanın en etkili yöntemi olarak?
***
“Eyvah bende insan çıktı” diyen genç gezegenin üzüntüsünü
henüz paylaşamam.
Çünkü biz şu sıralarda başka bir duygu yoğunluğu ve
beklentisi içindeyiz, bir çığlık atmak için:
-
Hey! Hukukta insan çıktı! Siyasette insan
çıktı!
Sonrasını düşünürüz, yaşlandık, baba gezegen gibi düşünme
zamanımız geldi ve geçti bile!
-- 2 Ekim 2011 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder