İyi bayramlar diyeceğim, ama bilin ki
Türkiye’nin gerçek bilimcileri bu bayramı hiç de mutlu geçirmeyecekler. “Ne olacak şimdi”, sorularını birbirlerine
yöneltiyorlar, kimi çok radikal öneriler öne sürüyor, Akademiden istifa edelim, diyeni var, önce tartışalım ve karar
verelim diyen de.. Kimi daha ılımlı, 2
bilimler akademisi yaratmayalım görüşünde! Üyeler bayram sonrasında
toplanıp durumu tartışacaklar..
Konu, pazar günü yazdığımız gibi, Türkiye’nin en seçkin bilimcilerinin
önemli bir çoğunluğunu çatısı altında toplayan Türkiye Bilimler Akademisi’nin
kuruluş yasasında, hükümetin kanun hükmünde kararname ile yaptığı değişiklik.
Hükümet, Türkiye Bilimler Akademisi’ne üye atamayı kendi yetkisine
aldı!
Yok yok, hepsini değil tabii, üçte birini mi desem, yoksa üçte ikisini
mi!
Hükümet üçte birini kendine ayırdı, ama köktenci mi köktenci (yoo,
köktendinci demedim!) bir tavırla işi sağlam kazığa bağladı ve tamamı kendi
adamlarından oluşan YÖK adındaki bilimin ve üniversitelerin üzerinde
demoklesin kılıcı kuruluşa da üçte bir üye atama yetkisi verdi!
Böylece TÜBA’nın işi, işlevi, kimliği üzerine bir çizgi çekti!
TÜBA’yı, AKP İktidarı Bilimler Akademisi’ne dönüştürdü!
***
AKP, dünyada olmayan türde bir
bilimler akademisi yarattı böylece!
Sordum soruşturdum, bilimin vatanı hiç bir ülke yok ki, Çin dahil!, ABD,
Almanya, Fransa, İngiltere, Rusya Federasyonu… Bilimler Akademisi olsun ve
oranın üyelerini siyasi iktidar atasın!
Gülerler adama!
Bütün akademiler, kendi üyelerini kendileri seçerler. Üye seçilme
kriterleri vardır. Ya bu kriterlere uyan bilim insanlarına öneri götürülür, ya
Akademi üyeleri yeni üye önerir…
Bilimin özel doğası bunun zorunlu kılar..
Yoksa, hükümetin, yani Erdoğan’ın ve bakanlarının, bu kanun
değişikliğinin altında imzası bulunan Doç. Dr. Abdullah Gül’ün bu
“yeniliği”ni, bilimin şampiyonu ülkelerin hükümetleri bilmezler mi!?
Yani AKP hükümeti, akademiye üye seçimini üstlenerek, dünyaya şunu
söylüyor: Ey aptal dünya, bugüne kadar hiç akıl etmediniz, bakın ben bir
ilki başarıyorum, yolu açıyorum, doğru yol budur…
Zırvalığın en üst düzeyinde bir cartlak ses yankılanıyor, Türkiye’den
dünyaya!
Bilim cahili bir iktidarla karşı karşıyayız!
Herşeyi ele geçirecekler ya, bilim akademisini de! Bu kararlarıyla,
sadece, ülkemizde adım adım ve binbir zahmetle geliştirilmeye çalışılan bilimin
altyapısını parçalarlar!
Türkiye Türkiye
Bilimler Akademisi, hükümetin aldığı son kararla, bilim akademisi
kimliğini yitirdi. Bu kimliğiyle, uluslararası bilim akademilerinden de atılır.
***
Şimdi şu olacak, AKP yasası gereğince:
Şu sırada Akademi, Şeref üyesi 41, Asli üye 82, Asosyal üye 17= 140’yeye
sahip.. Hükümet, Akademi’nin üye sayısını ayrıca 300’e çıkarttığı için, 160
üye açığı doğdu! Ata babam ata! Akademinin kriterlerine uygun bu kadar adamı
nereden çıkartacaklar?!
Bunun 53’ünü
iktidar atayacak, 53’ünü hempası YÖK.. 53’ünü de TÜBA üyeleri! (Etti 159, ehh bi üyeyi de
biz atarız artık!)
Hükümet Akademi’ye yeni Başkan atayıncaya kadar pek bir şey
yapamayacaklardır. Yeni Başkan (herhalde bellidir!) ve yeni Akademi Konseyi
oluşacak (3 yıldan fazla görev yapanların yerine yenileri gelecek)
Hükümet 53 üyesini atayacak, YÖK’de 53 üyesini atayacak.. Arkasından,
oluşacak asli üyeler topluluğu da üçte bir hakkını kullanacak ve üye sayısı
300’e tamamlanacak!
Tabii, çoğunluk böylece hükümetin üyelerinde olacağı için, Akademinin
seçeceği yeni 53 üyenin de, yine iktidar yanlıları arasından olacağını
kestirmek zor değil!
Zaten, yeni yasa, şeref üyelerinin genel kurulda oy kullanma hakkını
kaldırıyor.. 41 şeref üyesi, üye seçimine katılamayacak.. Böylece iktidar bütün
Akademi’yi bir yasa darbesiyle “ele geçirmiş” olacak.
İçine, Akademi’nin üye seçilme koşullarına uymayan akademik unvanlı sürü
sepet insan yığacak..
Beğendiniz mi?
***
Türkiye’nin bilim altyapısı, bilim kültürü yetmezliğinin sonucudur bu..
Kuruluş Yasasıyla
hükümete bağlı Akademi bu kadar olur!
Biri gelir, yahu bu da ne böyle,
der ve kılıcını indiriveriir!
Akademi işi
bitmiştir, ruhuna el fatiha!
Ama, Zafer Bayramınız yine de kutlu olsun..
Henüz bitmeden!!!!
--- 30 Ağustos Salı 2011 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder