SAYFALAR

23 Haziran 2011 Perşembe

En Sıcak Konu, Çatışma Olur mu?


Bir- iki seçim değerlendirmesi daha gelecek, ama bu iktidar döneminin en sıcak konusunu, Kürt Soruun ve Suriye’ye, araya sokuşturalım..
Dönenim en sıcak konusu, Kürtlerle Türkler arasında büyüyen bir çatışma olur mu olmaz mı.. Kürt siyaseti, istekleri doğrultusunda siyaseti iyice sıcaklaştıracak bir politika izlemeye kararlı gözüküyor.. İktidar, Kürt isteklerine Anayasal çerçevede ne kadar yanıt vermeye hazır? CHP ne yapacak (*)?
Kürt Meselesi hangi dış ve iç siyasal kulvarda seyredecek.. Önümüzdeki 4 yıl içinde, AKP’nin ve Kürtlerin, gelişmelere göre, olası senaryoları nedir? CHP’nin senaryoları var mı?
Bu ve benzeri sorular, Türkiye yurdu açısından hem dört yıl sonraki seçimlerde iktidar savaşı açısından önemli.. Bu, partilerin iktidar oyunudur da!
Önceki gün Adana’da İlhan Selçuk anısına yapılar toplantıdan sonra, Adana ve Mersin’den bir grup Cumhuriyet okuru ile kahve sohbeti yaptık...
Anlatılanlar, Türklerle Kürtler arasındaki gerilimin son derece yüksek olduğunu gösteriyordu.. Biraz dehşet vericiydi de benim için.. Özellikle köy bölgelerinde, olası bir çatışmada savunma amaçlı olarak, önemli ölçüde silahlanmanın söz konusu olduğu söyleniyordu!
***
Şüphesiz, bu sorun, Ortadoğu’daki gelişmelerle de yakından ilişkili..
Arap ülkelerinde yeni bir döneme girilince, AKP’nin Arap ülkelerine (Ortadoğu’ya) açılım politikası ve bu bağlamda Komşularla Sıfır Sorun politikası bitti!
AKP, Ortadoğu’da kendine bağımsız bir politik alan yaratıyordu. Türkiye ile komşuları arasında sorunları çözmü politikasını önemsedim.. En büyük kazanım burada Suriye ile gelişmelerdi!
Arap ülkelerindeki başkaldırı ve özellikle Suriye’deki gelişmelerle, iktidar kendi “özerk politika” alan ve araçlarını yitirdi..
Çünkü ABD, daha büyük bir güç olarak, bölgeye ağırlığını koydu! Artık, Suriye ve Ortadoğu politikalarını ve bölgede gelişmeleri ABD belirliyor... Dolayısıyla, AKP’nin oyun alanını bozdu ve gaspetti!
Bunun da ötesinde, ABD, AKP’yi kendi politikalarının uygulayıcılığına doğru itiyor! AKP/ iktidarın da buna hızlı bir uyum sağladığı görülüyor!
Libya’da bunu gördük... RTE, NATO’nun orada ne işi var, derken, üç gün içinde NATO’nun Libyaya askeri müdahalesinin destekleyicisi ve pasif de olsa katılımcısı olarak kendini buldu! (Dünya lideri RTE!)
Benzer gelişmeyi Suriye’de yaşıyoruz. Hükümetlerin ortak toplantısından, iktidar bugün Suriye’de ABD isteklerini destekleme pozisyonuna geçti.. Demek ki büyük güç hareketlendiği zaman, ona ancak hizmet edeceklerdir!
Suriye ile dayanışma sıfırdır. Sadece, ABD’nin isteklerini oraya bildiriyorlar!
ABD Suriye’de kendine bağlı güçleri harekete geçirmiştir!
İlginçtir ki, Türkiye’de iktidar ve ABD yanlısı islami veya batılı kalemler ve medya da harekete geçti!
Suriye’nin büyük çoğunluğunun Şam’ın arkasında olup olmadığı önemli değildir! Önemli olan, askeri müdahaleye zemin yaratacak bir ortamın belirmesidir!
Suriye’de bir parçalanma bile olabilir!
Konumuz çerçevesinde, ülkemizde Kürt Meselesi, öncelikle Suriye’deki gelişmeler karşısında, nasıl bir yeni ve acil özellik kazanır?
***
Türkiye: Türklerle Kürtler arasında, tabii halklar arasında, çatışma çıkar mı? Çıkarsa bu Türkiye çapında yayılır mı?
Bu görüntü, Suriye ve Libya’ya benzer durumların Türkiye’de de yaratılması, yaratılmak istenmesi anlamına gelir mi?
Türk Ordusu’nu biçimlendirme operasyonları YAŞ kararlarında hangi noktalarda gerçekleştirilecek? ABD ve Cemaatin istekleri Ordu konusunda, neleri kapsıyor?
Adalet mekanizması iktidarın tam bir sopası konumuna dönüşmüştür..
Ordu’ya biçtikleri görev ve hizmetler nelerdir? 
--
(*) CHP Kürt bölgesinden oy alamadı. Alabilir mi? Beklenti(m) o yöndeydi! Ama AKP’nin iktidarda olma mekanizması çalıştı.. Kürt oylarının aktif kürt milliyetçiliği bağlamında siyasi sahibi BDP. Diğer oyları da AKP alıyor, iktidarda oldukça da alacak. Çünkü Kürtler iktidardan sosyal yardım vb olarak sürekli nemalanmaktadır. CHP’ye kitlesel kaymaları için, bu politik koşullar sürdüğü sürece, hiç bir neden olmadığı ortaya çıktı! Pek çok yanıtı ancak “sahada test ederek” görüyorsunuz, varsayımlarınızı yanlışlıyor veya doğruluyorsunuz; sosyal konular böyledir!
---23 Haziran 2011 / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder