Bu ülke hapishaneleri, hüküm giymeden 14 yıl tutuklu olarak hapishanede çürüyen insanlarla doluysa... Hapishanelerdeki insanların yarıya yakını tutukluysa... çekiverin adaletin kuyruğunu... Orada sadece zulümden bahsedebiliriz... Balbay, boşuna kitabına Zulümhane adını koymadı!
Mehmet Haberal, tahliye isteklerini yeterli, hukuki, vicdani bir neden göstermeden durmadan reddeden yargıçlar hakkında tazminat davası açıyor.. Yargıtay da, Türkiye'deki hapishaneye tıkma/hapishanede tutma histerisini gözönüne alıyor, çağımızda insan hak ve özgürlüklerinin ulaştığı yüksek duyarlığa uygun davranıyor, 9 yargıcın Haberal'a tazminat ödemesine karar veriyor...
Bu karar, adalette karşılıklı hak ve özgürlükleri dengeleyicidir. Yargıçlar tanrı katında kimseler değildir. Yargıcın yargıç, hukuk, adalet vicdanı son derece üst düzeyde olmalıdır; VİCDANI, siyasi ve ideolojik veya başka her türlü etkileyici olguya mümkün olduğunca kapalı olmalıdır! Veya etkilense bile bunun –en düşük düzeyde!–bir derecesi olmalıdır...
Tutukluya, hak ve hukukunu savunma yolunu açmıştır Yargıtay..
Bu karar ileri demokratik bir karardır, yargıcı sadece hukukun, adaletin, vicdanın sesini dinlemeye teşviktir!
***
İktidar, bence hukukun ruhuna aykırı olarak, sık sık bir torba yasa çıkarma yolunu seçmiştir. Birbiriyle ilgisiz bir dizi maddeyi torba yasa olarak Meclis'ten geçiriyor.. İşte son torbanın içine, tazminata mahkum olan yargıçları kurtaran bir madde de ekliyor: Yargıçlar, hukuku çiğneyen karar verseler bile haklarında dava açılamayacak!
Eğer, örneğin başka bir iktidar döneminde böyle bir karar alınsaydı...
AKP yeri göğü yıkardı, iktidarın ne faşistliği kalırdı ne diktatörlüğü, ne yargıçlar hükümeti, ne de iktidarın yargıçları...
Aynı değerlendirmeleri bu iktidar için haydi haydi ve fazlasıyla yapmalıyız!
Hele, bir avuç öğrenciye böylesine bir zulüm uygulayan, elindeki adalet ve emniyet mekanizmasını nasıl komplo kurma mekanizması olarak işlettiğine ilişkin bunca olgusu ortaya saçılan bir siyasi anlayışın, ne yapmak istediği çok açık ve saçıktır.
Hem de, eğer demokrasi duyarlığınız yüksekse, utanacağınız bir çıplaklıkta!
İktidar, Silivri'ye ve bundan sonraki bütün benzer ve yandaş davalar için emrindeki adalet mekanizmasına emrini, mesajını veriyor: Devam et, gerisini merak etme!
Nasıl öğrencilere uygulanan büyük şiddetle ve üstelik bir bebeğin düşürülmesiyle cinayet işlenerek ileri demokrasiye büyük bir adım attıksa..
Bu yasa ile AKP'nin ileri demokratik düzenine doğru büyük bir adım daha atmış oluyoruz...
YARSAV Güneşi
Adalet mekanizmasının nasıl çalıştığı, hukuk ve yasa uygulamaları, siyasi iktidarın yargıç ve mahkemelerle ilişkisi, siyasi ve yandaş yargı yaratılıp yaratılmadığı, siyasetin yargıya yönlendirmesi, siyasetin yargıya müdahalesi, siyasetin rakiplerine karşı yargıyı kullanması...
... Bütün bunlar, bir ülkenin, bir iktidarın ne kadar demokratik olduğuna ilişkin en temel karinelerdir!
Bunlara bakacaksınız, iktidarın nereye koştuğunu göreceksiniz!
Göremiyorsanız, ya siyasi körsünüz, ya kendinizi kullandırıyor ve kandırıyorsunuz, ya da rap rap gidişin destekçisisiniz...
Türkiye'nin bugün Rap Rap Demokrasisi içinde, YARSAV çatısı altında toplanmış gerçektan yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına ve de hukukun üstünlüğüne inanmış yargıçların bulunması, gelecek için umudumuzu ayakta tutuyor.
İşte varlar, onlar orada, boyun eğmiyorlar, bütün baskılara karşı direniyorlar..
Herşeye rağmen, bu ülkede adaletin kökü, işte orada, var... Varlıklarına sonsuz teşekkür...
... Diye haykırmamız gerekir.
Bu gücü, bu direnci büyütmeliyiz...
Çünkü bu ülke, rap rap düzenine doğru yol alıyor..
---
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder