SAYFALAR

29 Ekim 2010 Cuma

CHP: Değişim Kıskacı


Şu sıralarda CHP’ye, ne yapması, nasıl bir parti olması, nasıl değişmesi, kendini nasıl yenilemesi gerektiğini öneren önerene... Şüphesiz bunlar arasında, bu köşe de var... Hatta bu köşe konuya epey de sert yaklaşıyor. Dili radikal. Bu nedenle de, bir kısım CHP'linin hoşuna gitmiyor.
Dil neden radikal? Çünkü yaşadığımız olaylar ve bu olayları yönlendiren kesim, yani iktidar, radikal! AKP'nin yargıda gerçekleştirdiği köktenci hukuksal değişim, yeni bir durum yarattı!
AKP otoriter bir yönetim uyguluyordu! İktidar, medyada, iş dünyasında ve diğer önemli alanlarda, herşeyi denetimi altına alıyordu. Bazen yıkarak ve yokederek..  Şimdi bu yönetim anlayışını, yeni yargı hukukuyla, bir üst düzeye taşıdı. Artık tamamen AKP yargısı gündemde!
Yargı, öyle anlaşılıyor ki, iktidarı ilgilendiren siyasi ve hukuki davalarda, AKP'nin vicdanı elverdiği ölçüde tarafsız ve yasal davranabilecek!
Bir “defter dürme” dönemi zaten bu hukuki darbe döneminden önce başlamıştı! Bugünden sonra artık bertaraf etme olayı, yasal zeminde gönül rahatlığıyla gerçekleştirilecek..
Diyeceğim o ki, bu köşede dilin radikalliği, içinde bulunduğumuz iktidar ruhunun radikalliğinden ileri geliyor..
Ne diyordu Nejat Yavaşoğulları:"Acil Demokrası!”
Türkiye'nin, demokrasi adına elde ne var ne yok kaybetmeden, “acil iktidar değişimi”ne ihtiyacı olduğundan! CHP acil hareket etmeli!
***
CHP'ye yapılan “değişim” önerilerine bakıyorum. Mesela şu sıralarda medyaya yansıyan ve CHP yönetiminin ayakta alkışladığı açıklanan ilahiyatçı Dr.Muhammed Çakmak'ın konuşması. (Vatan, 25 Ekim 2010).  Çakmak “Değişim” üzerine bir “üst dil” kullanmış.
CHP kendini toplumla barıştıracak yeni bir dil inşa etmelidir. En temel problem budur... Dünyadaki trendleri bir yüksek algıyı ortaya koyacak ve bu yüksek entelektüel performansla bir değişik projesi hazırlayacak.. Bu projeyi de yeni bir dille topluma anlatacak. Bunu başaramaazsa CHP tarih dışı olmaya mahkümdur... Değişime direnmek intihardır...”
Yazı uzun, Çakmak'ın “değişim” önerileri net ve belli değil. Genel bir ifade var. Ama dünyanın “post modern” döneme girdiğini belirtiyor ve CHP'den buna uygun değişim istiyor!
Konuşmanın veya yazının en dikkat edici noktası, CHP'nin kendini AKP ve MHP'ye göre inşa etmemesi gerektiği önerisidir. Bu doğrudur! CHP örneğin başkalarının inşa ettiği sorunları (Türban gibi) bayrak yapmamalı.
CHP kendini iktidara taşıyacak sorunlara ilişkin net çözümlerinin bayraklarını dalgalandırmalı! Örneğin, bozulan gelir dengesini nasıl düzelteceksin. Aşağı sınıf ve tabakaların gelirlerini nasıl yükselteceksin. Zenginliği nasıl alt ve orta sınıfların lehine dağıtacaksın...
Örneğin: Orta sınıfın en büyük gelir kayıplarından biri, çocuklarının eğitimine harcadığı muazzam paralardır! Aileleri, Türkiye'ye özgü bu masraflardan nasıl kurtaracaksın? Daha alt gelir düzeyindeki ailelerin çocuklarına daha kaliteli eğitim olanaklarını nasıl sunacaksın!
Değişim iyidir, şüphesiz ki toplumun gereksinimlerini ve sorunlarını dikkate alacaksın! Ama çeşitli köşelerden yapılan önerilerin bir kısmı “cilali imaj devri” niteliğinde!
Bir kısmı, AKP'nin işlerini kolaylaştırıcı bir rol! Bazıları, ABD'nin Ortadoğu projeleri için yedek oyunculuk!
CHP'yi iktidarda görmekten çok, “başkalarının işlerini”, sorunlarını kolaylaştıracak ve çözecek bir “yedek at” olmayı amaçlıyor..
***
Akan bilgiler ve bizzat bazı gözlemler, CHP'nin en büyük değişimi ve dönüşümü “örgüt” üzerinde gerçekleştirme gerektiğini gösteriyor! Bunlardan bir ikisini yazacağım!
Şimdi, iktidarın yeni başlattığı yargısal-hukuki dönemde, CHP liderleri her ciddi sorunu bayrak olarak dalgalandırmalı..
Bu arada, hukuk ve yargı uygulamalarına özen önem verilmeli!
Mesela, Yüksek Seçim Kurulu, Referandum sonuçlarını sandık bazında niye vermeyi reddediyor? Bu saydamlığı sağlamak için, ne gerekiyorsa yapılmalı!
Yüksek Seçim Kurulu'nın çalışmaları, bütün adaletsizlikler izlenmeye alınmalı!
Deniz Feneri davası gündemden düşmemeli! Dava ve soruşturma üzerine büyük bir siyah şal örtülmüş durumda! Savcısı, başarılı çalışmaları sonucu olsa gerek, HSYK'ya “atanıyor”!
Bütün bu sorunların takipçisi olacak, bu sorunlara pençesini geçirecek, genç bir CHP!
28 Ekim 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder