SAYFALAR

19 Mayıs 2024 Pazar

ehdit söker mi? Hayır, İstanbul kendi geliriyle.

 Orhan Bursalı

Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.trSon Yazısı / Tüm Yazıları

Tehdit söker mi? Hayır, İstanbul kendi geliriyle...

29 şubat

kinci kez konuya giriyorum. İlk yazımda iktidarın Stockholm sendromu oluşturarak ve ezik bir seçmen kitlesi yaratarak oylarını alma denemesi yaptığını yazmıştım. Toplumsal bir şizofreni kaosu içinde, “Bizi seçmezseniz Ankara merkezi yönetiminin desteğinden parasından yardımından mahrum kalırsınız” duygu ve düşüncesiyle oyları iktidara çekme projesi tutar mı diye sormuştum.

Bu konuda düşüncem netleşti: Tutmaz.

HİÇ YARDIM, BOL ENGEL

İktidar, muhalefet partilerinin elindeki belediyelere zaten yardım ya hiç yapmıyor ya da yasal zorunluluklar nedeniyle minimum yapıyor. Belediyelerin başarısız olması için 2019 yerel seçimlerinden beri elinden gelen engeli çıkarıyor. İstanbul büyükşehirlerin buldukları yabancı kredilere onay vermiyor, ki bu krediler kentlerin mesela deprem konutlarının yapılmasına veya ulaşıma harcanacaktı. Veya bir iki yıl beklettiler hizmeti engellediler ve baskı sonucu bazı kredilere izin verdiler.

Ayrıca çıkardığı yasalarla belediyelerin gelirlerini kısıtladı.

Ayol, mesela İstanbul Büyükşehir’in ucuz Halk Ekmek dağıtımına bile engeller çıkardı. Büyükşehir meclislerinde çoğunluk ellerindeyse, neredeyse engel çıkarmadıkları proje kalmadı. İstanbul’un taksi ihtiyacını karşılamak için tüm girişimleri iktidar reddetti.

Doğu-Güneydoğu Anadolu’da el koymadığı seçilmiş belediye bile kalmadı.

Yani beş yıldır yapabileceğinin azamisini yaptı iktidar.

Şimdi kalkmış bizi seçmezseniz para ve hizmet yok diyor. Ne yapacak, emlak vergilerini vb. de kendisi mi toplayacak?

Yapacağı benzer işlerdir.

AKP’NİN KENT DİNAMİĞİ ELİNDEN KAÇTI

Fakat buna rağmen CHP’nin elindeki büyükşehirler kendi gelirleriyle büyük işler yaptılar. Göstermelik, zırva, büyük, şaşaalı projelere değil (Kanal İstanbul gibi!), kentin ve halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yöneldiler. Mansur Yavaş’ı Ankara’dan söküp atmaları mümkün mü?

Ekrem İmamoğlu da çok önemli halk kesimlerine yöneldi. İstanbul’un özellikle çevre mahallelerinde 100 kadar kreş açılmasıyla özellikle kadınlara sağlanan ekonomik ve serbest zaman yararları, gerçek bir sosyal dönüşümü tetikleyecek özelliktedir.

Keşke çocuk yuvalarını inşaya çok daha erken başlatsalardı ve bugün 1000 yuvadan çok daha büyük bir dönüşüme imza atabilselerdi! Yoksul kesimlere yönelen hizmetler, AKP’nin elindeki çok önemli dinamiğe ortak olmalarını sağladı.

İSTANBUL’UN GELİRİ YETER!

İmamoğlu veya Yavaş olsun diğer büyükşehir belediyeleri olsun, iktidarın zaten engellemelerine rağmen kendi gelirleriyle beş yılı geçirdiler. Eğer yoksulluklara dokunabildilerse, kentlerini güzelleştirebildilerse, halkın gönlünü kazanabildilerse, beş yıl önce kendilerini yönetime getiren seçmen içinde uzlaşıyı rahatça sağlayacaklardır...

Belediye başkanları bu konuyu, tehditleri boşa çıkarmada kullanmalılar: “Sen ne yardım yaptın da şimdi tehdit ediyorsun, durmadan engel çıkardın!”

1 NİSAN SONRASINA VURGU

CHP lideri Özgür Özel’in konuşmalarının neredeyse hepsinde seçimlerden sonra 1 Nisan’dan itibaren gelecek ağır vergilerle korkunç zamlarla halkın daha da ezileceğini vurgulaması önemli bir yerel seçim dinamiğine dönüşebilir.

Belediyelerin, “Seçim sonrası yine sizlerin güvencesi olacağız” söylemini sahaya sürmesi etkili olacaktır. Kent lokantaları hızla yayılabilir, üreticiden tüketiciye satışlar gündeme getirilebilir, getirilmelidir de.

BELEDİYE HALKA UMUT OLMALI

Büyük marketler enflasyon ortamında kendi kazançlarından gıdım kaybetmezken, halk bir günden ertesi güne artan fiyatlar altında eziliyor ve market market dolaşarak en ucuzunu bulmaya çalışıyor.

Belediyeler şüphesiz ki halkın yanında olmalı.

Seçimler önemli, kazanabilecek tüm adaylar desteklenmeli.

Salı yazımda belirttiğim gibi, yerel seçim sonuçları gelecek umudunu yeşertmeli, iktidarın yerel seçimlerde büyükşehirleri düşürerek merkezi totalitarizmini ilan etmesi önlenmeli...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder