Orhan Bursalı
Yahu durun, amaçları AYM’ye diz çöktürmek boyun eğdirmek!
Ülke haklı olarak yıkılıyor. Yargıtay 3 No’lu Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi’ni tanımayan, Meclis’e sataşan akıl, anayasa dışı ve açıkça suç oluşturan kararı esaslı bir direnişle karşılaştı. İktidar ve kendine bağlı yargıçları nasıl anayasa dışı davrandıklarını teşhir etmek açısından bu direniş önemli...
Ama meselenin özü gözden kaçmamalı. Anayasa Mahkemesi’ni ne lağ vedebilirler ne değiştirebilirler ne ortadan kaldırabilirler.
Bunu ancak bir “hükümet (askeri) darbesi” gerçekleştirerek, Meclis’i feshederek, olağanüstü hal ilan ederek; askeri, Emniyet’i, jandarmayı da devreye sokarak, belki siyasi tutuklamalara giderek... Bunu sonucunda yeni bir kurucu meclis kurgulayarak yeni anayasası dayatarak yapabilirler.
Komik bir şey söylediğimin farkındayım.
DEĞİŞTİRECEK GÜÇ GEREK
Tabii ki Meclis’te de anayasayı değiştirmeleri mümkün. 175. madde bu konuyu düzenliyor. 200 milletvekili imzalı önerge verir. 360 milletvekili bunu onaylarsa, cumhurbaşkanı öneriyi halkoylamasına götürebilir. En az 400 milletvekili Meclis’te onaylarsa, cumhurbaşkanı anayasa değişikliğini imzalayarak yürürlüğe koyar.
Meclis’te Cumhur İttifakı’nın bunu yapacak gücü yok; 323 milletvekili var. Referanduma götürmeleri için 37 milletvekili daha gerekli. CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek, DP, Saadet veya Emek ve Özürlük İttifakı (HEDEP vb.) destek vermeli. Şimdilik bu olasılık çok çok zayıf. Dahası hiç yok gibi.
O zaman AKP ve adamlarının ve kontrol ettikleri Yargıtay’da nedir bu kıyamet? Adalet Bakanlığı koltuğunda oturan kişinin “İşte gördünüz mü kriz çıktı yeni anayasa gerek” gibi boş laflarının ne anlamı var...
Tek amaç var: Anayasa Mahkemesi’ne boyun eğdirmek ve muhalefetin yapacağı tüm itirazları reddetmesini sağlamak. İktidara paralel yargı kurumları gibi, AYM’nin de vicdanını almak.
AYM’YE KARŞI TERÖR SALDIRISI
Paçavra gazetelerinin Can Atalay’ın hak kaybına onay veren dokuz yargıcın resimlerini yayımlayarak hedef göstermesi tam bir terördür. Siyasetin ve kurumlarının AYM’ye saldırıları da... Bunu muhalefetten biri yapsa, hapiste çürütürler.
2024’ün 17 Nisan’ında başkan Zühtü Arslan’ın görevi bitiyor. Beştepe tabii ki emin bir kişiyi AYM’ye atayacak ve yeni bir başkan seçilecek. Böylece AYM’de bir adamları daha olacak. Ama bu onları tatmin etmiyor. Biat etsinler istiyorlar...
Anayasa Mahkemesi’nin kararları genellikle iktidarı desteklemekte. Mesela CHP’nin, peş peşe gazetecilerin haksız yere tutuklanmasını sağlayan enformasyon yasasının iptali isteğini reddetti! Gazeteci tutuklamaya devam! Acaba diyorum, AYM bu reddi denge amaçlı mı verdi, bilmiyorum, bu vicdanlarının sorusu. Ama ret kararları ülkede basın özgürlüğü üzerindeki iktidar baskısının daha da ağırlaşmasına hizmet etti. Oysa anayasada “Basın hürdür, sansür edilemez” maddesi var.
DİK DURSUNLAR
Şimdi CHP milletin malına mülküne iktidarın el koymasına yol açacak maddeler içeren kentsel dönüşüm yasasını AYM’ye götürecek diyelim. AYM, “mülkiyet hakkının sınırlandırılmasını toplum yararına” mı görecek, yoksa kabul edilen yasanın mülkiyet hakkını zedelediğini, kötü uygulamalarla mülkiyet gasplarına yol açacak yorumları içerdiğini görerek yasayı iptal mi edecek?
AYM üzerinde estirilen terör, iktidarın yasalarına ses çıkarma, uslu çocuk ol, bak yoksa... amacına yönelik.
İktidarın AYM’yi ne değiştirme ne kapatma ne görevden alma gücü var. Umarım üyeler bu terör saldırıları karşısında dimdik dururlar.
Okur notu: Geçen perşembe yazınızda CHP’nin bilim ve kültür platformu üzerine Bekir Onur, eğitim öğretim üzerine önemsenmesi gereken katkıyı yaptı. Tarım, orman ve hayvancılık, hayvan sağlığı üyelerinin olması da önemsenmeli; madencilik, çevre, şehirleşme, deprem, su ve konut sorunları ile ilgili üyeler de olmalı; fikir üretilmesi, yönlendiricilik, proje yaratılması açılarından gerekli. Platformun alt birimleri kurulabilir. (Ümit Erdem)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder