obursali@cumhuriyet.com.tr
Meral Akşener’in dünkü konuşmasındaki şiddet dolu ifadeler oldukça rahatsız edici. Parmak kırmaktan tutun hançeri sırtına değil ciğerine saplamak gibi ifadeler, MHP ile AKP gibi iktidar partilerinin dilinden duymaya alışık olduğumuz atmosfere, benzer katkılar yapıyor. Hiç böyle konuşmazdı. Neden acaba diye düşününce bu ifadelere kopan alkışlar nedeni aydınlatıyor belki de.
Parti içinde çeşitli sorunlar olması doğal. AKP ve MHP dışında daha demokratik partilerde siyaset yarışına alışığız. Parti içinde yerel seçim politikasında farklı düşünceleri biliyoruz. Bir milletvekillerinin yalanlarla dolu yolculuğundan sonra yakasına AKP rozeti taktırması, partide arkası gelir mi sorusunu yaratmış olabilir. Daha önce de Yavuz Ağıralioğlu partiden ayrılmıştı.
Akşener, bu sert ve şiddet dolu söylemi, partide bir istikrar sağlamanın ve güçlü liderliğini göstermenin yolu olarak seçmiş olabilir.
Ama yine de mazur görülecek bir şey değil şiddet dili. Ülkenin siyasetin buna gereksinimi mi var! Her tarafımız şiddet zaten!
AKŞENER’İN TARTISI
Akşener yerel seçimlerde yine tamamen kendi adaylarıyla tartıya çıkacağını vurguladı. Dediğim dedik, sözünden dönmeyen bir lider olduğunu göstermekle birlikte Özgür Özel ve arkadaşları için eski tas eski hamam noktasında duruyor. Bu konuda Erdoğan ve Bahçeli ile aynı çizgide.
Fakat bir işaret de yok değil: Cumhurbaşkanlığı sürecinde takındığı tutumun haklı ve doğru olduğunu CHP’nin teslim etmesini istiyor. Dahası, kendisine yöneltilen ağır eleştirilerden dolayı da özür dilenmesini... Özgür Özel ve şimdiki yönetici kadrodan kimler Meral Hanım’a ağır eleştiriler yaptı bilmiyorum.
Masayı terk ettiğinde ağır eleştirel konuşmasına Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarının sustuğunu ve İYİ Parti’yi masaya geri getirmek için çalışmalar yaptığını biliyoruz. Seçim kaybedilince konuşan olmuştur.
Şüphesiz parti dışından, Kılıçdaroğlu’nu sürekli kazanamaz lider olarak topluma takdim etmesinin de (kendisinin ifadesi ile sekiz ay önceden), seçimin kaybedilmesinde önemli etkisi olduğu söylendi ve yazıldı. Bunlardan biri de benim.
MEMLEKET İÇİN TEFERRUATSA...
Sosyal bilimler ve siyaset bilimi ile ciddi ilişkisi olan herkes bu etkiyi kabul eder. Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak en önemli ortağın böyle düşünmesinin, belirli seçmen kesiminde kurulacak hükümete karşı güvensizlik duygusu yaratması normaldir.
Ama Meral Akşener, çok sayıda yapılan ortak hatalardan kendisini arındırmak ve hâlâ muhalefet üzerinde ağır etkisi devam eden bu süreçten tek haklı lider olarak çıkmak istiyor. Lider açısından siyaseten anlaşılır bir duygu. Toplumda ve kendi partisinde haklılık ve güçlülük getirisi olabilir.
CHP ne der bilemem ama yerel seçimlerde yeniden ortaklık kapısını aralayacaksa hiç mahsuru olmayabilir.
Memleketin selameti için bunu bir teferruat olarak kabul edebilirler.
CHP BİLİM KÜLTÜR PLATFORMU’NA BİR EKSİKLİK UYARISI
Aşağıdaki konuda uzman Bekir Bey’in bu önemli uyarısı dikkate alınmalı:
“Orhan Bey, salı yazınızda Bilim, Kültür, Sanat Platformu’nun başlıca görevini vurgulamışsınız. Platformun gerçekten seçkin üyelerinin (12 kişi) eğitim ve meslek formasyonunu inceledim, ortaya çıkan tablo şöyle: Ekonomi (1), siyaset-sosyal bilimler (3), hukuk (3), eğitim-öğretim (1), sanat (1), tıp (1), mühendis (1), asker (1).
Kanımca bu tabloda en büyük eksiklik çoğu zaman olduğu gibi yine eğitim, daha doğrusu çocuklar ve gençler. Çocukları ve gençleri sadece okul ve öğretim açısından görmeyi bırakıp gelişim özelliklerine uygun -okulda ve okul dışında- projeler üretmeye ve uygulamaya bir an önce geçmek (bir anlamda zihniyet değiştirmek) durumundayız.
Partinin yeni yönetimi bütünlükçü bir zihniyet değişimine gitmek niyetindeyse, programına bu konuyu da (çocukların ve gençlerin her yönden gelişimi) almak zorunda. Platformun sayın üyelerine duyurmakta yarar görüyorum.”
Bekir Onur
Ankara Üniversitesi emekli öğretim üyesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder