obursali@cumhuriyet.com.tr
İsrail Gazze’nin yanı sıra kısmen Filistin devletinin yönetiminde olan Batı Şeria’da da bazı kentleri bombaladı, dün de askeri birlikleri yüzlerce Filistinli genci tutukladı, demir parmaklıklar altına aldı.
Gazze de dahil, aslında Batı Şeria’nın bir kısmı Filistin Kurtuluş Örgütü’nün yönetimi altındadır ve buraları Filistin/Filistin devleti olarak kabul edilmektedir.
Filistin devletini 1988’de Yaser Arafat kurdu. Türkiye ve Avrupa ülkesi olarak İsveç dahil 138 ülke tarafından tanınıyor. Birleşmiş Milletler’de (BM) gözlemci ülkedir ve uluslararası örgütlere üyedir.
İsrail, Batı Şeria’yı 1967’den beri bir işgal altında tutuyor. Bölge üçe bölünmüş durumda ve yüzde 60’ı fiilen İsrail yönetiminde. İsrail burayı adeta kendi toprağı olarak ilhaka doğru gidiyor ve işgal edilmiş değil “tartışmalı bölge” olarak ilan ediyor.
Oysa BM, uluslararası hukuk ve hemen hemen tüm dünya (İsrail hukuku da) Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’yı İsrail tarafından işgal edilmiş bölge olarak kabul eder ve Filistinlilere geri verilmesini ister. Oslo görüşmelerinde Batı Şeria’nın Filistin’e verilmesi öngörülmüştü ama İsrail hiçbir zaman buna uymadı.
İsrail’i buna mecbur edecek hiçbir yaptırım da uygulanmadı.
İsrail, Batı Şeria’da yeni Yahudi yerleşim bölgelerini de genişleterek sürdürdü, sürdürüyor.
HADİ GEL SAVAŞA!
İsrail’in bu uluslararası hukuk tanımaz tutumunu başka ABD ve Avrupa ülkeleri de destekliyor. “İki devletli Filistin” arada sırada dillerinde var ama fiiliyatta ise tamamen İsrail’in arkasındalar.
İsrail, Hamas saldırısını bahane ederek şimdi eline yeni bir fırsat geçtiğini düşünüyor ve İsrail topraklarını genişleterek daha büyük bir İsrail kurma hayalini gerçekleştirebileceğini düşünüyor.
İsrail aslında büyük bir savaşı kışkırtıyor. Hizbullah’ı, Suriye’yi özellikle de İran’ı bu savaşın içine çekmeye çalışıyor. Suriye havaalanlarını, Şam’ı, Lübnan’ı/Hizbullah’ı bombalıyor.
Bu tutumu, bölge ülkelerine ve örgütlerine “Karışırsanız vururum” mesajı olduğu gibi, bu ülkeleri hadi gel savaşa kışkırtmasıdır aynı zamanda.
Belki de savaşın genişlemesi için uygun bir zaman olduğunu düşünüyor.
ABD GENİŞLEME İSTEMEZ
İran’ın Amerikan/Batı ambargosu altında ekonomisi zorda ve zayıflamış durumda. İçi karışık; yönetim, halkının bir kısmını düşman olarak algılıyor ve baskı altında tutuyor, özellikle kadınları.
İki uçak gemisi ve bir dizi savaş gemisi, yüzlerce savaş uçağı, İHA’lar vb. ile Amerika; İsrail’in kayıtsız şartsız yanında.
ABD savaşın genişlemesini istemiyor, böyle bir durum ABD’yi mali bakımdan çok zora sokar, ayrıca Çin ve Pasifik’e yönelik ana hedefinden sapmaya yol açar ve Çin’i güçlendirir.
İsrail’in bölgesel bir savaşı kışkırtması bir şekilde sonuç verirse, sonuçta ABD’nin de kesin desteğini alacağını biliyor. Biden, İsrail’e destek için 14 milyar dolar talep etti. Şimdiden, İsrail’e tonlarca askeri araç gereç veriyor.
İran savaş ister mi? İsrail’in kışkırtmalarına kapılması tehlikeli olur. Bundan geri duracağını düşünüyorum.
Yapılması gereken dünyayı ayağa kaldırmak.
ERDOĞAN ŞANSINI YİTİRDİ
İsrail’in Gazze’ye saldırısını ve kara harekâtını durdurmaya yönelik uluslararası büyük girişimlerde bulunmak gerekir: Barış için!
Ankara’nın bu konudaki girişimi önemlidir ancak Erdoğan’ın Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyoruz, mücahit örgütüdür nitelemesi, Ankara’nın bu alanda girişimini birden sonuçsuz bırakmıştır. Ankara’nın, barış için ve İsrail’e geri adım attırmak için en güçlü olduğu yer Avrupa’dır, NATO’dur. İsveç’in NATO’ya dönüşü kararını Meclis’e sevk etmesini de bir koz olarak kullanabilirdi.
Hamas’ın niteliği konusunda sussaydı ve barış girişimi üzerine yoğunlaşsaydı...
Ama amacı barış girişiminden çok, bunu kullanarak yerel seçimler yaklaşırken iç kamoyuna, seçmene seslenmek oldu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder