obursali@cumhuriyet.com.tr
Meral Hanım iktidar olmaktan neden kaçıyor?
Bu yazı, 2 ve 5 Mart yazılarımın ana gerekçesini sunuyor. Masayı devirirken yarattıkları bir dizi bahanenin arkasında esas nedenin, Meral Hanım’ın “Başbakan olma, muhalefette kalma ve 5 yıllık süreç içinde tek parti olarak iktidara gelme” stratejisinin yattığını söyledim. Meral Hanım bu yüzden iktidara ortak olmak istemiyor.
İki nedenin altını çizeceğim.
Bir lider “partisini büyütme” ve “tek başına iktidar olma” hedefini koyduysa, bunu hangi koşullar altında yapacağını da düşünür.
Bu durumda soru şudur: İktidara ortak olduğu koşullarda bunu yapabilir mi? Veya bu hedeflerine varmak için muhalefette kalmak mı kendisine böyle bir şans yaratır?
Hadi bakalım, özgürce düşünerek bir karar verin! Benim kararım şu: İYİ Parti’nin bugün iktidar ortaklığı ile Meral Hanım bu hedefine asla ulaşamaz.
Ateşten gömlek
Bugün iktidarda kim olursa olsun, ateşten gömlek giyecektir. Türkiye’nin dış borç yükü 500 milyar dolar civarında. MB: “2021 yılsonuna göre yüzde 22.1 oranında artışla 145.6 milyar ABD dolara” ulaştı. Bu borç bulunacak 145 milyar dolar yeni borçla yenilenecektir. Bugünkü koşullarda çok daha fazla faiz ödenecek.
Hükümet doları zor tutuyor 19’da. İhracatçılar yurtiçi üretim maliyetlerinin (asgari ve diğer artışlarla) ihracatta rekabetçi olamadıklarını ve doları serbest bırakmalarını talep ediyor.
Dolar 18 TL’de büyük bir enerji biriktirdi (kırılacak fay gibi!), zincirlerinden kurtulmak için çırpınan tay gibi, bıraksalar fırlayacak. 30’u bulur.
Bu, iktidara gelecek muhalefet için de iktidarda kalabilecek RTE için de geçerli. İktidar içeride borçlanarak, para basarak bütçeyi ayakta tutmaya çalışıyor. EYT’liler, ağın deprem yükü ve yapması gereken büyük harcamaların, enflasyonu ve pahalılığı azdıracağını ekonomiden anlamayanlar bile görüyor.
İktidar, dolara olan aşırı ihtiyacından, yabancılara vatandaşlık karşılığında ev satımını bile yasaklayamıyor, ev ve kira fiyatları alıp başını gidiyor (seçimlere giderken bu yasaklama seçmene rüşvet olarak geçici gelebilir!).
Altında ezilme riski
Seçimlerden sonra milleti çok daha büyük ve ağır bir ekonomik ve sosyal yük bekliyor. İYİ Partili ekonomistler şüphesiz bunun raporunu hazırlamışlar Meral Hanım’ın önüne koymuşlardır.
Meral Hanım ve partisinin siyasal stratejistleri, böyle bir iktidarı devralmanın partiye kendilerine ağır bir siyasal risk olarak geri döneceğini görüyor. (Bu Kılıçdaroğlu ve müttefikleri için de söz konusudur).
Ekonominin en iyi koşullarda bile toparlanması 3 yılı bulur. Ayrıca bilinmeyen iç ve dış başka riskler de ortaya çıkabilir ve hesapları altüst edebilir.
Bugünkü enflasyon sanaldır. Hükümete bağımlı TÜİK enflasyonu bastırıyor. İktidar değişince gerçek enflasyon net ortaya çıkacak (veya onlar da bastıracak!) bu gerçeğin ekonomik etki ve yankısı da büyük olacaktır.
Partisini büyütmek isteyen, tek parti olarak iktidara gelmek isteyen bir liderin, iktidar ortaklığında bu hedefine ve amacına ulaşamayacağı açıktır. Ancak muhalefette kalarak büyüme şansı yakalayabilir.
CHP gölgesinde İYİ Parti
Şimdi ikinci nedene geliyorum: Cumhurbaşkanı diyelim ki Kılıçdaroğlu seçildi. Meral Hanım ve İYİ Parti, Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin gölgesinde kalacaktır. Diyelim işler birkaç yıl geçince işler iyi gitmeye başladı, şüphesiz bunun aslan payını en büyük parti olarak öncelikle CHP toplayacaktır.
Yani bu koşullarda bile Meral Hanım’ın partisini iktidarı tek başına alacak en büyük parti yapma olasılığı sıfırdır, “partinin çoğunluğun oylarını alarak başbakan olma” hayali Kaf Dağı’nın arkasında kalır.
Dediğim gibi, Meral Hanım iktidarın ateşten gömleğini giymektense muhalefette kalarak iktidarı eleştirerek büyüyebileceği hesabı üzerinden gidiyor.
Yok dayatmaymış, yok Kemal Bey seçilemezmiş, yok Mansur Yavaş seçilirmiş... Tüm bunlar derin bahaneler, kaçarken milleti aldatma gerekçeleri...
Yarın, milletin çıkarları, Meral Hanım’ın çıkarları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder