SAYFALAR

6 Ocak 2023 Cuma

Kırk katır yetmedi, üzerine kırk satır

 obursali@cumhuriyet.com.tr


29 Aralık 2022 Perşembe


İktidar giderek meşru olmayan seçim yollarına sapıyor.

Elde var 1’di: Cumhurbaşkanlığı Hâkimler Savcılar Kurulu “ahmak” davası yargıcını, siyasetin dayattığı cezayı vermeyeceğini anlayınca görevden alıyor ve yerine bu işi layıkıyla yapacak birini atıyor. Ceza ve siyasi yasak geliyor.

Şimdi elde var 2: Büyükşehir kadrosunda terör elemanı aramalarında, kıdemli bir Mülkiye müfettişi, yine iktidarın kendisinden istediği “yasadışı” işlemleri yapmadığı için görevden alınıyor ve yerine bir AKP’li atanıyor. Belediyeye terörist aldığı için İmamoğlu’na suç duyurusu yapılıyor.

Dün, İçişleri’nin hazırladığı “terörist” dosyası üzerine geniş bir bilgilendirme dinledik. İmamoğlu’nun iddialara verdiği yanıtları, gazete sayfalarında okuyacaksınız. Kendisinden önce belediye başkanlıkları yapmış şimdiki İstanbul valisi dahil, AKP’li diğer şahsiyetin teröre bir şekilde bulaştığı iddia edilen kişilerin belediyeye alınmasındaki sorumluluklarını dinledik.

PANDORANIN KUTUSU’NDAN TERÖR DAVASI

Görünen o ki Saray ve bakanı uzun süredir İstanbul Büyükşehir-İmamoğlu üzerinde kumpas kurmakla meşgul. Geçen yıldan beri. Seçime en az 6 ay kala hazırladıkları pandoranın Kutusunun kapağını açtılar ve savcılarına havale ettiler.

Savcılığın hızla dosyadan ağır bir iddianame çıkartacağını rahatlıkla varsayabiliriz.

Tıpkı “ahmak davası” gibi.

Uygun yargılayacak adamlar vardır her zaman.

Bu kez suçlama daha da ağır: Teröre yardım. Ve daha biri sürü yan suçlama. Cezası 15 yıldan başlar.

Kırk katır, aptal bir “ahmak davası” ve kararı idi.

Bununla yetinmedin mi, al sana bu kez “kırk satır”: Terör himayecisi

SEÇİM MÜHENDİSLİĞİ

Evet her şey seçimlere giderken tepeden iktidarca, Saray’ca tasarlanıyor.

Saray tamamen kendi istediği koşullarda bir seçim süreci hazırladı ve Ekrem İmamoğlu ve İstanbul Büyükşehir’i de bu tasarının merkezine oturttu.

Bu salt bir 2019’un yerel seçiminin intikamı değil. Alamadığı İstanbul’u, elindeki yargı gücüyle ele geçirecek. Bu tam bir gözü karalık.

Tezgâh içinde, İmamoğlu’nu tutuklayarak içeri atma olasılığı da var.

“İmamoğlu” ve “Büyükşehir”e kumpastan nasıl bir cumhurbaşkanlığı çıkarabilir belli değil. 

Yaratılan büyük mağduriyeti önemsediği yok. Bu kumpasın cumhurbaşkanlığı’nı nasıl kazandırabileceği konusunda akla, siyaset hesaplarına uyan bir planın zerresini göremiyorum.

ŞU MU PLAN?

Kesenin ağzını açtık. EYT’liler tamam. Asgari ücrete seçimlere az kala yine destek veririz. Emeklileri memnun ederiz. Aile yardımlarını coştururuz. Kasalarda biriken milyarları da seferber ederiz (bu kara günde bunları kullanmayacağız da ne zaman kullanacağız!)

Muhalefet de söylemiyor mu, seçmen cebine girecek paraya bakar diye.

Bakacak ki eh cebi fena değil, pahalılığın sürmesi, şu aşamada önemli değil. Zaten az ile yaşamayı öğrettik. Şimdi bu yoksulluğu iyi yönetebilirsek, milletin İmamoğlu mağduriyetini kendine dert edinmesi söz konusu da olmaz. Bu arada İstanbul Büyükşehir’i de kapmış oluruz. 2024’te yapılacak seçimlere ise daha çok var.

YA BUNLARIN HİÇBİRİ YETMEZSE?

Evet para dağıtmanın yetmediğini ve yoksulluğu yönetemediklerini görürlerse?

Pandoranın Kutusu’nda başka neler saklıyorlar?

Bir bir dışarıya çıkaracakları?

Ne gibi kötülükler saçılacak ortaya?

Bunları merak ediyorum demeyeceğim, hepsini tahmin edebiliyorum, pek çoğunuz gibi.

Ülkenin karşı karşıya olduğu ağır tehlikeler karşısında, şu aşamada, muhalefetin kendi iç sorunlarının, partisel çıkarlarının, esiri oldukları politik dogmaların, zerre önemi olduğunu düşünen var mı millet içinde?

Millet İttifakı ayaklarının altındaki zeminin hızla kaymaya başladığını gördüğünde her şey çok geç olacak.

Liderlik, büyük düşünmek, zamanında hızla hareket etmek ve cesur kararlarla hemen ilerlemektir.

Hele bu aşamada!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder