SAYFALAR

27 Kasım 2022 Pazar

İmkânsızı İstemek

 obursali@cumhuriyet.com.tr

İmkânsızı İstemek

20 Kasım 2022 Pazar


“İmkânsızı istemek”, aslında felsefi tarafı olan daha çok düşünsel kavramdır. “Bu da olabilir mi ki”ye denk gelen, büyük çoğunluk açısından olamayacak, gerçekleşemeyecek işlere denk gelir. Uç noktada bu fikir ancak “Tanrısal bir yetenek” kazanır veya gerektirir. Hayatta ise önemli bir başarıya imza atmak için koşulları sonuna kadar, büyük beceri, inanılmaz sabır ve inançla zorlamak ve yılmamak anlamında kullanılır.

“Hayallerini gerçekleştirmek için onların peşinde koşmak” mesela bir eylem biçimidir. Adım adım taşları döşersiniz, doğruları ve koşulları uygularsanız önemli bir inşaya imza atarsınız. Bazı konular, gerçekleşmesi mümkün değil görünür, ama iyi bir fikir, buluş ve meydan okuma ile bakmışsınız istediğinizi elde etmişsiniz.

BUNLARI NEDEN ANIMSATTIM?

Cumhurbaşkanının 6’lı masayı dağıtmak için öncelikle İYİ Parti’ye yönelik “ne işleri var orada, sen yerli ve millisin” biçimindeki sözleri bana Reis imkânsızı istiyor çağrışımı yaptırdığı için. Orada olmaması lazım, ayrılmasını isterim, diyor.

Bu yeni değil. Aslında, Ayasofya’nın açılış töreninde ilk girişim geldi. İlk çağrı görevini Bahçeli üstlendi ve “Yuvaya dön” dedi. Yeni MHP’ye! Sanki neredeyse sille tokat Meral Akşener ve arkadaşlarını partiden atan kendisi değilmiş gibi!

Erdoğan da Bahçeli’nin çağrısına sahip çıktı, “Terör örgütleriyle el ele olmak, milli ve yerli olarak düşündüğümüz İYİ Parti’ye hiç uygun” değil dedi.

Ta o zaman “gerçekçi” bir saptama yaptılar: Yaa bunlar karşımızda tek vücut oldular, Cumhurbaşkanlığı’nı zar zor sandıktan bazı hukuki katakullilerle damgasız pusulaları kullandırarak vb. çıkardık... Yerel seçimlerde de bizi darmadağın ettiler, birleşik bir güç haline gelerek...

BUNLARI DAĞITMAK LAZIM

Evet bu sonucu çıkarmaları çok doğal. O zamandan beri özellikle İYİ Parti üzerinde “terörle, HDP ile PKK ile işbirliği” mavraları, siyasetlerinin belkemiğini oluşturdu. Soylu’yu bu suçlama savaşının merkezine oturtarak! Adam günde kaç parti saldırıp duruyor. Saldırmamak kendisi için büyük bir psikolojik rahatsızlık konusuymuş gibi. Kim bilir, belki de bu konuyu içselleştirerek o noktaya gelmiştir!

Tamam CHP zaten tescilli PKK’ci, senin ne işin var orada ey yerli ve milli!

Ana politika bu.

Aylardır “Amiral Battı”daki “Koçbaşı”nın işi gücü 6’lı masa. Her gün dağıldı dağılacak, Meral Hanım’la Kılıçdaroğlu birbirlerine girdi, artık iflah olmazlar, dedikodu yayını yapıyor. Bu çabaları ile de reisinden hakkettiği övgüyü aldı, bence köşesine Saray damgalı Nobel armasına benzer madalya damgası konulsun. Yerli ve milli olması için de bir de nazar boncuğu iğnelensin.

UMUT KAFDAĞI’NIN ARDINDA

“Cesur ol, gerçekçi ol imkânsızı iste” düşüncesi, 20 yıl aşkın iktidarda olan ve geldiği nokta ülkeyi çökertmek olan yaşlı, çökmüş, yıpranmış, karizması çoktan çizilmiş, tökezleyen ve yarın seçim olsa devrilecek bir konumda tutunan iktidar için komik oluyor!

Politikada bir günde her şey olur inancı, bazı durumlar için geçerli olabilir, ama temel bir konuda karşılığı sıfırdır. Sadece “Umut yoksulun ekmeğidir, ye memet ye”ye denk gelir.

AKP geldiği noktada, umudunu 6’lı masanın dağılmasına bağladı.

Bu da daha şimdiden kaybettiğini ilanı sayılır.

Konuyu sürdüreceğim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder