obursali@cumhuriyet.com.tr
Süpermarkette Diyanet ile iktidar kapışması
Bir rüya ile yatağımdan sıçradım. Hâlâ kendimi süpermarkette görüyordum ve ilginç kavga sürüyordu: Başında sarıklar ellerinde beyzbol sopalarına benzer silahlarla, süpermarkette etiket kontrolü yapan, artık İçişleri Bakanlığı mı desem, yoksa sanayi mi, veya ticaretle uğraşan bakanlık mensupları mı, polis mi veya belediye elemanları mı, belki de hepsinden oluşan bir grup resmi elbiseli adama dokunmayın etiketlere diye bağırıyordu! Sopalar sallanıyordu! Görevli elemanlar elleriyle geri doğru eğilen kafalarını korumaya çalışıyorlardı.
Ne olduğunu anlamadım.. Bu da ne ola, hayrola dedim.
Ayılmam 10-15 saniye sürdü... Sonra gözümün önünde Sefa Uyar’ın gazetemizin manşetine oturan “Fiyatı Allah tayin eder” başlığının görüntüsü belirdi.
Keşke uyanmayıp cümbüşü seyretseydim, diye düşündüm.
Baktım karikatürcülerimiz hiç vakit kaybetmemişler. Göklerde bir varlık görüntüsü hesap kitap işleriyle uğraşıyor!
BİR İNANÇ KÜLTÜRÜ
Diyanet’in “Din İşleri Yüksek Kurulu” bir fetva mekanizması olarak çalışıyor. Ticarette kâr haddi var mı, sorusuna geçmişten bir hadis ile yanıt veriyor: “Fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren Allah’tır.”
Tam şöyle: “Allah resulü fiyatlar artmaya başladığında kendisinden bu duruma müdahale etmesi istendiğinde şöyle buyurmuş: Şüphe yok ki fiyatları tayin eden, darlık ve bolluk veren, rızıklandıran ancak Allah’tır..”
Tüccar-esnaf arasında “rızkı Allah verir” çok yaygın bir inanıştır. Boyun eğdirir. Allah verdi, Allah aldı.
Adamın dükkânının yanında bir süpermarket açılmış, kendisi sinek avlıyor. Allah rızkımı kesti mi diyor? Bazıları. Peki niye kessin kardeşim, senin rızkını, yanında açılan büyük para kesti, hatta senin kazancını kendi “rızkına” kattı. Sende, mahalle içinde yanı başında süper market açılışına izin verenler ve dükkânını kapatan iktidara karşı bir düşüncen yoksa, bu ticaret işlerinin Allah ile din ile ilişkisi olmadığını anlayamıyorsun, sürünenler kulübünün sürekli üyesisin demektir.
Fetvada şöyle komiklikler var: Fiyatları suiistimal edenler vardır ve bunlara karşı mücadele caizdir...
Kafaları bugünkü dünya işlerine, 2 bin yıl önceki fetvaların bugün de geçerli olamayacağına aklı basmayan sarıklı takım hiç düşünmüyor: Fiyatları Allah belirliyorsa, ne hakla etikete müdahale edeceksin. Allah’ın belirlediği fiyatların ne olduğunu nereden biliyorsun. Belki de süpermarket sahibine pahalı fiyatları bizzat Allah yazdırmıştır! (Yürü be market sahibi, işte sana yüksek fiyat etiketi için gerekçe!)
Bir zamanların egemen tüccarlarının kâr ve çıkarlarını savunan söylenceleri bugün millete fetva olarak dayatanlar, iktidarın ülkeyi batıran ekonomi politikalarını “Fiyatları Allah belirler” diyerek pahalılığın, kıtlığın bu iktidarla ilişkisi olmadığına zavallıları inandırma peşinde koşuyor.
Bunun için de bu adamların maaşlarını ödüyoruz!
Gidecek yerleri yok!
‘ALTIN MASA’
Bir dostum mesajını paylaştı: “Artık şu 6’lı masa söylemi yerine ‘altın masa’ deyin. Altının gram fiyatı arttıkça, masanın değeri artmış olur! Çıkın açık açık iktidara gelmeden bile ülkeyi biz yönetiyoruz diye bağırın. İktidara gelince bunun mislini yapacağız diye vaatte bulunun. Sıralayın:
Emekliye ikramiyeyi biz dayattık.
Asgari ücret artışını biz belirledik.
3600 ek gösterge bizden.
KYK burslarının faizsiz olmasını biz sağladık.
İktidara hakkınız olan şeyleri size vermesi için biz yüklendik. Kendiliklerinden veya sizin istemenizle hiçbir şey vermeyeceklerdi. Hatta KYK konusunda olduğu gibi, gerçeklerden haberleri bile yoktu.”
Eğitimin iflası üzerine: İlter Gözkaya–Holzhey: “Almanya okul sistemi yazdığınız gibi iyidir . Öyle ki kaliteli elemanlar diğer AB ülkelerinde iş şartları daha iyi olduğu ve diplomaları tercih edildiği için Almanya’yı terk ediyorlar. Bu nedenle Almanya’da yüksek öğrenim görmüş kaliteli eleman açığı var.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder