SAYFALAR

28 Ağustos 2022 Pazar

İktidar iyice din aldatmasına ve yasaklara sarıldı

 obursali@cumhuriyet.com.tr

İktidar iyice din aldatmasına ve yasaklara sarıldı

25 Ağustos 2022 Perşembe


Cumhurbaşkanı “İktidar olduk ama kültürel hâkimiyeti kuramadık” sözleriyle neyi kastettiği ne kadar tartışıldı bilmiyorum ama Türkiye Cumhuriyeti’nin çağdaşlık ve uygarlık konusunda bugüne kadar kazanımları karşısında bir “karşı kültür” kuramadıklarından şikâyetçi olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Kültürel hâkimiyeti kurmadık, sözlerinden sonra yaşadıklarımıza bir göz atacak olursak kurulan beş - on kişilik İslamcı şeriatçı tamamen köktendinci birtakım derneklerin “14 ahlaksız festivali yasaklattık” açıklamalarını iktidarın “kültürel hâkimiyetini” kurma yolunda girişimleri, etkinlikleri olarak mı göreceğiz? Evet! Bu dernekler valileri kaymakamları yönlendirerek yasak kararları aldırdıklarını göğüslerini gererek ve belge yayımlayarak ilan ediyorlar.

SOYLU’NUN İTİRAFI

Nitekim İçişleri Bakanı Soylu da bunlara sahip çıkıyor ve “festival adı altında bir dizi sahtekârın gayri kanuni olarak yapmak istediği hiçbir organizasyona devlet izin vermez” tweet’i atabiliyor. Neresinden tutabilirsiniz? Yıllardır AKP’li belediyelerin de konserler düzenlediği bilinmiyor mu?

21 yıldır iktidarda olan bir partinin bugün geldiği nokta, büyük bir çaresizlikle her şeyi yasaklamaktır. İktidar, uygarlık ve millet düşmanı ucube derneklerle devletin valilik ve kaymakamlıklarını da yasaklara alet ediyor. Ben de ne diyorum, bu makamlar da zaten partinin makamları!

Demek yasaklarla “kültürel hâkimiyet” kuracaklar!

Yine Soylu’nun Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı Subay ve Astsubay Öğrencileri Mezuniyet Töreni’nde tavsiyeleri de yenilir yutulur cinsten değil: “Mesleğinizin hakkını verin. Görevinize çıkarken Allah rızası için abdestli çıkın, Ayet-el Kürsilerle çıkın. Biliniz ki Cenabı Allah sizin muhafızınızdır”. Laik bir devletin- Cumhuriyetin bakanı bu sözleri söyleyemez. Bakanın dini tavsiyeleriyle değil, görev ve sorumluluklarının bilinciyle işlerini yapacak subaylar üzerinde büyük bir dini baskı yaratılıyor. Bu fişlenmeye kadar gider: Ne abdest alıyor ne Ayetel Kürsileri var!

DEVLETTE FİŞÇİLİK, BÜYÜK AYRIMCILIK

 Bakan zaten bir fişleme üstadı gibi. Emniyet’te, valilik ve kaymakamlıklarda hangi dinden hangi mezhepten hangi inançtan insan bulunduğu konusunda geniş bir bilgiye sahip.

Bir Ermeni kaymakamın ilk kez atanmış olmasını zikrederek “Emniyet müdürlerimiz arasında bir de Alevi müdür vardı” dedi!

Onun yerinde olsam, bu kadar büyük bir ayrımcılığı, dışlamayı itiraf etmekten korkardım.

İktidar tüm atama ve görevlendirmelerde büyük bir ayrımcılık yapıyor.

Bakıyor Sünni mi, bizden.. Alevi mi bizden değil.

Bu ülkede ortalama 25 milyon Alevi bulunuyor.

Ve bir tane kaymakam, bir tane vali, bir tane Emniyet müdürü yok onlardan. Saray’da, bakanlıklarda, bunlara bağlı tüm üst yönetim mevkilerinde, tabii ki yok!

Tam bir Sünni dini diktatörlüğü yaşanıyor ülkede. Ayrımcılık ve dışlama diz boyu.

ÇARESİZLİKLERİN DIŞAVURUMU

 Peki, durum bu iken cumhurbaşkanı, seçim sürecine girdiğimiz için, kendilerine uygun seçtikleri Alevi evlerine gitmesini çok cesurane bulmaz mısınız?

Oradaki Aleviler, kendilerini toptan ve tümden dışlayan bir iktidarın oy taleplerine “Devletlümmm” diyerek el etek öpüp evet mi diyecekler... İktidar en azından öyle sanıyor.

Bu ziyaret bile büyük çaresizliklerinin dışavurumu.

Bence baş şeriatçının tüm müftüleri dünkü gazetemizde Sefa Uyar’ın haberine göre acele toplantıya çağırıp tüm imamların evlere giderek iktidara oy talep etmelerini istemesi de ne büyük bir çaresizlik içine düşüldüğünün başka bir göstergesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder