obursali@cumhuriyet.com.tr
‘Politika, maddi ve manevi tok kişilerin işi olmalı’
İzmir’de birkaç yıldır 6 Mayıs’ta düzenlenen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ı anma etkinliği, idamlarının 50. yıldönümünde çok özel ve anlamlı bir şekilde gerçekleştirildi. Oktay Kaynak’ın çağrısı ile Deniz Gezmiş’in mücadele arkadaşlarından bir kısmı ve İzmirli gençler bir araya geldi. Bir kültür merkezine dönüştürülen Tarihi Havagazı Fabrikası toplantı salonunda, arkadaşları, Deniz Gezmiş ile doğrudan anılarını paylaştı.
Osman Bahadır, Ömer Güven, Salman Kaya, Şaban İba, Ruhi Koç, Hakkı Karadeniz, Cevat Ercişli, Fahri Aral, Yahşi Karamollaoğlu, Necati Sağır, Necdet Dizman, Halis Fındık, Türkan Sabuncu, İsmail Gençoğlu, Mehmet Bilal Çevik, Eyüp Yıldırım, Necla Kuglin, Çimen Turan, Ali Fuat Çiler, Bahattin Yücel, Mehmet Yücel, Selahaddin Güleç, Mete Sönmez, Cengiz Baltacı dahil 100 kişiye yakın 68’li gencin buluşması, ilginç, kucaklaşmalı, hasret giderici, birbirine takılmalı geçti.
Anılarını anlattılar, kısa konuşmalar yaptılar, o dönemin ve devrimci hareketin özelliklerine eleştirel bakan konuşmalar oldu. Oktay Kaynak, bu buluşmaların mimarı olarak 68 hareketini, Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ı sevgiyle anarak kucakladı. Ömer Güven, hatalara da bakmalı dedi, 68 hareketini erkek ağırlıklı olarak nitelendirdi.
Osman Bahadır, Gezmiş’in büyük liderlik özelliklerine vurgu yaptı, “Biz arkadaşları olarak bunu biliyorduk, ama Deniz’in yakınında bulunmayan sanatçılar, şairler, mesela Atillâ İlhan, Can Yücel sezgileriyle bu lider özelliklerini çok iyi anlattılar” dedi. Düşünce olarak geçmişe saplanıp kalma - dogmatizm tehlikesine vurgu yaptı.
Deniz Gezmiş’in düşünceyi öncelikle pratik eyleme döken özelliği dile getirildi.
Bu anılar umarım yazılı olarak toplanır, gelenlerden ve gelemeyenlerden güzel bir bellek kitapçığı oluşturulur.
TUNÇ SOYER İLE SOHBET
Akşam bir arada yemek yendi, fotoğraflar çekildi. Yemeğe katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile güncel siyasi konular ve İzmir üzerine sohbet olanağı bulduk.
Soyer, bisikletiyle 12 dakikada her gün görevine gidiyor.
Zaman yetmiyor, diyor. O kadar çok yapacak iş var, eğer hayatını, günlük ritmini çok disiplinli düzenlemezsen, akıp gidiyor zaman ve peşinden koşturuyorsun diyor.
Çok iyi anlıyorum, çoğumuzun temel derdi.
Uykusunu 8 saatten 6 saate düşürmüş. Bu disiplin asker babasından. O zaman şikâyetçi olduğu baba disiplininin şimdi yararını gördüğünü söylüyor.
EMPATİ VE DEMOKRASİ
Size yöneltilen eleştiriler nedir soruma, “Elimi masaya vurmamı isteyenler çok” diyor. Liderlik kültü bizde ataerkil bir miras ve özellikle yöneticiden çok talep ediliyor! Demokratik geleneklerin henüz oturmadığı bir toplumsal yapı Tunç Soyer, empati etmeyi demokratik yönetim anlayışının başına oturtmuş.
Empati demokratik bir davranıştır. Karşındaki kişinin, hem kendin hem ortadaki konu vb. hakkında ne düşündüğünü anlamanın en iyi yoludur. Bu çözüm üretir, diyor. Demokratik paylaşımın kapılarını açar. Hem demokrasiyi içerir hem de paylaşımı.. Soyer, İzmir’in sorunlarını demokratik kooperatifçilikle çözme politikalarından örnekler veriyor. Ulaşım, kentsel dönüşüm, üretim...
TOK OLACAKSIN
Son günlerde yaşadığımız bazı siyasi davranış bozukluklarını soruyorum.
Başlıktaki yanıtı veriyor: “Politika, maddi ve manevi tok kişilerin işi olmalı.”
Hırs her ne kadar insanı başarıya götüren bir özellik taşısa da ipini koyverdiğinde, büyük açlığın dizginsizliği içine yuvarlanırsın.
O zaman aklı, makulü, politik nezaketi, güvenli ilerleyişi ve yürüyüşü bir kenara bırakırsın.
Birden aklıma İlhan Selçuk ağabeyin sık kullandığı sözü geliyor: Ham ervahlık..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder