SAYFALAR

8 Mayıs 2022 Pazar

En vahşi sömürüye karşı yaşasın 1 Mayıs!

 obursali@cumhuriyet.com.tr

En vahşi sömürüye karşı yaşasın 1 Mayıs!

01 Mayıs 2022 Pazar


Türkiye’de 1 Mayıs’lar geçmişte hep sorunlu oldu. Emek ve Dayanışma Günü olarak kutlanması; çalışanların, sendikaların dileklerini, eleştirilerini gündeme taşımaları, sağcı iktidarların hiçbir zaman hoşuna gitmedi. Engellemeler, yasaklamalar, alçakça katliamlar, sürekli polis şiddeti, cinayetler, gözaltılar... 

Geçmiş 1 Mayıs’lara şöyle toptan bir değerlendirme yap deseniz, görünüş budur. Yok bahar bayramı, yok resmi tatil, yok bilmem ne... Çalışanların, emeğin dayanışması, iktidarların emek karşıtı politikalarını eleştirmeleri, emek üzerindeki muazzam ekonomik - toplumsal baskı ve şiddete karşı büyük halk dayanışmasının gerçekleşmesi iktidarlarca engellenmeye çalışıldı. Ülkeyi 70 yıldır en aşırısından en orta hallisine kadar neredeyse tamamıyla yöneten sağcı kepazelerin ve yaslandıkları askeri darbelerin çok korktukları bir gün oldu 1 Mayıs!

Yasaklar ve engellemeler ve katliamlar... Ve çalışanlar için büyük önem taşıyan Taksim Meydanı’nı kapatmalar... Hepsinin canı cehenneme diyesi geliyor bu emek düşmanlığı karşısında! 

SÖMÜRÜNÜN EN BÜYÜĞÜ VE EN ZALİMİ

Fakat çalışanlar üzerinde en büyük sömürü ve baskının “büyük onuru” AKP iktidarına aittir. Kıyaslanamaz bir şekilde... Bir iki “cicim yılları” dışında sadece Taksim yasaklamaları değil, neredeyse tüm 1 Mayıs’lar baskı altında yapılmaya çalışıldı.

AKP, emek üzerinde en ağır sömürüyle iktidarını sürdürmeye çalışıyor.

Türk-İş açlık sınırını 5 bin 300 TL olarak saptarken asgari ücret ilk kez bu sınırın altında kaldı: 4 bin 250 TL.

Enflasyon, resmi yüzde 61, gayri resmi yüzde 142, Merkez Bankası bile enflasyon tahminini bu yıl yüzde 42’ye yükseltirken ücretler, maaşlar, emekliler, bu yüksek pahalılık karşısında ezildi, un ufak oldu. Türkiye en düşük emekli aylığının 2 bin 500 TL olduğu büyük bir utanmazlık yaşıyor, ama iktidarın umurunda değil.

Çünkü onlara, çalışanların, emeklilerin sırtından zenginlere, daha büyük zenginlere sürekli servet aktarımı için para gerek... 

Martta açıkladıkları kur korumalı TL mevduat hesabına yapılan 600 milyar TL’lik büyük hücuma, üç ay sonra bankaların yüzde 17 faizinin üstüne, Hazine’den Merkez Bankası hesaplarından 60 - 130 milyar TL ödeme yapıldı, yapılıyor. 

Zengin ultra zenginliğe, yoksullar ve çalışanlar ise ultra yoksulluğa doğru!

EŞİTSİZLİĞİN EN ÂLÂSI

Tüm bunların sonucu olarak, ülke sınıflar, katmanlar arasında dünyanın en eşitsiz birkaç ülkesi arasına yuvarlandı. Bu eşitsizliği ölçen Gini katsayısı 0.44’e dayandı.

İktidar, en aşağıdaki kesimi ezen politikalarına, kiralık ev bulma sıkıntısını da ekledi. Asgari ücretle bile kiralık ev bulma giderek olanaksız hale geldi. Açgözlü ev sahipleri karşısında yoksullar savunmasız kaldı. Yüksek ev kiralarına gözünü diken ev sahiplerinin kiracılar üzerinde tacizleri ayyuka çıktı.

Ülke, ev alacak kadar doları olan yabancıların, mültecilerin adeta istilasına uğratıldı. 250 bin dolara ev satın almaya üstelik “sudan ucuz Türklük”e kapıları sonuna kadar açtı. 

Yüksek enflasyon ve pahalılık, dolar kazançlı yabancılara vız geldiği için ev kiralarını tepe noktalarına taşıdı. 

YAŞASIN 1 MAYIS!

Böylesine bir ağır sömürü, yoksulluk ve zenginlere servet transferi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde zor görülür. 

Çalışanların sendikasızlaştırılarak veya devlet sendikalarına üye yaptırılarak, dayanışmalarının, hak aramalarının engellenmesini de bu arada anımsatalım.

Kurtuluş emeğin büyük dayanışmasında, mücadelesinde, iktidara hak ve özgürlük dayatmalarında!

Yaşasın dayanışma! Ağır sömürüye, özgürlük düşmanlığına, hukuksuzluğa, zorbalığa karşı çalışanların mücadelesi!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder