obursali@cumhuriyet.com.tr
ABD’de başlayan Trump’ın darbe süreci neyi anımsatıyor?
Eksik bıraktığım yazıyı tamamlayacağım bugün. Çünkü ABD’de “sandığı hiçe sayma veya oyları çalma” ve bu bağlamda da bir “iç savaş” tartışması, dünyayı da etkileyebilecek bir sürece evrilebilir sonuçta..
***
Şimdi bunca ülkenin ciddi sorunu varken bu konuya niye taktın, diye sorabilirsiniz.. Acaba niye?
***
Amerikan “demokrat kesimi”, “Amerikan demokrasisinin sonu”nu getirecek bir gelişmenin derin endişesi içinde. Geçen yıl 6 Ocak’ta “Capitol”ün basılmasının yol açtığı büyük kriz öyle kolay alt edilebilecek gibi gözükmüyor. Çünkü, Capitol baskınını yapanların şimdi çok daha büyük bir örgütlülük içinde gelecek seçim sürecine hazırlandığına ilişkin ortada epey gelişme var.
Geçen yazımda The Atlantic’te yayımlanan bir makalenin başlığını vermiştim: Trump’ın bir sonraki darbe süreci başladı, 6 Ocak antrenmandı. Trump bir sonraki seçimi bozmak için çok daha iyi bir konumda (Barton Gellman).
***
Trump’ın kaybettiği anlaşılmasına rağmen seçimin iptali için bir planın hazırlandığının belgesi ortaya çıkmıştı. Donald Trump’ın hukuk ekibinden avukat John Eastman, 2020 seçim sonuçlarının iptal edilmesi için Trump’ın yardımcısı Mike Pence’e, iki sayfalık altı maddelik bir planın ana hatlarını hazırlamıştı. Planın omurgasında, yedi eyalette sandık sonuçlarının yanlış olarak Demokratlar’a verildiği iddiasıyla sonuçların iptal edilmesi vardı. Böylece Trump kazanmış sayılacaktı. Avukat, anayasanın başkan yardımcısı olarak, Pence’e böyle bir yetki verdiğini inandırmaya çalışıyordu.
Beyaz Saray’da toplantıda Trump, Pence’e “John Eastman’ı gerçekten dinlemelisin. O saygın bir anayasa bilgini. Onu iyi dinle” diyecekti. Avukat, Pence’in, bunu, Kongre’de oylama gerektirmeden ve mahkemeden izin istemeden yapması gerektiğini söylüyordu, yani bir başkan yardımcısının darbesi!
Anayasa çiğnenecek ve 2020 seçim sonuçları iptal edilecekti. Fakat Pence buna yanaşmayınca plan yürümedi.
Aslında Trump, daha seçimlere aylar kala, Demokratların sandıkta büyük hilelere hazırlandığı, oyları ve böylece kendi başkanlığını çalacakları yalanını yaymaya ve taraftar kitlesini ayağa kaldırmaya başlamış ve başta yüksek mahkeme olmak üzere eyalet mahkemelerini de kışkırtmaya girişmişti.
***
Trump ve adamları, ABD’yi iki düşman kampa bölüyor, kendilerini vatansever, demokratlar ve Amerikan değerlerini yok etmeye çalışan diğerlerini “hainler, alçaklar, vatan satıcıları” olarak damgalıyor. (Bu suçlamalar size bir şeyleri hatırlatsa gerek!)
Bugün Cumhuriyetçi Parti’ye oy verenlerin yüzde 70 kadarı hâlâ seçimlerin çalındığı düşüncesinde ve Trump’ın 2024 stratejisi de önemli ölçüde bu zemin üzerinde seçmenin iradesini peşinen belirlemek üzerine kurulu.
Demokratlar, bir iç savaş tehdidi ve tehlikesini de bu çerçevede dile getiriyorlar.
Özellikle de Trump öncesinde, ırkçı, düşmanca, savaşa hazır örgütlü yapılanmaların sayısının 100’den az iken, şimdi 300’ü aştığı saptanıyor.
EVET, BEN BU YAZIYI NEDEN YAZDIM?
Eğer seçimin kazanılamayacağı anlaşılınca, “mutlak iktidar tutkuları”nın ve bu tutku sahiplerinin, ülkeyi sürükleyebilecekleri derin iç savaşı bile gündemlerine almaktan çekinmeyecekleri ve özellikle de tüm planlarını oyları çalmak, sandıkları yok etmek üzerine kurduklarını anımsatmak için.
Sandık ve oy, çalınmış ve göstermelik olsa bile, bir ana “meşruiyet” tutamağıdır. İktidarda olmanın gücü, atı alanın Üsküdar’ı geçtiğini söyler.
Adamlar boşuna yargının ve seçim mekanizmasının belkemiklerini tamamen kendilerine bağlamıyorlar.
Zor zamanlara giriyoruz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder