SAYFALAR

4 Aralık 2021 Cumartesi

Helalleşme üzerine, doğrular - yanlışlar

 Orhan Bursalı

Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.trSon Yazısı / Tüm Yazıları

Helalleşme üzerine, doğrular - yanlışlar

21 Kasım 2021 Pazar

Kılıçdaroğlu epey şaşırtıyor. Okurlar soruyor, bu konuda yazacak mısınız diye. Ekranlarda gündemden eksik değil. CHP’nin bazı ağır abileri, muhalefette olup da Kemal Bey’i sevmeyen bazı siyasiler rahatsız. CHP iktidarda mıydı 60 yıldır, bu ülkeye ve halka ne kötülük yaptı ki helalleşme konusunu ortaya attı diyorlar. 

Neyse, Kemal Bey açıklamalarda bulundu. Özellikle AKP döneminin yolsuzlukları, hukuksuzlukları gibi yargıyı ilgilendiren konuların bu helalleşme ile ilgisi olmadığını söyledi.

Fakat ciddi itirazlar var: CHP iktidar yüzü mü gördü! Bir parti muhalefette iken de yanlışlıklar yapabilir tabii ki fakat Kılıçdaroğlu’nun 28 Şubat’ta “mütedeyyin” insanlardan özür dilemesini anlamak zorluğunu herkes yaşıyor. CHP ve politikaları mı 28 Şubat’a yol açtı? Sağcı ve dinci siyasetin ülkeyi, Türkiye Cumhuriyeti’ni, Atatürk ve devrimlerini har vurup harman savurma politikalarının sorumluluğu CHP mi oldu? Önce iktidara gelin, orada yapacağınız yanlışlarla helalleşirsiniz!

NASIL DENMELİYDİ?

Kemal Bey’in saydığı olayların büyük çoğunluğu, sağcı ve merkez iktidarların yönetimi altındaki devlet güçlerinin yediği haltlar. Kemal Bey şunu söyleyebilir mesela, Ahmet Yavuz’un ifadesiyle: “...sorumlusu biz olmasak da geçmişte devletin yaptığı ve insanların gönlünde kırıklık yaratan ne varsa benzerlerini yapmayacağımızı, kutuplaştırmaya asla izin vermeyeceğimizi size garanti ediyorum.” Böylece boşuna polemik yaratılmazdı.  

Yavuz ayrıca şunu da söylüyor: “28 Şubat tutuklusu general/amiralleri yaşlı oldukları için değil, hukuksuz bir şekilde yargılandıkları için savunmalı CHP...” Bu konuda önemli yazısı şurada: www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/kumpaslar-devam-ediyor-ahmet-yavuz-1878925

‘OLUR BÖYLE ŞEYLER’ Mİ?

Seçim sürecine girdik. Sürecin ana girişimcileri İYİ Parti ve CHP, tabii ki liderleri. Onlar sürüklüyorlar. Bence AKP iktidarının milletin önüne çıkacak yüzü kalmamasına rağmen utangaç da olsa konuşuyorlar. Milletle bütünleşeceğiz, tüm kapıları çalacağız diyorlar da hangi yüzle, merak ediyorum. İçine düştükleri zor durumdan, Lütfü Türkkan’ın ettiği lafın ipine tutunarak kuyudan çıkmaya çalıştıklarına, bu imkânsızı denemeye kalkıştıklarına bakacak olursan umutları sıfır.

Buna karşılık muhalefet çok ciddi ve çözüm önerileri ile gidiyor.

Kılıçdaroğlu’nun “helalleşmesi” çok anlaşılır, bir seçmen - cephe genişletme kaygısı taşıyor. Diyebilir ki “Kardeşim, bizim parti programımız, demokrasi - insan hak ve özgürlükleri anlayışımız, hukuk ve yargı üzerine görüşlerimiz, ilkelerimiz hepsi yazılı çizili, bunları mı değiştirdik..” Şüphesiz... 

‘GERÇEKLERİN CUMHURBAŞKANI’

Seçim sürecinde Millet İttifakı’nın adayı olmasının da söz konusu olabileceği Kemal Bey’in eğer bu onaylanırsa, “Herkesin Cumhurbaşkanı” olma kaygısıyla bir geniş açılıma yöneldiği söylenebilir. Olabilir, fakat öncelikle “Gerçeklerin Cumhurbaşkanı” olmak gibi bir de sorumluluk var. Gerçekler yoksun kalmamalı. Bu ikisini iyi birleştirmeli.

Daha geniş bir kitlenin, hadi diyelim AKP’ye oy vermiş bir kesimin partiye destek olmasını sağlamanın bir yanlışı yok. Fakat, tüm bunları yaparken, gerçekler - doğrular üzerinden hareket etmek zorunluluğu var. CHP, AKP gibi bir yanlışlar, yalanlar borazanı hiç olmadı. Kemal Bey bunu yapmıyor tabii ki, dikkat çekmek istediğim nokta, CHP seçmeni ne düşünecek, konusu da önemli. 

Yarın, “Kemal Bey’i severiz beğeniriz, ama...” diyenler ve tezleri üzerine.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder