SAYFALAR

20 Kasım 2021 Cumartesi

İktidarın inandırıcılığı sıfır: Mısır, 30 Kasım ve Kavala

 Orhan Bursalı

Orhan Bursalıobursali@cumhuriyet.com.trSon Yazısı / Tüm Yazıları

İktidarın inandırıcılığı sıfır: Mısır, 30 Kasım ve Kavala

21 Ekim 2021 Perşembe

Mısır Başkanı, Kıbrıs Rum lideri ve Yunanistan arasında üçlü zirvenin dokuzuncusu Atina’da yapıldı ve Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki “eylemlerini” kınadılar. Yunanistan’ın sağcı adamı Miçotakis, tüm politikalarını Türkiye düşmanlığı üzerine kurguladı. ABD ile yeni askeri işbirliği, üsler, Fransa ile Türkiye’ye karşı askeri işbirliği anlaşmaları ve silahlanma adımları, Miçotakis’in gelecek seçimleri kazanmak için ana kurgusu olacak. Yunanistan’ın refahını silahlanma ve düşmanlık politikası ile sağlayacak!!! 

Peki... Bu Yunanları ilgilendirir öncelikle diyelim, fakat Ankara’nın karşı bildirisinde komik bir ifade var: Mısır lideri Sisi, ittifak ve işbirliği için yanlış yerde bulunuyor diyor.

Neden yanlış yerde? Acaba kim 10 yıl boyunca yanlış yerdeydi? Sisi’yi tanımayan, tüm yatırımını Müslüman Kardeşler üzerine yapan, Sisi’yi katillikle suçlayan RTE ve hükümeti...

Demek 10 yıllık Mısır düşmanlığı derin izler bırakmış, karşı düşmanlıklar geliştirmiş. Mısır’ı, sana ihtiyacım sıfır noktasına getirmiş... Ankara’nın ilişkileri düzeltme girişimleri de iyi gitmiyor, Mısır alt düzeyde ilişkileri geliştirmek için umut vermekle yetiniyor, Ankara’ya şimdilik elmaşekeri. 

İktidarın dış politikada ülkeye, çıkarlarına verdiği zararın haddi hesabı yok, bunu kendisi tamir edemez durumda.

KAVALA: ELÇİLER VE DIŞİŞLERİ

Ankara’da 10 ülke elçileri, Kavala’nın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda serbest bırakılmasını istedi ya, hepsi Dışişleri’ne çağrıldı ve sertçe uyarıldı.

Dışişleri’nin açıklaması ise herhalde dünyayı da güldürmüştür: 

Bu çağrı “teamüllere aykırı.. bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki süreçle ilgili bu hadsiz açıklama kabul edilemezdir, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamaların reddedileceğine..”

Hukukun siyasallaştırılması... Türk yargısına baskı... Hiç öyle şeyler olur mu bu ülkede!

Trump batırırım seni deyince, rahiplerini ertesi gün serbest bırakan bir ülke, siyasi - yargı ilişkisi..

Kavala ilk Gezi davasından delil bulunmadığı için serbest kalınca ve tam hapishanenin kapısından özgürlüğe çıkmaya hazırlanırken, hemen ikinci bir tutuklama kararı yüzüne okundu. Anında! Bu kez 15 Temmuz darbe girişimine dahil edildi! 

MANEVRA İLE BERAAT

Cumhurbaşkanı tam o sıradaki açıkladı: “Bir manevrayla onu beraat ettirmeye kalktılar..”

Aaa, kimmiş onlar, yani beraat ettirenler? Bizim mahkeme! Mahkeme bir manevra yapmış, Erdoğan bunu görmüş ve anlaşılan duruma el koymuş.

Osman Kavala’ya 2017’de iki suçlama yapılmıştı: Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe teşebbüsü. Süreç içinde mahkeme bu iki suçlamayı birbirinden ayırdı, Gezi davasından delil olmadığı için beraat ettirdi. 15 Temmuz suçlamasıyla ilgili bir tutuklama kararı yoktu.

Tam dışarı çıkacakken, hoop dur bakalım, hakkında bir tutuklama var denildi ve içeride tutuldu.

Beraat kararı verilince ve dışarı çıkacağı anlaşılınca anında bir mahkemeye, ikinci suçlama için tutuklama kararı aldırıldı. Erdoğan’ın konuşmasından birkaç saat sonra!!!

Kim aldırdı dersiniz? Ben bilmem Adalet Bakanı bilir, tutuklamayı kimin kulağına fısıldadığını mahkeme bilir, belki de yargıdaki iktidara bağlı “İstanbul Grubu” bilir...

Ayrıca, Kavala için verilen Gezi davası ve beraat kararı da daha sonra üst mahkeme tarafından bozuldu... Davaları sürüyor ve sürekli tutuklamaya devam kararı veriliyor..

İşte AİHM, dosyayı inceliyor, hak ihlalini saptıyor ve hemen serbest bırakılmasını istiyor.

30 KASIM’A KADAR

Bir de şu var: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Ankara’yı 30 Kasım’a kadar Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönündeki AİHM kararını uygulamaya, aksi takdirde bu tarihten itibaren “ihlal prosedürü” yasal sürecine başlanacağı uyarısında bulundu. Komite, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın serbest bırakılması yönündeki kararın da uygulanmasını istedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kararlarının üye devletler tarafından imzalanıp imzalanmadığını denetlemekle görevli. 

Türkiye üye devlet.

Ama kararları tanımıyor.. 

Bakalım 30 Kasım’da neler olacak.


NOT: “ÜÇ OK DAHA” KONUSU: Değerli politikacı Kemal Anadol, Emek Yeşil ve Bilim başlıklı yazımla (www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/orhan-bursali/uc-ok-onerisi-emek-yesil-bilim-1876039) ilgili geçen pazartesi günü Olaylar ve Görüşler sayfasında yayımlanan uzun yazısında, 6 oka 3 ok daha eklenmesine, çeşitli açılar öne sürerek gereksiz bir öneri olarak karşı çıkıyor. Ciddiye alıp tartıştığı için teşekkür. Fakat şimdilik şu kadarını belirteyim, önerimde ısrarlıyım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder