Bir koronavirüs sözlüğü denemesi, enerjimiz nerelere gitti..
2020’yi iyi tanımlamalı.. Siyasetten mi bakmalı yoksa bilimden mi... Belki iki açıdan da.. Buna yeni yılın ilk yazılarından itibaren başlarız, önceliğim şüphesiz ki siyasetin safsatasından önce, bilim üzerine hesaplaşma olacak; bugün yılın dönüm noktası, hafif geçirelim derim.
Mesela yılın adamı kim? Tabii soracaksınız, hangi açıdan!
Ben Cumhurbaşkanının hemen her açıdan “Yılın Adamı” unvanını kimseye kaptıracağını düşünmem.. O sürekli “Yılın Adamı”, bu bakımdan es geçebiliriz.
Yılın olayı şüphesiz ki Kovit. Ülkemizde bu açıdan yılın adamı Dr. Fahrettin Koca. Görünürlüğü müthişti. Yılın olayı veya adamı derken mutlaka gözünüzde olumlu olay / kişi canlanmasın. Koca’nın Kovit ile ilgili vaka – ölüm saklamaları / saptırmaları müthişti; bu gizlemeler toplumun uyanıklığını köreltti, Kovit buna çok sevindi! Gerçi son bir ayda vaka açıklamaları düzeldi, ama ölüm saptırmaları sürüyor. Fakat bilmediğimiz bir şey, bunu isteyerek mi yaptı, Saray’ın talimatıyla mı... Her iki açıdan da kötü. Kovit’ten olmayan siyasi başarı çıkarmak, bu iktidara yakışmadı değil.
En çok Kovit konuştuk. İtirazı olan?
Kolonya başrole çıktı
Kullandığımız sözcüklere gelince, salgın, korona, pandemi, dilimizden düşmedi. Pandemi nedir, henüz bilenimiz fazla değil! Virüsün adı, genellikle bunlar oldu. Koronavirüs, yeni korona virüs, Kovit-Sars 2; Sars– Kovit 19, daha çok bilimsel jargonda kaldı. Koronapandemisi duymadık.
Onlar arasında merak edip araştırıp öğrenen de fazla mı? Bence değil. Araştırmacı, öğrenme isteği ruhumuzu varlığımızdan ayrı tutuyoruz!
Tabii mi Maske! Mesafe! Hijyen..
En çok maskeye uyuyoruz (Virüsü en çok burnumuzdan aldığımız ve onu da kapamamız gereği henüz tam anlaşılamadı), mesafeye azımız uyabiliyoruz, hijyene uymada ortalamayı tutturduk mu, bilmiyorum. Kolonya ve dezenfektan, hayatımızı istila etti. Kolonya başrolde; ilk zamanlar yollardan tut her tarafı dezenfektanla hallaç pamuğu gibi atma alışkanlığını çok şükür bıraktık. Bilgi geliştikçe tabii.
Mesafeyi koruyalım!
Sosyal veya fiziksel mesafe! Birbirinize yaklaşmayın, iki metre mesafeyi koruyun.. Koronanın havada yayılması... Damlacıkla bulaşma, korona sözlüğünün ve tartışmalarının diğer baş aktörleri.
Kapanma, kilitlenme, karantina! Salgına karşı mücadelenin ana sözcükleri olarak boy gösterdi. Süper yayıcılar vardı.
Tabii ki korona testleri: Antikor ve PCR..
Şüphesiz ki Kovit Risk Grubu.. 65 yaş üstündekiler ve kronik hastalıkları olanlar en çok endişeli grubu oluşturdular. Gençler ağır hasta ve ölüm olasılığı en az grup olarak fütursuz ve amansız davrandılar. Biraz düzelme var, özellikle kafeler kapandıktan sonra, burun buruna toplanacakları ve birbirinden alıp evlere bulaştıracakları yer çok daraldı.
Tabii ki entübe olmak. Normal solunum cihazları, ventilatörler yardımcı olmayınca, akciğerleri ayakta tutmak için uyutulan bir durum. Entübe durumundan kurtulma şansı ne kadar? Belki açıklanmıştır. Yüzde 50- 50 mi?
Koklaşma yasağı
Şüphesiz temas sözcüğü! Enfeksiyon! Dahası zincirleme enfeksiyon!
R değeri! Bir kişinin ortalama kaç kişiye bulaştırabileceği! Toplumdaki salgını bilmekte önemli. İlk dalga- İkinci dalga.. Yeniden yükseliş...
Dirsek – yumruk selamlaşması! Avuç içi yasağı!
Kucaklaşma öpüşme- koklaşma yasağı!
Tabii ki Bilim Kurulu! Ve öne çıkanlar..
Enfeksiyon uzmanları, Önder Ergönül, Mehmet Ceyhan, Alpay Azap ve diğer bilimsel davranan hepsi!
Milletimiz Virologları- Virolojiyi öğrendi, inşallah!
Bağışık sistemimiz, bağışık bilimcisi, ve gözde bilimci Derya Unutmaz öne çıktı... Mustafa Çetiner ve daha bir sürü bilim insanı, güncel gelişmeleri araştırmaları hızla izleyerek toplumu bilgilendirmede saf tuttular.
Gönüllü kobaylar!
Şüphesiz ki Çin aşısı... Alman Türkler: Uğur Şahin ve Özlem Türeci. Rus (Sputnik) aşıları...
Gönüllü denek, kabul gördü ve bizi kobay yerine kullanıyorlar hikayesi sona erdi. Uzaktan eğitim, Dijital eğitim, Eba! Yüzyüze eğitim!
Gel al, paket servis vb birden kullanımı bin misli arttı!
Şüphesiz ki Homeofis! Yani evden çalışma!
Ve Zoom ve benzerleri ile onlarca kişinin aynı ekranda yüzyüze görüşme, konuşma, toplantı yapma hayatımızın vazgeçilmezi oldu. Yaşlılarımız evlerden telefonlarıyla kalabalık görüşmeyi öğrendiler.
Daha bir sürü sözcük üzerine döndü durdu hayatımız..
Buna devam mı, bakalım.
Yeni yıl bence daha güzel ve mutlu geçecek...
Gülmeyin lütfen! Umudun peşinde koymak bizim işimi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder