15 Ekim 2020 Perşembe
Anayasa Mahkemesi üyesi Engin Bey’i tanımam. Zaten orada kimler var say deseniz, başkanın adını çıkarabilirim. Engin Bey, yine bir Anayasa Mahkemesi kararı üzerine İçişleri Bakanı Soylu ile aralarında geçen bisiklet mavrası üzerine dikkatimi çekti.
Biliyorsunuz, Anayasa Mahkemesi karayollarında gösteri - yürüyüş yapmanın yasaklanmasının, anayasaya temel hak ve özgürlüklere aykırı olduğunu açıklamış ve Soylu da “Korumalarınız olmadan bisikletle işinize gidin bakalım” demiş, Engin Bey bisikletini göstermişti.
Soylu ki ülkenin, yolların, canların güvenliğinden sorumlu bir No’lu adam. Güvenliği yasaklamalarla sağlama meraklısı. Aslında iktidarın, gösteri hak arama falan yapılmasın, yapılırsa engellensin temel politikasının uygulayıcısı.
Engin Bey o zaman dikkatimi çekmişti, bir espri kategorisinde olmasına rağmen ve “ne gerek var polemik açmaya” demiştim.
İktidara ışık fırsatı
Arkasından 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin Enis Berberoğlu üzerine verdiği hak ihlali kararını tanımadığını açıklaması üzerine “Işıklarımız yanıyor” diyerek AYM bina resmini paylaşması yeni bir tartışmanın yolunu açtı.
Bu tweet’in daha geniş siyasi tartışmalara yol açacağı belliydi. Engin Bey bunu bilmez mi! Işıklar yanıyor meselesini, iktidarın arayıp da bulamayacağı bir polemik ve gerçekleri çarpıtma vesilesine dönüştüreceğini?
Böylece iktidar ve ortağı Anayasa Mahkemesi’ne saldırı fırsatı yarattı.
Aslında İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin zırva kararının tartışılması engellendi, bu bağlamda yargı ve hukuk sisteminin ülkemizdeki felaket durumu gözlerden saklandı.
Neyi tartışıyoruz şimdi?
Bunu fırsat bilenler, Anayasa Mahkemesi’nin tarihçesine kadar gidiyorlar, 60 yıldır verdiği kararların şaibeli olduğu masalını anlatıyorlar...
Anayasa Mahkemesi’ne uymama kararının yarattığı yargı felaketi konusuna girmiyorlar, bunu çok normal karşılıyorlar.
Peki, hukuk, yargı, hak ve özgürlükler? Adalet?
Enis Berberoğlu’nun normal bir mahkemenin asla kanıt saymayacağı birtakım iddialarla mahkûm edilmeye çalışılması?
Bu davanın tamamen siyasi bir nitelik taşıdığı, iktidarın siyasi yargılama yaptığı, yargı sisteminde kanıta dayalı dönemi bitirdiği, istediği siyasi davaları tamamen kanaat yargılamalarına dönüştürdüğü, siyasi intikamlarına adaleti alet ettiği, böylece ülkede hak, hukuk, adalet kavramlarını mezara gömmeye çalıştığı konuları, güme gitti...
Korumalarla darbe
“Kararını tanımıyorum ve uygulamıyorum” diyen bir mahkeme yapısının oluştuğu, bu yapının Sözcü gazetesi yönetici ve yazarlarına da delil asla olmayacak uydurukluklarla siyasi mahkûmiyet kararları verdiği, Müyesser Yıldız’ın yine siyasi intikam suçlamalarıyla özgürlüğünden edildiği.. hepsi gündem dışı.
Bütün bunları toplumca tartışacağımız bir anda, ışıklar yanıyor tweet’i olayın seyrini değiştirdi.
Anayasa Mahkemesi’nin kararı ve İstanbul mahkemesinin direnme ucubeliği gündem dışı.. adalet sisteminin düştüğü açmaz gündem dışı.
İktidar, Anayasa Mahkemesi’nin tweet’le ve ışıkla darbeye teşebbüs ettiğini tartışıyor.
Bir binanızdaki korumalarla Saray’a doğru harekete geçeceğinizi söylemedikleri kaldı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder