Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 12 Ekim Pazartesi, 2020
Kılıçdaroğlu’nun millet ittifakına verdiği önemi biliyoruz. Aslında buna hiç itiraz yok. Doğru bir stratejidir ve yerel seçim sonuçları bu strateji sayesinde CHP’ye belediye seçimlerinde kazandırdı. HDP’lilerin gönüllü desteği olmasaydı, başarıya ulaşması zordu CHP’nin. 2023 Haziran seçimleri bu bakımdan ittifak açısından tayin edici. Çünkü şimdiki haliyle CHP’nin tek başına bir başarı kazanması, ufukta gözükmüyor. Şüphesiz diğer “ittifak partileri”nin de... İttifak hepsi için bir varoluş şemsiyesi. Bu nedenle iktidar bu şemsiyeyi kırmaya çalışıyor.
Buraya adar tamam. Kılıçdaroğlu Babacan ile de Davutoğlu ile de görüşebilir yakın gelecek için. Bu iki parti liderinin geçmişte AKP’nin temel politikalarında önemli görevler almış olması, şimdiki politikalar açısından önemini yitirir. Burada önemli olan geleceğe bakarak siyaset oluşturmaktır.
Peki ama...
Çok temel bir sorun var, Millet İttifakı için bu çabayı, CHP Merkezi, kendi partisinin inşası, gelişmesi ve halk desteğini alması için yeterince harcıyor mu?
Dünkü yazımda 19 ankette CHP’nin başarılı bir gelişimini göremediğimizi yazmıştım. CHP neden güçlenemiyor?
Millet İttifakı’nın büyük bir çekici güce, lokomotife ihtiyacı var.
Bugünkü durumda bu güç CHP, ama dinamizmi ve büyük potansiyeli çok eksik. Dolayısıyla Millet İttifakı da zayıf kalıyor.
Bir izleyici “hocam sıçramayı bırakın kıpraşmıyor ile, iktidarın kendi kendisine bitmesini beliyor” diyor. Genel kanaat bu. Dolayısıyla, CHP’yi güçlendirecek ve büyütecek motor kendi kendini idare edebilecek bir güçte çalışıyor.
Demem o ki, kendi gücüne dayanacaksın, önce onu inşa edeceksin, her şeyden önce..
CHP ve CHP’lilerin gücü
CHP dağınık bir parti. CHP merkezin bir politikası ve bu politikanın büyütemeyen bir gücü var.
Bir de tabanda yaygın CHP’liler, güçlü küçük odaklar, oy verenler var. Bu odaklarda çok önemli “toplum önderleri”, etkin isimler bulunuyor. Anadolu çapında yaygın. Ve çevrelerini de etkiliyorlar.
Çok daha önemlisi, partide görev almış yetkin deneyimli ve sol- sosyalist çok önemli isimler de devre dışı.
Bunların hemen hepsi CHP’yi eleştiriyor.
Whatsup ağları, grupları binlerce! Facebook gibi diğer sosyal medya ağlarında gruplaşmalar çok yoğun. Bunları görüyoruz.
Eleştiri, öneri, görüş çok sayıda.
Ve tabanda büyük bir güç var. Ama “avara kasnak”. Fakat bunlar yine seçimlerde CHP’ye oy verirler diyen varsa, büyük bir yanılgı içinde olabilirler.
Bağlar sıfır
Merkez, bu odakların- büyük güçlerin enerjisini kullanmaktan aciz.
Sol- sosyalist güçler çok çalışkandır ve Ecevit’i Ecevit yapan da onlardır.
CHP merkezde aslında bir kadro partisidir, sol düşünceye dayandığı için. Onu güçlendirecek olan, AKP politikalarına yaklaşmak değil, bu politikalar karşısında önemli bir muhalefet gücü oluşturmaktır. Mesela Doğu Akdeniz’de Oruç Reis çalışma yerinden limana çekiliyor. Vay niye çekildin, korktun mu açıklaması yapmak, politik bir tavır olmaktan çok uzaktır. Dış politikada bir seçenek hiç değildir.
AKP lideri parti ve politika dışına attığı eski arkadaşlarını toplayıp çalıştırıyor. Her ne kadar amacı, aman benden ayrılanların kurduğu partilere gitmesinler, olsa bile.
CHP’nin ve liderinin yapacağı ise, “ben kurduğum kadro ile ilerlerim”in çok ötesinde, yeni şeyler yapmak, söylemek ve yönetimde olmayan gücü de çeşitli şekillerde merkeze destek olarak alarak, kurumsal inisyatif ve görev vermektir.
“Büyük barış”
Buna isterseniz “büyük barış” deyin.
Ben, büyük gücü avara kasnak olmaktan kurtarmak ve büyük ilerleme diyeyim.
CHP liderliği için, CHP’nin seçmeni ve tabanda tüm sol kadrolarıyla birlikte büyümesi önemli olmalıdır.
Yanınızdaki yönetiminizdeki üç –beş kişiyle bunu yapamazsınız. Ne seçim kazanırsınız ne ittifak politikasıyla başarıyı garanti edebilirsiniz.
Koşullar hızla değişiyor ve değişecek. Yarının bir garantisi yok. Ama kendi gücünüzün bir garantisi var.
Mesela ilk yerel seçimlerde her şeyi kaybedebilirsiniz!
Bu yazdıklarım, şimdilik özgüçler için.. Dışa açılım ve politikaların tümü de gündeme gelmeli.
İktidar olmak için çok yönlü büyük mesafe koşucusu olmak gerekiyor hele Türkiye’de.
“..Dünle beraber gitti cancağzım,
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım...” (Mevlana)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder