SAYFALAR

6 Ekim 2020 Salı

Gelmekte olan aşılar üzerine bilimin yoğun endişeleri var

Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 5 Ekim Pazartesi, 2020


 

Bakan bey Cumhurbaşkanına bilgi verdi, Türkiye’de yapılan aşı araştırmaları içinde üçünün hayvan deneylerini bitirdiğini ve insan deneylerine başlama aşamasına geldiğini duyurdu. Bunu daha önce Varank beyden duymuştuk. Bakan bey öyle dedi ki sanki 1.faz deneyleri başladı gibi. İzinler verildi mi, protokoller tamam mı, bilmiyoruz.

Ülkemiz şeffaflıktan tamamen uzak olduğu için bakanlığın hatta sözlü talimatıyla tamam başlayın denmiş ile olabilir. Neyse sorumluluğu üstlenen aşı geliştirmeye çalışan ilim insanlarımızı töhmet altında bırakamayız, öyle bir niyetimiz de olamaz, onlar bilim insanı olarak, sorumluluklarına uygun çalışıyorlardır.

Fakat sanki aşı konusu tamammış gibi davranılıyor. Bilimin sorumlu kişileri de, aşı konusunda uyarıyor.

Temel soru şu, üzerinde çalışılan ve 3.faz denemelerinin sonlarına gelmekte olan aşılar beklendiği, korona ile savaşta oyunun kurallarını değiştirebilecekler mi? Yani korona etkisiz hale gelebilecek mi?

 

Belli olan hiç bir şey yok

 

Sadece bilim insanlarının büyük umut doğuran çalışmaları var.

Öyle ki birden hesapta olmayan bir şirketin aşı çalışması, 3.faz sona ermeden ve onay almadan, ilk bilgiler ışığında Trump’a uygulanmaya başlandı.

Ben bilimin koronavirüsünü yeneceğine inanıyorum. Bugün veya yarın, er veya geç..

Fakat bu kanaatim aşılarla ilgili endişeleri paylaşmama engel değil.

En önemlisi, siyasetin elinin aşı çalışmalarının içinde olması.

Hemen, hızla, fazla detaya girmeden, eski aşı protokollerini tam anlamıyla dikkate almadan, acil durum çağrıyı muamelesi yapılarak, bir an önce aşıları ortaya çıkartın ve başlayın aşılamaya...

Siyasilerin eli bunu dayatıyor... Özellikle ABD’de.. Ve tabii Rusya’da ve belki de Çin’de de.

Sanki bizimkilerin de acelesi var gibi hissiyat doğuruyorlar.

 

5 maddede endişeler

 

Şimdi dünyanın güvenilir bilim insanlarından endişeleri sıralayayım:

 

1)       Aşılar, tüm güvenlikle ilgili aşamaları geçecekler mi, engelleri temizleyecekler mi..

2)       Aşıların aşılanan tüm insanlar üzerinde korona virüsünü durdurucu etki yapması beklenmiyor. “Aşı üreticileri, aşılanan insanların en az %50’sinde COVID-19 semptomlarının görülmemesini hedefliyor. Ancak aşıdan bekledikleri etkinlik %60.

3)       Aşı hastalığın ciddi boyutlara ulaşmasını veya ölümleri engelleyebilecek mi? “Çalışma protokollarının ortaya çıkarttığı sonuç şöyle: Denemeler, aşıların semptomatik COVID-19 vakalarını azaltıp azaltmadığını test edecek şekilde tasarlanmış; şiddetli seyreden vakaları azaltıp azaltmadığını test edecek şekilde değil.

4)       Yani aşılar öncelikle ciddi vakalarından önce, semptomları azaltıp azaltmayacağı açısından öncelikle tasarlanıyor. Buradaki başarı ağır vakaların sayısını ve ölümleri de azaltacaktır.

5)       Siyasi müdahalelerle acele getirilmiş aşıların halkın sağlığı için önemli bir risk oluşturacağı düşünülüyor. Bu bakımdan bilim insanları siyasiler aşıların içinden ellerinizi çekin çağrısı yapıyor. Özellikle Trump başkanlık yarışında hemen aşı çıksın diye bastıran birisi.

6)       Bir başka endişe, güvenlikle ilgili verilerin uzun vadede sonuçlarının toplanması beklenmeden, ilk ve ön sonuçlara bakarak yeterli bu kadar denmesi ve aşı kampanyalarının veya benzeri ilaçların kullanılmaya başlatılması. Mesela Trump’a yapılan deneysel antibody kokteyli, tam da bu kapsamda. Eğer etkisini gösterirse, piyasa hemen ilk sürülecek ilaç olacaktır, kimsenin şüphesi olmasın! Üstelik dünyanın en pahalı ilacı olacak ve belki de sadece VİP’ler yararlanacaktır. 



 

Bilim 3 açıdan izliyor.

 

Nature dergisinde yayımlanan bir makale, bilim insanlarının aşı çalışmalarını 3  açıdan yakın takibe aldıklarını belirtiyor: Güvenlik ve Şeffaflık, Siyasetin Rolü ve Aşı Hedefleri ve Etkinlikleri...

Siyaset aşılara bulaştıkça ve hızlı aşıyı dayattıkça, halkın aşılara güveni azalıyor. Mesela ABD’de yüzde 72’den yüzde 51’e hızla düştü. Nedeni de siyasetin dayatmasıyla henüz kesin sonuçlar alınmadan hızlı aşıya onay verileceğini düşünüyorlar.

Aynı durum Avrupa’da da var; hükümetlerin aşı şirketleriyle kapalı kapılar ardından yaptığı görüşmeler halkta güven duygusunu azaltıyor.

Demem o ki, Türkiye örnek olacak bir şeffaflıkla aşı çalışmalarını yürütsün. Protokollerin tüm gereklerini yerine getirsin. Siyasiler de bilgi alsın ama araştırmacılara hiçbir şey dayatmasın. Çünkü hiç anlamadıkları bir alan burası.

Daha uzun süre, en az bir yıl, maske, mesafe ve hijyene muhtacız..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder