SAYFALAR

29 Temmuz 2020 Çarşamba

İttifak politikasıyla ve aklı selimle yürüyebilmek

Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 28 Temmuz Salı, 2020

Beklenen oldu ve Kılıçdaroğlu tek aday olarak delegelerin hepsinin oyunu aldı. Acaba, daha önceki Kurultay’da Muharrem İnce’ye yaptığı jesti şimdi de  İlhan Cihaner’e de aynısını yapsa mıydı diye düşünebilirsiniz. İyi olurdu derim. Böylece İlhan Cihaner’in, başkan adaylığı için imza verecek delegelerin işiyle aşıyla oynayarak vazgeçirdiler açıklamasına da fırsat vermemiş olurdu.
Kurultaylarda delegeyi yönlendirmek çok sert mücadelelere konu olur her zaman. Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler arasında bunu yapmış olanlar vardır. Kendisinin, delegenin işiyle aşıyla oynayacak yöntemlerle ilişkisi olmadığını da göstermiş olurdu .
Ayrıca Kılıçdaroğlu tartışmasız adaydı! Seçilmesi garantiydi. CHP başkanlığı için hiç bu kadar tüm partiden en büyük desteği alabilecek durumda olmamıştı.

Cihaner de farklı yapamazdı

Ben parti için mücadelelere karışmam. En sonunda parti, kavga yapacak gürültü çıkartacak ve bir adayı başkanlığa getirecek. Biz de liderin politikasına, stratejisine bakarak eleştirilerde bulunacağız.
Dün Habertürk’te Ebru Baki’nin yönettiği sabah yayınında, İlhan Cihaner seçilseydi, onun da millet ittifakı politikasının yerine başka bir politika uygulama şansının olmadığını söyledim.
Cihaner’in dili, söylemi vb şüphesiz farklı olabilirdi. Ama sonuçta bugünkü koşullar muhalefetin top yekün iktidarını öngörüyor ve dayatıyor.
Keskin kalemler ve diller her zaman olur; umutsuzluk, yandık-bitti kül olduk duygusu insana çok farklı çıkışlar yaptırtabilir, seçenekleri gündeme getirtebilir.

Aklı selim önemli

Türkiye’de muhalefetin özellikle aklı selime ihtiyacı var. Aklıselim, siyasette mümkünlerin oyununu oynatır. Ne mümkün ve bunun için ne yapmalı?
Giderek güç kaybettiği açık olan iktidarın çekmek istediği siyasi zeminde “güreşmek”, iktidarın dirilmesine mi hizmet edecek düşüncesi önemlidir. Özellikle Türkiye gibi, gerçekten elinde çok büyük güçler olan ve bunu kullanmaktan hiç çekinmeyen bir iktidarı yabana atmamak gerekir.
Ayasofya’nın açtığı yolun ardından patlayan hem hilafet ilan edilsin aptal yaygarasının; hem Ali Erbaş’ın Atatürk’e okuduğu lanetin yarattığı büyük tepki, bumerang etkisi gösterdi. Ömer Çelik açıklama yapmak zorunda kaldı.
Ali Erbaş, şüphesiz ki hem kılıç kuşanmada hem lanetinde tek başına karar vermedi. Arkasında iktidarın en büyük gücü olduğunu biliyoruz. Ömer Çelik’in açıklamasından sonra Erbaş’ın önünde tek seçenek istifa etmektir, ama şüphesiz ki etmeyecektir.
Ama, Ayasofya konusu iktidarı minderde kendi kendisiyle güreşmek ve yenilmek durumunda bırakmıştır.

Muhafazakar kadınlara ulaşmak

CHP iktidarın en zayıf yerlerini gün ışığına çıkartarak kendi politikasında ısrarlı davranmalıdır.
Mesele iktidarın en övündüğü projelerin milleti, hazineyi 150 milyar dolar borca soktuğunun anlatılması önemlidir (Şehriban Kıraç’ın haberi). 70 milyar dolarlık Cumhuriyetin mal varlığının satılıp heba edilmesi, çok önemlidir. Bunun hesabı sorulmalıdır.
Kadına şiddeti önlemede imzalanan İstanbul Sözleşmesi’ni kadınlara anlatmak çok önemlidir.
Bir dostum bir öğretim üyesinden kendisine gelen mesajı paylaştı:
Öğrencilerimden (Covid öncesi) edindiğim izlenime göre, kapalı ve AK PARTİ’ye oy veren kadınların özlemi de kadın erkek eşitliği ve erkeklerden şiddet ve baskı görmemek. Çok sayıda kapalı kadın kızlarını açık ve olabildiğince erkeklerle eşit yetiştirmek istiyor. Bizim bölümde mezuniyet törenlerinde görüyoruz ki annelerin yarısı kapalı, ama öğrenci kızların %10’u kapalı. Bu kesime bu İstanbul sözleşmesinin erkek şiddetinin önlenmesi ve kadın erkek eşitliği ile ilgili önemini anlatmak gerek. Bence önemli olan muhafazakar kesimde, AK PARTİ ve MHP ye oy veren kadınların İstanbul sözleşmesine sahip çıkmasını sağlamak. Bunun için de bu kadınlara ve kızlarına ulaşıp onların günlük yaşamı ile bu sözleşmenin önemini iletebilmek...”

Zor dönemeç

Türkiye siyasi olarak zor dönemeçten geçiyor. En önemli nokta, millete doğruları ve gerçekleri anlatabilmek. Ve bunu aktif ve akılcı bir şekilde yapabilmek.
Ustaca, bilgece, halkı – seçmeni arkana alarak ve inandırarak.
Ve millet ittifakını gözeterek.
Bu konuda herkes elini taşın altına sokmak durumundadır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder