SAYFALAR

21 Mayıs 2020 Perşembe

“İnsanların adalete güvenmediği bir toplumda huzur düzeni sağlanamaz”

Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, 19 Mayıs Salı, 2020

Arada sırada Cumhurbaşkanının bizlerle aynı şeyleri söylediği sözleri, yazının başlığına çıkarılmasını hakkediyor. AKP’li Cumhurbaşkanı “23. Dönem Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni”ne video ile bağlantıda bunu söylemiş. Zaten salgın karşısında dünyanın en sıkı korunan lideri sıfatını hak ediyor.
Söz iyi de, asıl düşünce ve niyet toplumu ilgilendiriyor.
İnsanın dile getirdikleriyle asıl düşünce ve eylemi farklıysa, dahası birbirine 180 derece aykırıysa, söylediği ile yaptığı farklı bir politikacı insan tipi ile birlikte yaşıyoruz.
Erdoğan’a acaba bu sözü söyleten nedir diye düşünmez misiniz? Normal olarak 17 yıldır ülkeyi yöneten bir liderin böyle bir törende şunu söylemesi gerekmez mi:
Hakim ve savcılarımız, yıllardır adaletsizlikler çukuruna bakmış yargıyı bu bataktan çıkıp kurtardık, ülke en büyük derecede adil yargılama, adalet dağıtma sürecini yaşıyor. Dünya adalet göstergeleri de bunu teyit ediyor ve ülkemizin ulaştığı hukukun üstünlüğü düzeyi tüm dünyaya örnek gösteriliyor.. Yargıyı siyasetin tasallutundan tamamen kurtardık, savcı ve hakimler bağımsız ve tarafsız karar veren bir sistemin vicdanları haline getirdik. Kimseden emir almıyorlar, yasalar ve vicdanlarına göre karar veriyorlar... Hepinizin de bu ulaştığımız düzeyi daha ileri taşımanızı bekliyorum. En büyük desteğiniz benim...”


Böyle bir konuşma yapmadı
Yapamadı, çünkü çok komik kaçardı. Bunun yerine adalete güvenilmediği toplumda huzur kalmaz dedi, aslında tam da toplumsal gerçeğe işaret etti.
Şunu da söyledi: “Sizlerden vicdanınızı ve imzanızı Allah korkusu ve uygulamakla yükümlü olduğunuz kanunlar dışında hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum. Adil bir vicdana sahip olmayan hakimlerin elinde en iyi kanun bile bir zulüm aracına dönüşebilir... Evlatlarınıza bırakacağınız en büyük miras tüm ömrünü adalete adamış tertemiz bir isim olacaktır...”
Bu sözler Erdoğan’ın vitrini ile ilgilidir. Uygulamalarıyla değil.
Anayasa Mahkemesi dahil yüksek yargının hoşlanmadığı kararlarına karşı çıkan kendisidir.
Barış kardeşlerimin, Murat Ağırel ve diğer meslektaşlarımın infaz yasasından yararlanmaması için yasayı eğip büken Meclis’teki kendi grubudur. Bizzat hepsinin ne hukuk ne yasa tanıyan uygulamalarla özgürlüklerinin ellerinden alınmasına, Mars’taki Güneş Sistemi Adalet Yönetimi Konfederasyonu karar vermedi. Barış Pehlivan’a, “sana vuran devlettir” diyen zalim gardiyan da, yönettiğiniz devletin elemanıdır.

Haksızlıklarla sakat bir yönetim
İktidarın devleti yönetmesi haksızlıklarla maluldür. Devlet, yönetim ve anlayışı neyse, AKP iktidarı da odur. Partili bir devleti yaşıyor ülke. Valisinden tutun kaymakamına ve tüm idari sisteme kadar, her şeyiyle karşımızda bir partili devlet anlayışı vardır. Zaten Erdoğan yıllar önce bürokrasinin kendi vücut dilinden anlaması gereğinden söz etmişti. Bu adım adım gerçekleşti.
Şuna bakın: Yüreğir CHP Gençlik Başkanı ile iktidarın Vefa yardım destek grubu ve aralarındaki Kaymakam arasında geçen olayda, ifade alan Savcı Eren Yıldırım’ı serbest bırakırken, devleti yöneten partili Cumhurbaşkanı tepeden olaya karışıyor, CHP’yi suçlayan bir açıklama yapıyor ve Yıldırım bu kez tutuklanarak içeri atılıyor.
Erdoğan ne demişti: “Sizlerden vicdanınızı ve imzanızı... kanunlar dışında hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum.”
 O zaman cümlede eksik olan bir sözcük mü var: “... kanunlar (ve benim) dışımda hiçbir gücün emrine vermemenizi istiyorum.”
AKP’li Cumhurbaşkanının konuşmasından sonra Yıldırım’ın derhal tutuklanması karşısında, kim evlatlarına Cumhurbaşkanının kastettiği mirası bırakabilir?

Durmadan gerileyen Adalet
İnsanların adalete güvenmediği bir toplumda huzur kalmaz” diyen Erdoğan, gerçeği dile getiriyor.
AHİM kararına rağmen, Osman Kavala’yı serbest bırakmayan yargının acaba arka planda korkusu, sakın başlarına gelebilecek siyasi atama vb’ gibi yaptırımlar olmasın?
Toplumda yargıya güven aşağılarda seyrediyor, neden? Yargıya güvenenler yüzde 41,9! Güven sırlamasında sondan ikinci, neden acaba?
Dünya Adalet Projesi’nin “Hukukun üstünlüğü Endeksi”nde Türkiye yıldan yıla gerileyerek, 2019’da 8 sıra daha gerileyerek 109’uncu olmasın bkcak olursak, toplumdaki “huzur düzeni”nin sağlanamamasında, acaba siz sorumlu olmayasınız?
Sözler kuru gürültüdür, yel alır götürür, kalıcı olan uygulamalardır.
Söz öz ile bir olmalıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder