28 Ocak 2020 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet, Orhan
Bursalı
Kulaklarda vali beyin sesi bakanım algımız iyi... Mesele algı...
Aman iktidara falan aykırı bir durum ortaya çıkmasın, halk her şey kabul
etsin.. Bakın ne güzel kurtarma
çalışmaları yapıyoruz, yerin altında cenaze bile bırakmıyoruz... Vali bey
çırpınıyor... Serdar Akinan’ın tüyler ürpertici iddiası! O bir gazeteci, tabii
ki Vali bey iddiayı baştan reddedecek ve halkın bu kadar da olur mu tepkisi karşısında derhal Akinan hakkında dava
açacak! Yani Vali beye doğru mu yanlış mı diye sormadan nasıl böyle bir şey
yazar, anlatır, yayar!
Akinan düzgün bir gazetecidir! Sizlerin asla
sevmediği gazeteci türünden!
Birden İçişleri Bakanı ve diğerleri sosyal
medyada “algı bozucu” paylaşımlar yapanlar hakkında dava açılacağını ilan
ederken, “deprem üzerine siyaset yapmayın” sözü mü desem yoksa talimatı
mı, ortalığa yayıldı.
Siyaset yapma mı?
İktidarla, toplumla, depremle vb her şey
siyasetle ilgilidir. “Algımız iyi” diyen vali beyin yaptığı en bayağı, en
pespaye siyasettir. Ayrıca, bunu deprem üzerinden yaptığı için de, iktidarın
depremle ilgili temel “felsefesi”ni anlatıyor.
Şunu söylüyorlar bize: Deprem üzerine biz
siyaset yaparız sadece, siz susun oturun.
Vali beyin algımız
iyi sözünün anlattığı başka bir şey daha var:
İktidarın durumu, algısı, görüntüsü o kadar kötü
ki, deprem üzerinden bunu düzeltme çalışması yapıyorlar! Çok ayıp! Acılar,
kayıplar önemli değil, orda yaptığınız çalışmaların yaratacağı “iyi
çalışıyorlar, devlet burada” algısı önemli! (Hay Allah “..., ama iyi
çalışıyorlar”ın önüne konan bir takıyı anımsatıyor!)
Sizin hiç mi doğru düzgün modern bir halkla ilişkilerciniz
yok?! Bu ne derin düşüş!
Politikasızlık
ve vurdumduymazlığınız sizi batırıyor!
Deprem vergileri topluyorsunuz halktan, depreme
karşı halkın evini barkını güçlendirmeniz ve bir nebze olsun acıların
azaltılmasına yardımcı olmanız için.. Topladınız mı topladınız. Ret
edemeyeceğiniz bir durum.. Ama paraların
üzerine çullandınız, az buz para değil. En son öğreniyoruz ki “genel bütçe”ye
aktarmışsınız. Neresine, ne zaman, nasıl, sıfır bilgimiz var. Halktan
topladığınız paraların hesabını öbür dünyada Allah’a mı vereceksiniz! Halk
diyor ki hayır, bu dünyanın işi bu dünyada!
Paraya dayanamıyorsunuz!
Muhalefetin depreme konusunda verdiği önergeleri
ret ediyorsunuz.. Neden?
İmarsız, kaçak yüzbinlerce binaya, ki hepsi bir
depremde yerle bir olacak, imar affı veriyorsunuz. Oh kekâ! Millet koşa koşa affı satın alıyor ve yüzmilyar
kadar para topluyorsunuz. Sen sağ ben selamet!
Halkını, sağlını ve hayatını düşünen bir
iktidar, depremin altında canını verecek bu bina ve sahiplerine para ile af
satar mı? Onlara demez mi ki, “halkım, bu
kaçak binalar mezarınız olacak, yapmayın etmeyin! Gelin anlaşalım, tamam af
vereceğiz ama hepsini yıkıp yeniden yapmanız koşuluyla”?
Demez, çünkü para görünce kırmızı boğa kanı
dolaşıyor damarlarda! Dayanamıyorsunuz!
Duvara
elini tuk, dua oku yıkılmaz
Ortalığa salınan videolara, açıklamalara,
soytarıların milletin tepesinde pişirdikleri bozalara bakın:
Gazetecinin uzattığı mikrofona “deprem Allahın
işidir, bunun siyasetle hükümetle ne ilgisi var diyenlerden tutun, deprem
paraları nerede soranlara vatan hainisin diyerek saldıran siyasi ajan
provokatörlere, “elini evinin duvarına
koy üç kez dua et duvarın yıkılmaz evin çökmez, bu dua bir ay geçerli olur, her
ay tekrar et” diyen hokkabazlara, halk düşmanlarına, depreme karşı önlem
alman gerekmez diyen şarlatanlara varıncaya kadar...
Bunların hepsi iktidarınızın kölesi,
destekçisi... Nereden bittiler dersiniz?
Biliyoruz aslında siz de depremin “Allahın işi”
olduğuna inanıyorsunuz!
Veya halk böyle yutturmak işinize geliyor!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder