10Aralık 2019 salı / Bilim ve Siyaset - Orhan Bursalı
Bu iktidar zamanında,
Cumhurbaşkanı’nın deyimiyle “öksüz ve yetim” hakkı ne kadar yendi, bir Allahın
kulu bunun hesabını çıkartabilir mi, bilmiyorum. Tabii millet, ülke ve devlet
adına bu işi yapacak Sayıştay adında
bir kurum var...
Yok hayır, “Öksüz ve
yetim hakkı yedirmeyiz” olarak siyasilerin diline yapışmış bir deyimle olay
açıklanamaz.. Öksüzleri ve yetimleri ayırırsanız, geri kalan milletin hakkını yemekte bir sakınca yok mu? Zaten öyle
yapıyorlar, tüm milletin parasını yiyemeyeceklerine göre, “öksüz ve yetim
hakkı”nı zaten yemiyor olabilirler.
Vicdanlarınız rahat
olsun!
Millete tapulu malı
bir özel kuruma, isterse üniversite olsun, devretmek bugüne kadar yapılmış bir
uygulama değil deniyor.
Durun! Milletin malı
sadece “toprak” mı, arsa mı.. toprağı esas rant olarak gören, toprak rantı
ekonomisinin uygulayıcıları için öyle... Toprak feodal - imparatorluklar
döneminin en önemli üretim aracıdır. Konu o zamanlar tarım ekonomisiyle
ilgiliydi, toprak da en önemli üretim aracı.
Bu nedenle bu masalı
bırakalım.. Peşkeş çekilen, AKP iktidarının mülk olarak devrettiği toprak
üzerinde binalar yükseldiğine göre, demek topraktan çok daha değerli bir
“üretim” şeması var orada.
Tüm politikacılara
diyorum: Bırakın şu yetim ve öksüz hakkı boş laflarını.. Devredilen milletin,
Hazine’nin malı mülkü aslında..
İktidarın devrettiği sadece “toprak” mı..
Ondan çok daha değerli
olan mesela Türk Telekom’u Hariri’lere
peşkeş çekmediniz mi? Adamlar yedi haramiler gibi, bu ülkenin beyinlerinin,
parasal değerinin ve milletin ödediği ücretlerin yarattığı büyük bir evrensel
değeri yiyip bitirerek, arkalarına büyük borçlar bırakarak basıp gitmediler mi?
Ve bu talana iktidar
da ortak olmadı mı?
“Türk Telekom'un %55'i, Suudi
bağlantılı Lübnanlı Hariri ailesine satıldığında borcu yoktu ve kasasında da 2
milyar dolar vardı. 2005-2015 arasında 14 milyar dolar net kâr elde etti.
2016'ya dek 12,6 milyar dolar temettü ödendi. Hariri'nin Oger şirketi bunun 7
milyar dolarını aldı..” (www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1068186/8-adimda-turk-telekom-soygunu.html ) Üstüne üstlük, bankalara milyarlarca borç takarak kaçtı.
Devlete olan borcunu bile ödemedi.. Hangi parasal v siyasal hesaplar yapıldı?
Milleti elinin
tersiyle bir kenara itip, eteklerinize yapmış dar bir çevredeki elemanlarınızı
belediyeleriniz, devletiniz, yatırımcı bakanlıklarınız, kul olarak devletin
çeşitli kurumlarına atadıklarınız aracılığıyla besleyip zenginleştirmiyor
musunuz?
Cumhuriyet’in
manşetlerine bakın. İstanbul Büyük Şehir’den transfer edilen ihalelerle,
üstelik ihale karşılığı bile yapılmadan, 17 yıldır süren yandaş zenginleştirme
programınız yetim ve öksüzleri bir kenara bırakın, tüm milletin malını mülkünü
dağıtmakla ilgili değil mi?
İktidarın “Kral Çıplak” hali
Davutoğlu ile Saray
arasında milletin malı mülkü tartışmasının başlaması iyi. AKP lideri,
Davutoğlu’nu zayıf yerinden yakaladığını düşünerek ringe çıkartırken, aslında
kendisi, partisi ve iktidarları için de “Kral Çıplak” dedirtiyor.
Bu ülke 17 – 25 Aralık
2003’ü yaşadı, hükümet yıkıldı, 4 kişi atıldı, yeniden kuruldu. Ve dönemin
karakteristiği “yediler ama çalıştılar”
deyimi ile geçmişte yerini buldu. AKP ve liderinin iktidarda kalabilmesi,
ekonomik konjonktürün buna elvermesiyle ve borç yığılmasına seçmenin ortak
edilmesiyle mümkün olabildi.
Seçmenin bahanesi de
“çaldılar ama çalıştılar”, oldu, yani “bu nimetten biz de yararlandık, göreve
devam” aklı ile, iktidarla ortaklık kuruldu.
Boğaza köprüler
kurulması, tüneller otoyollar büyük büyük camiler gökdelenlerle kenti yaşanmaz hale getirmenin
adı, “çalıştılar” olmuştu. Gökdelenler, kuşkusuz yararlananlara da yeni bir “kümeslik rant” yarattı. Develeri
hamuduyla götürürken başkaları.
AKP’nin iktidarda
kalabilmesi bu sayede mümkün oldu.
Kazanan iktidarcılar oldu, halk battı
Ama seçmenin büyük bölümü aldığı bu “hediyelerin” bile bedelini büyük
ekonomik krizle, geri ödüyor.. Farkında mı?
Şimdi Davutoğlu ve arkadaşları, Saray’dan
gelen “yetim hakkı” hikayesine karşılık, iktidar siyasetçilerinin ve yakın
çevrelerinin mal varlıklarını araştıralım önerisini gündeme taşıdı. Şüphesiz
destekliyoruz!
Davutoğlu ve
arkadaşları, buradan yol alarak siyasi anlamda var olabilirler.
Yarının Türkiye’sini
tartışmadan milim ilerleme olmaz. Bu hesaplaşma Türkiye’nin ve geleceğin
yararına olacaktır şüphesiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder