23 Temmuz
2019 Salı / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
Bir konuya başlayınca hele medya ise özne, ve mekan da Türkiye ise kitaplar
yazarsınız. Buradan gidelim, çünkü söylenecek yeni sözler var.
Kaç satıyor, diye baktığımız tiraj raporlarının normal bayi satışıyla
ilgisi kalmamışsa, ve reklam anlaşmaları ile paket paket gazete dağıtımları
bileştirilerek bayi satışı da tepelere çıkartılıyorsa, gerçeği aramanız boşuna.
Bir okurum bildiriyor: Üniversiteme balyalar halinde geliyor bu gazeteler.
Mesela şunu bile bilmiyoruz, THY biliyorsunuz Cumhuriyet, Sözcü, Birgün
gibi muhalif gazeteleri uçak kabinlerine sokmuyor.
Peki THY iktidar gazetelerinden her gün kaç on biner satın alarak dağıtıyor, bir bilen açıklasın. Bu,
yandaş basına büyük bir mali destektir! THY iktidarın havayolu gibi.. Uçağa
binince hani Cumhuriyet, Sözcü vb diye soruyoruz. Aldığımız yanıt hep “uçağa yüklenmedi” oluyor.
Kural koyarsınız, herkese eşit davranırsınız. Ama Türkiye’nin diğer adı, Eşitsizlik, Kayırmacılık Ülkesi olunca
ne kural vardır ne ilke. (Maddi zenginliğin dağılımı da zaten öyle: Türkiye’de
en düşük gelirli yüzde 20’lik kesimle en yüksek gelirli yüzde 20’lik kesim
arasındaki fark, 8,7 kat. Avrupa’da ikinciyiz eşitsizlikte, AB ortalaması ise
5.1)
Bağımsız bir denetleme
Mesela zaman zaman gündeme gelir: Satışları gerçekten denetleyecek,
bağımsız bir tiraj – baskı ve satış – denetim kurulu olsun.
Bakıyorum, CHP Bilim Platformu
yayınları arasında çıkan Politika
Notları’ndan birinde, bu yazıya başlık olan “Otoriterleşen Türkiye’nin
Çölleşen Medyası” da benzer öneride bulunuyor: “Bağımsız
bir tiraj denetleme sistemi hayata geçirilerek resmi ilanların tarafsız bir
biçimde ve hakça dağıtılması güvence altına alınacak...TV izlenme oranlarının
ve İnternet trafiğinin de nesnel bir şekilde ölçülmesi ve reklam gelirlerinin
adil bir biçimde bölüştürülmesi sağlanacak..” deniyor. (*)
Rapordan: "İlanların
hangi tarifeler üzerinden verileceğini belirleyen tiraj konusunda usulsüzlükler
ve haksızlıklar sıklaşmıştır. İktidar güdümündeki gazetelerin on binlercesi,
THY uçakları başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında ücretsiz
dağıtılmakta. Bu ve benzeri uygulamalarla tirajları artırılan gazeteler, BİK
ilanlarından yüksek tarifeler üzerinden yararlanmakta. Pek çok yandaş gazetenin
gerçek baskısının çok üzerinde tiraj bildirdiği de iddia edilmekte..”
Dürüstlüğü inşa etmeliyiz
Gazete satışları düşüyor. Bunda, dijital medya okunurluğunun artmasının
şüphesiz ki etkisi büyük. Ama kamuoyunda medya güvenirliğinin hızla düşmesinin
daha büyük etkisi var.
İşte tam da bizi ilgilendiren konu: Medyayı itibarsızlaştırma, iktidarın
medyayı “benim medyam”a dönüştürme,
medyayı kimliksizleştirme ve tek tipleştirme politikaları, saygınlık ve satış
azalmasında baş rolü oynuyor.
Burada, medya patronlarının şüphesiz ki baş at rolü var.
Medyadaki
sendikasızlaşma da bu sürece büyük katkıda bulundu.
Çalışanların gücünün sıfırlanması, doğru ve dürüst yayıncılık için gerekli
dengenin de yitirilmesine büyük katkıda bulundu.
Okur dijital haberciliğe ve gazetelerin portal yayınlarına dönüyor. Konumuz
Hürriyet’ten açılmıştı, mesela Hürriyet gazetesi ile Hürriyet Portalı tamamen
ayrı yayınlar olarak çalışıyor. Portaldan epey yalan ve yanlış haber kamuoyuna
yakın geçmişte pompalandığını biliyoruz.
En önemli meselemiz, Gazete, ekran ve dijital haber sitelerinde gerçekten
dürüst, gerçek, haberciliği, bağımsız olarak, yılmadan inşa edebilmek.
Bunu başarmak borcumuz var ülkemize ve insanlığa..
---
(*) Pek çok konuda politika notları var. Medya ile ilgili Politika Notu’nda
da çok ayrıntılı bilgiler göreceksiniz. Bilim Platformu'ndan sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Fethi Açıkel’in yönetimindeki Bilim Platformu tarafından
hazırlanıyor. Hepsine ulaşabilirsiniz:
www.chp.org.tr/yayinlar/bilim-platformu-yayinlari
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder