2
Nisan 2019 – Salı / Bilim ve Siyaset – Orhan Bursalı
Seçim sonuçlarının o kadar çok
yönü var ki, bir yerden analize başlamalıyız.
* Koşullar ve bu koşullara
uygun ana politikalar CHP’yi başarıya götürdü. Fakat bu başarıyı abartmayalım,
bir heyecan yapmak muhalefetin şüphesiz ki hakkı. Muhalefete büyük hareket
gelecek. Büyük kapılar açıldı gelişmek ve toplum üzerinde daha etmen olmak için.
Çünkü iktidar alanları ve etki alanları çoğaldı ve büyüdü.. CHP’nin başarısı
falan, bunları yarın yazacağım. Şunu belirtmek istiyorum, gerçekçi kalarak:
*Daha önceki Anayasa Referandumunun (İstanbul)
sonuçları, yani HAYIR oylarının yüzde 50’i aşması, İstanbul’da iktidarın
belediye başkanlığını kaybedebileceğinin de işaret fişeği idi. Geçen yılki
milletvekili seçimlerinde AKP’nin Mecliste çoğunluğu yitirmesi de, yine bugünkü
sonuçlara yol açacağına işaretti.
Yani AKP’de düzenli bir “kayıp” eğrisi sürüyor.
İstanbul ve Ankara ve daha pek çok büyük şehri kaybetmesi bunun somut örnekleri
oldu.
* Geçen yıl milletvekili
seçimlerinde AKP’nin oyu yüzde 42 olarak kaldı. Bu oyda MHP yoktu! Fakat
RTE’nin Cumhurbaşkanlığı oyu ise yüzde 50’nin biraz üstünde gerçekleşmişti; ama MHP desteği ile. Bu durumda RTE’nin
oyunun partisinin oyundan fazla olduğu tartışmalıdır. Evet karizması partisinin
üzerindedir. Kaç puan? Belki iki- üç? Üzerine MHP oyu biniyor çünkü.
* Bu seçimde AKP + Erdoğan yüzde
44,3 oy aldı. Kayıplarla epey hırpalandı özellikle İstanbul’da Ankara’da, ama
gövdeyi korudu diyebiliriz. Ekonomik yıkım önemli – büyük bir oy kaybı getirdi
söylenemez. Referandum’da hayır oyları fazla çıkarken, ekonomik kriz yoktu!
Kaybı, genel düşüşünün bir sonucu.
Peki
AKP’yi ayakta tutan ne?
* Şüphesiz ki ekonomik krizin
etkisi var. Ama bakıldığında o kadar da etkili olmamış.
* Ama büyük bir ekonomik krize
rağmen AKP’ye ayakta tutan ne, sorusu
daha önemli: Dün de yazdım, Beka meselesi bence büyük kopmaları önleyici etki
yaptı.
Buna ek olarak, b) RTE’nin kendini canhıraş ortaya
koyması, c) medya kanalları
üzerinden seçmen üzerindeki propaganda egemenliği, d) ve şüphesiz ki henüz AKP ve RTE çevresindeki çekirdek oyu temsil
eden dinsel- ideolojik yapılanma, ki bunlar için ekonomik kriz çok daha alt
basamaklarda duruyor. Bu yapının belki de iktidardan yeteri kadar beslenmesi de
önemli bir faktör. Belki AKP’nin yarattığı yeni orta sınıfın bir kısmı.
Şüphesiz ki cehaletin ve muhafazakarlığın şıkılmayan kaleleri, iç Anadolu vb
de.
AKP kaybı, dikkat ederseniz
ülkenin gelişmeye açık, geleceğe yönelik kaygıları olan kesimlerinde. Bu
Cumhuriyetin önceki orta sınıfı, AKP’nin ideolojisinin gelecek vadetmediği yeni
gençlik.. Büyük üniversite gençliğinin beklentisi hayat tarzı.. Her bakımdan
gelişmekte olan ekonomik faaliyet alanlarında kendini bulan kitleler.. Bursa,
Balıkesir, Adana, Mersin, Ege ve Akdeniz...
Medya
totaliterliğinin etkisi
Medya üzerinde kurulan
totaliter yapıyı, AKP’nin önemli oy kaybını önleyen faktör olarak saydım. Fakat
bunun bir de tersi var: Buna rağmen, büyük ve gelişen şehirleri kaybetmesini
engelleyemedi. Demek medya totaliterliğinin önemli bir kesim üzerinde işe
yaramazlığız da var.
Cumhurbaşkanı, sesimizi duyuramadık, derdimizi anlatamadık
dedi.. Daha ne olsun? Bu kadar büyük medya üzerinde egemenlik kurarak seçimlere
giden tek bir batılı ülke bulamazsınız. Belki doğulu ülke de.
Derdinizi çok iyi anlattınız
ama bu kaybınızı önleyici faktör olmadı. Buradan “daha büyük yasaklar, daha
büyük totaliterlik” gibi bir sonuç mu çıkartıyorlar acaba? Emin olun bu
çöküşlerini hızlandırabilir. Umarım temelden büyük bir siyaset değişikliğini kastediyordur,
mesela demokrasi hukuk vb gibi. Bunu da yazacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder