1 Ekim
2018 Pazartesi / Bilim ve Siyaset, Orhan
Bursalı
Dün Süleymanpaşa
belediyesinden girdim konuya, aslında yerel iktidarların gücüyle sürdürecektim
yazıyı, bunu yarına bırakıyorum ve dünyanın hali pür melalini anlatan son bir
araştırma sonucunu paylaşmayı öne alıyorum..
Önceki gün Herkese Bilim Teknoloji’nin aylık
toplantısında, Cem Say ve Tanol Türkoğlu yapay zeka-robotik
konusunu tartıştı. Gençler çoğunluktaydı ve sorularıyla derinleştirdiler
tartışmayı.. Yapay zeka ve otomasyona dayalı silah sistemleri, silahlanmayı
yeni bir teknolojik düzeye yükseltiyor görüşündeyim ve gelecek umudum azalıyor.
Mesele, belirli
koşullar gerçekleşince her türlü bombayı atmaya kodlanmış, tetiği çekme
kararını kendi veren /otonom silah sistemlerinin ötesinde...
Mesela silahlı
drone (İHA) filolarının binlerce “düşmana” saldırıları, yeni bir savaş
dönemidir. “Asker”in arka planda olduğu robotik sistemlerin savaşını düşünün..
her ne kadar drone’lar uzaktan kumanda edilse bile... Ama yapay zekaya sahip otonom
silahlar da bir savaş durumunda şüphesiz cepheye sürülecektir.
Şu ekonomik kayba bakın!
Dünya 1,7 trilyon dolar
silahlanmaya /savunmaya harcıyor yılda. Türkiye 18.2 milyar $ harcama ile,
silahlanmada 15.ci ülke! 2008’den bu yana silahlanma harcamamız yüzde 46
artmış. Tabii diğer sivil alanlardaki indekslerde yüzüncü sıralarda seyretme
utancımızı da bu arada belirtelim. Keşke savunma masarfları çok çok az,
demokrasi- hukuk -insan hakları- basın özgürlüğü göstergelerinde çok çok yüksek
olsaydık.
Bu konu derin,
güncel olan ise, dünyada hüküm süren çeşitli şiddet olaylarının toplumlara maliyeti:
14,76 trilyon $ (2017). (https://mailchi.mp/visionofhumanity/august-808219?e=0af9590786)
Bu rakam, dünya
toplam gayri safi hasılasının yaklaşık yüzde 12,4’üne denk geliyor. “Veya
gezegende yaşayan her birey için 1988 $’a”.
Dehşet verici olan
ise 2012’den bu yana bu sayıların yüzde 16, 2016’ya göre yüzde 2,1 artmış
olmasıdır. Burada, iç güvenlik harcamalarının etkisi büyük.
Şiddet yüzde 10 azalsa..
Bu rapor, 14,7 trilyon dolarlık maliyetin yüzde 37,24’sini askeri harcamalara ayırıyor. Bu
durumda askeri harcamalarda toplam 5,47 trilyon $ gibi bir rakam çıkıyor ki,
yukarıda paylaştığım 1,7 trilyonluk askeri harcamayı katlıyor. 5,47 trilyonluk
harcama içinde içinde başka şeyler de olsa gerek.
Bu indeksin dikkate
aldığı çok sayıda kalem var: İç çatışmalar, iç güvenlik önlemlerine
harcananlar, dış çatışmalar, cinayetler ve adi suçlar, terörizm etkisi, şiddete
dayalı gösteriler, silah ihracatı, askeri harcamalar, askerileşme, intiharlar,
politik şiddet...
Küresel şiddet
yüzde 1 azalsa, dünyada resmi küresel yardım miktarına denk gelen bir rakam
ortaya çıkar. Yüzde 10 azalsa, İsviçre, Danimarka ve Belçika’nın milli
hasılaları kadar kaynak yaratılır veya refaha katkısı olur.
Sadece silahlanmada
yüzde 10’luk bir azalmanın, 15 yılda dünyada yoksulluğu yok edebileceği hesabı
yapılıyor.
Yani savaş ve gerilimlerin
dünyaya ve ekonomilere maliyeti ve
yoksulluğun artmasına olan katkısı çok büyük. Institute
for Economics and Peace tarafından her yıl hazırlanan raporun amacı zaten, barışın ekonomiye olası çok yönlü büyük
yararlarını ortaya çıkarmak.
Kırmızı liste: 149.sıradayız
Ülkeler indeksi
yapmışlar. Türkiye, barışın uzak olduğu tehlikeli bölgede; dolayısıyla bunun ekonomiye ve refaha maliyeti yüksek olan
ülkeler arasında. Kırmızı listedeyiz ve
sıramız 149.. Barışçıl olmaktan doolayı ekonomik yararı maksimize eden ilk
5 ülke ise İrlanda, Yeni Zelanda, Avusturya, Portekiz ve Danimarka..
Tabii durum böyle
olunca “pozitif barış endeksi” de
dünyada düşüş kaydediyor.
Sizleri rakamlara
boğmak istemiyorum, ana fikirleri aktardım.
Dünyayı kapitalizm
yönetiyor. Yarattığı dünya bu. Ama böyle olmak zorunda değil. Sürdürülebilir
bir toplum ve dünya ilişkileri yaratmak mümkün.
Tüm ülkelerde siyaset,
piyasanın ve egemen kapitalist ilişkilerin güdümünde. Adeta çıkış yolu yok,
başka bir dünya yok düşüncesindeler.
Kapitalizm ve ulus
devletlerin çıkarlarının birbiriyle uzlaşmazlığı, sömürü ve egemenlik hırsı,
yaşanılabilir bir dünya yaratmıyor.
Bir şeyler tam
çökmeden ve yıkılmadan yeni bir dünyanın doğması mümkün değil.
Yoksa öyle değil
mi?
--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder