19 Haziran
2018 Salı / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
AKP’nin
anket araştırmacıları, anket sonuçlarından çok, niyetlerini gazetelere
anlatmaya başladılarsa (Bakın Akşam) ve birinci turda hem RTE’nin Cumhurbaşkanı
seçileceğini hem AKP’nin Meclis’te çoğunluğu sağlayacağını söylemeye
başladılarsa, AKP’nin derin krizi belli oldu, demektir
Önceki yazılarımda
dile getirdiğim, acaba muhalefette, bizlerin göremediği, anketlere de
yansımayan bir “dip dalga” yükselişi mi var, sorusunu, mesela RTE ve Cumhur
ittifakı için söyleyemiyoruz.
Tersine, aşağı doğru bir dip dalganın işaretleri
yoğun. Son pek çok anketin ortalaması, RTE’nin oyunu en çok yüzde 47 gibi
öngörüyor. Eğer bir ivme varsa, bu aşağı doğru inmeyi sürdürür.
“Atlara özgürlük” vaadi
Bu
işaretleri seçim-vaat söylemlerinde de net görüyoruz.
Bildirgelerinde
OHAL’in kaldırılacağına ilişkin kayıt yokken, son günlerde seçimlerden sonra
OHAL’i kaldıracaklarından tutun, İstanbul
adalarında atları faytonların boyunduruğundan kurtaracaklarına kadar
seçimler açısından marjinal mi marjinal sayılacak konulara bile girdiler! Eh,
etyemezlerin oylarını alırlar artık! Ki onların hiç birinin “atlara özgürlük”
vadediyor diye oyunu RTE’ye vermeyeceği açık seçik olmasına rağmen!
Dün bedelli askerlik gündemimizde yok diyen
RTE bugün seçimlerden sonra bedelli askerliği çıkartacağız diyor. Tam çark durumu! Muharrem İnce çok daha adil bir yaklaşımda bulundu ve bir defa çıkartacağız, geliri üçe böleceğiz,
üçte birini şehit ailelerine, üçte birini er askerlere, üçte birini de savunma
sanayine vereceğiz, dedi!
Anketçileri,
gazetelere propaganda demeçleri verirken, iktidarın önüne koydukları seçmen oranlarının
hiç de iç acıcı olmadığını görüyoruz bütün bunlardan.
İktidar
yine “beka sorunu”, Avrupa’ya saldırı, Trump’u hedefleme, Kandili yok ediyoruz
gibi söylemlerle, çok sayıda dış düşman
yaratarak AKP çevresinden ayrılmakta olan seçmenleri bir arada tutmaya
çalışıyor, ama boşuna! Bir 1 Kasım Sendromu daha yaratamayacağı çok açık.
Hele 16
yıldır iktidarda olan bir partinin reklamlarında “bize üretmeyin her şeyi satın alın” diye dayatıyorlar, biz üreteceği..”
lafazanlıklarına sığınmasına ne demeli? 16 yıldır hep satın aldın! Tükettin!
Kim dayattı sana satın al diye? Yoksa bu konuda da mı dünya sizi aldattı!
İki kayıp verirler mi?
Bunları
neden yazıyorum: İktidar çok ciddi olarak ilk kez, kurduğu bu başkanlık
sistemiyle, seçimleri kaybetme ciddi olasılığıyla karşı karşıya. Düşünün, hem
Başkanlığı hem de Meclis aritmetiğini kaybederlerse, derin bir şok yaşayacak
iktidar.
Şüphesiz,
seçim bu, milletin oyunu nasıl kullanacağını bilemeyiz. Sadece işaretlerden
yola çıkarak bu sonucu anlamaya çalışıyoruz. Fakat iktidarın yaşayacağı şok,
demokratik ve güzel ülkenin, adaletin, özgürlüğün önünü sonuna kadar açacağı da
açık ve seçik. Yeter ki sandıklara sahip çıkılsın!
Yeni Orta Sınıf
Dünkü yazımda yeni orta sınıf için 10 milyon mu
diye, kışkırtıcı bir tartışma sayısı ileri sürmüştüm. AKP’nin beslediği önemli
bir sınıfı sayısal – tahlillerle ortaya çıkartacak çalışmalar gerek, yoksa buna
klasik yargılarla karşı çıkmak gerekmiyor. Ben aileleriyle bunu yarı yarıya
düşürüyorum! Ekonomistlerde top.
Bir okur mektubu: “Yeni orta sınıf tespitinize bu Bayram’da Kırşehir’deki beş yıldızlı
termal bir oteldeki konaklamam sırasında bizzat şahit oldum. Daha önce böyle
harcayan iktidara mensup bir kitle oldukları belli olan bir toplulukla tatil
yapmamıştım. Sahil tatil yörelerinden çok farklı ve hatta sosyolojik olarak
beni aydınlatan bir tecrübe oldu. Levent-Maslak-Beşiktaş fanusundaymışım da
haberim yokmuş. Çevre illerden lüks arabaları, eşleri çocukları ve hatta aile
büyükleriyle tatil yapıyorlardı”, İ. Çetin)
Ekonomi
17., İnsani gelişmişlik 71.
Bu haftaki
Herkese Bilim Teknoloji dergisinde, Türkiye’nin ekonomik gelişmişliği ile
İnsani Gelişmişlik düzeyini ele alan çok temel bir kapak konusu var.
Ayrıca Nebi
Sümer hoca ikinci bir seçimlerin psikolojisi yazısıyla, insanların kendi
aleyhlerine olan siyasete neden oy verirler, başlıklı yazısıyla, siyaset
psikolojisinin bu konudaki gündemine ışık tutuyor. Neden işçiler sendikaya
karşı olduğunu açıklayan, köylüler ise dışarıdan ithal ederek kendi ürünlerinin
fiyatını kıran iktidara- lidere oy verir diye soruyor ve sistemi meşrulaştırma
kuramını açıklıyor. İlgiyle okuyacaksınız.
Doğan
Kuban hocanın da son yazısı dergide. HBT zincir market
ve dergi satan gazete bayilerinde..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder