24 Mayıs 2018 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet
Toplumun beynini yalan
yanlış söylemlerle yıkama servisçileri “bizi
kıskanan dış güçler, şimdi ekonomiyi çökertmeye giriştiler..” masalını okuyor.
Neden? Çünkü oylarını aldıkları ve gerçek bilgiyle davranmayı öğrenemeyen cahil
kalmış bir kalabalığın bu zokayı yutacağını biliyorlar.
Bu açıdan baktığınızda,
topluma “göbeğini kaşıyan adam”
muamelesi yaptıkları açık ve seçik. Biraz şüpheli olanlar da kafasını kaşır.
Bedelini de ağır öderler.
Şüphesiz o kadar da
değil, AKP’ye oy veren seçmenin bir kesimi başına taş düştüğünü görüyordur;
çarkların dış girdilerle döndüğü ekonomide günlük hayatını çevirmek için artık
kuruş hesabı yapacaklar. Emekliye verilecek seçim rüşveti ikramiyesinin
pahalılık karşısında dipsiz kuyuya atılan taş etkisi yapacaktır.
Yıllardır kırılgan ülke
Çöküş, uzun zamandır
adım adım geliyordu. Türkiye 5 yılı aşkın zamandır “kırılgan ülkeler” adı altında, 3-5 ülke arasındaydı ve iki yıldır
da bu ülkelerin zirvesine oturmuştu. Bunu iktidar da biliyordu, ama o zaman
“vay bizi çökertmek istiyorlar” diyen yoktu.
Bugün milletvekili
listesi dışında kalan Mehmet Şimşek,
24 Martta “Aman
borç almayın ortak alın, sermaye piyasalarına açılın. Borç bu dönemde büyük bir
sorun.. Çatıyı hava
güneşli iken tamir etmemiz gerekiyor.. belki yağmur yağmur yağacak belki
fırtına çıkacak” sözleri aslında çok geçti, yağmur çoktan yağmaya
başlamıştı. Şimşek, olanları yumuşatmak için cek-caklı konuşuyordu, çünkü
Reis’in yanında ekonomi için kötü şeyler söylemek yasaktı, nitekim kellesi
gitti.
O sırada dolar 4.05 civarındaydı ve “tarihi rekor”
manşetleri atılıyordu. Dolar, Martın başında 3,81’di. Şimdi 5’e dayandı ve artık
saat başı tarihi rekor başlıkları atılıyor.
Füze gibi günden güne yukarıya fırlayan bir dolar;
neden? Enflasyon iki haneye oturmuş, ekonominin yıllık açıkları – gelir/ gideri– 57 milyar dolar eksiye çıkmış ve bütçe 75
milyar dolar açıkla bağlanmıştı.
Ayrıca dünyada başka bir seyir daha vardı: Dolar
güçleniyordu, ABD faizleri arttırmayı bir sürekliliğe bağlamıştı. Bütün paralar
değer kaybediyordu ama TL şampiyonluğu kimseye bırakmıyordu.. Aslanım TL!
Toplam borç 450 milyar doların üzerinde. Bu yıl 98
milyar dolar borç ödemesi var. Kısa vadede 220 milyar dolar (Mahfi Eğilmez).
Acaba
seçimlere kadar idare..
Çok miktarda paraya ihtiyacınız varsa ve
ekonominizin temel yapısı zayıfsa ve harcamanızdan daha yüksek miktarda gelir
üretemiyorsa, riskiniz artıyor demektir; bu durumda da daha yüksek faizler
ödemek zorundasınız. Yok “faizi arttırmam, parayı da MB değil ben yönetirim”
derseniz, doları 5’te görürsünüz.
Dani
Rodrik dün şöyle diyordu özetle:
“TL’nin serbest düşüşünü durdurmak için yalnız 3
seçenek var. 1. TCMB rezervlerini tüketmek pahasına dolar satacak. 2. Faizlerde
ciddi bir artış yapılacak. 3. Sermaye kontrolleri. Zehirlerden zehir beğen... Doların
yükselişine seyirci kalırlarsa dolar bazında borçlanmış özel sektör iflasa götürür
enflasyonu kontrolsüz hale getirir. Bekledikçe maliyet artıyor. Bu önlemler dahi krizi ancak geçici
durdurabilir. Kamu maliyesi, tasarruf politikaları, ve özel sektör finansmanı
konusunda ciddi atılımlarla desteklenmeleri gerekecek...”
Uyarıların
hepsi boştur bu iktidara.. Onlar her şeyi en iyi bilir.
Bütün
hesapları ve bildikleri aslında, yahu acaba seçimlere kadar idare edebilir
miyiz üzerine kuruluydu.
Ne
yazık ki bu beklentileri çöktü.
Ellerinde
düğmesi olsa dünya piyasalarını kapatmaktan zerre geri kalmazlar, ama böyle bir
düğme olmadığına hala inanamıyor olabilirler.
Bazı
aklı evvel ekonomi haspaları “devlet
değil, borçlu olan özel sektör çöker” havasında! Ekonominin özel sektörden
ibaret olduğunu bilmeyecek kadar cehalet.
Sorun,
ooh ne âlâ mualla, yağmur gibi para
aktıkça dışarıdan biz bu ekonomiyi çok iyi idare ederiz politikalarında.
Göm parayı taşa toprağa, hazineyi büyük borç yükünün altına sok, katma değer
üreten bir ekonomiye yönelme.
Ama
ağzında da “yerli ve milli” sakızını
çiğne!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder