25 Şubat Pazar, 2018 / Bilim ve Siyaset, Cumhuriyet
16 yıldır iktidardasınız, yüksek değer olarak
başardıklarını öğrenmek istiyoruz.
Hayır tünelleri vb kötüleme niyetim yok. Bir iktidarın
tercihi tünel ve köprü yapmak olabilir, hatta dünyanın en büyük havaalanı da...
Bir iktidar, sadece yol köprü tünelleri büyük
yapıtlar diye halkın gözüne sokarak oyları almayı ve yeniden iktidara
gelmeyi planlayabilir.
Nitekim bunu
yaşıyoruz. Üçüncü havaalanı ve kuzey ormanlarını mahveden girişimin İstanbul’u
çıplak, kel, susuz vb bırakacağını göze alıyorlar. Ama onlar şimdiye
bakıyorlar, yarın ve gelecek çok uzakta!
Fakat tüm iktidarını bu görünür yer üstü büyük yapıtlar
üzerine kuran bir iktidara nasıl yaklaşmalıyız? Öncelikle söyleyelim: Bu
politikanın, bırakalım ülkeyi çok zor durumda bırakacağını, kendi iktidarlarını
da yıkacak sonuçlar üretecektir.
Önceki yazımda iktidarın muhalefete yüklenirken en çok
kullandığı söylemin “bu ülkede bir dikili ağacı bile olmadığı” metaforu üzerinde
durmuştum. Ve kendileri bizzat, 4 dikili ağacı olmayanların ürettiği
değerlerden 60 milyar doları aşkın mal ve mülkünü sattığını açıkladılar, şimdi
de 12 şeker fabrikasını daha satışa çıkardılar!
Cumhurbaşkanı son zamanlarda savunma sanayi ile
övünüyor ve kendi silahımızı ürettiğimizi söylüyor. Bakarsınız ki, bu savunma
sanayini de kendileri kurmuş.
Gerçekleri
anımsatalım:
TUSAŞ: (Kürk uçak
sanayi), 1973
Aselsan, çok değerli,
kuruluşu 1975!
Havelsan (Hava
elektronik sanayi): 1982
ROKETSAN: 1988,
ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi için.
Bunlar Türk Silahlı
Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı bünyesinde toplandı: 1987... bu çerçevede
Aspilsan, İSPİR gibi yan kuruluşlar da var.
Bugün ulaştığı bilgi,
tasarım ve üretim değeri bakımından olağanüstü işler başarıyorlar.
Fetöcüler bu
kuruluşları dağıtmak ele geçirmek için de girişimde bulundular ve şüphesiz ki
casusluklar yaptılar. Kimbilir CİA’ya falan ne bilgiler aktı! Tabii en büyük
yardımcı ve destekçileri de AKP iktidarıydı.
1970 –
1980’in başarısı
Cumhurbaşkanı
övünüyor, yerli silah sanayindeki gelişmeler için. Ama yarattıkları hava, sanki
bu kuruluşları da kendileri kurmuş gibi. Oysa Türkiye’nin uyanışı Kıbrıs Harekatı sonrası oldu ve tüm bu
kuruluşlar ABD ve Batının ambargoları bir sonucu olarak ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı neden bunun altını çizmez?
Evet iktidarları
döneminde savunma sanayi projelerini –sonradaki dönemlerinde- desteklediler.
Ve sonuçta bu süreçte yeni bir aşamaya
ulaşıldı.
1980 ve 1990
yıllarında siyasi iktidarların ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki bilinç
sıçramasının sonucudur. Milli gemi, milli tank vb tüm bu sürecin parçalarıdır,
fikir olarak bu iktidarın bir dahli yoktur bu süreçte, desteklemekten başka.
Sadece şimdi övünme
payını çıkartıyorlar.
Yani savunma sanayi
da onların yarattığı bir büyük değer değildir.
O zaman ne
yarattılar? Yoksa sadece borç mu.. Yarın bu noktaya bakacağız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder