Oyunuzu kullandınız
kullanmayanları da kullandırdınız, hatta bir kaç kişiyi de ikna ettiniz..
Yurttaşlık görevi bu. Rahat olun, sonuç ne çıkarsa çıksın, hiç bir şeyin sonu
değil, hiç bir şeyin de yepyeni başlangıcı değil. Türkiye zor bir ülke.
Cehaletle savaş yapılmamış, düşünün 5 yıllık eğitimi bile siyasiler 1997 askeri
zorlamayla değiştirebilmiş ve ite kaka 8’i çıkartılabilmıştı! O dönemde
milletin ortalama okul yaşı 5’in altındaydı! Düşünün!
Çünkü sağcı iktidarlar cehaleti
manipülasyona alışmışlar, alavere dalavere yutturmaca...
Şimdi ortalama okullaşma yaşı 7
gibi! 4+4+4 ile önemli bir kesim için okula gitme zorunluluğu dörtte kaldı!
Şüphesiz her şeyi salt eğitimle açıklayamayız, insanın toplumsal yaşamda
edindiği deneyimlerin verdiği bir bilgi-davranış da var. Bu her zaman
manipülatörlerin istediği gibi sonucu vermez. Toplum bir bakmışsınız can alıcı
anlarda beklenmedik bir bilgelik sergiliyor.
İki
temel davranış
Ama yine de olayların
birbiriyle karmaşık ve zor ilişkilerinden doğruya yakın sonuçlar çıkartıp
davranış türü geliştirmek için kısa bir analiz yeteneği gerek.
İnsanın davranışlarında belki
iki temel model var. İlki, özellikle
de kısa vadeli çıkarlarına göre... İkincisi
de, yine çıkarlarını gözetir, ama bunu daha geniş bir zamana yayar ve
yanına, ülkeyi, toplumsal bir arada yaşamayı, derin hoşgörüyü, demokrasi ve
insan hakları gibi ilkeleri koyarak, orta vadeli gelecek açısından davranır. Kararlarını
ucundan sorgular ve nelere yol açabileceğini biraz görür.
Büyük çoğunluk günlük yaşar. En
temel ihtiyaçları çerçevesinde (barınma, yemek-içmek, iş, üreme) hareket eder
ve bu ihtiyaçları için araçları gereçleri çoğaltmaya çalışır. Şüphesiz bu en
temel ihtiyaçların yanında güçlü bir inanç meselesi de yerleşmiştir.
İnancın
güçlü kökleri
İnancın aynı zamanda kişilere
yönelik de güçlü bir yönü olduğunu bilelim. Belki kendini özdeşleştirir, veya
yarınının güvenini onda ve politikalarında görür. Bu köklü bir inanca dönüşebilir.
Köklü inançlar pek çok konuda
önümüze çıkar. Mesela Nuh deyip Peygamber dememek de belki köklü inançlarla
ilgili olabilir. Şüphesiz ki cehalet
tüm köklü inançları besleyen damardır.
Son bir aydır müthiş bir
kampanya yürütüldü. Bunu bir aydınlatma kampanyası gibi görmek mümkün. Benim
için bu daha çok “düşüncelerde başka seçenekler oluşturma” çağrısı anlamına
geliyor. Geçen gün dostlarla sohbette şöyle dedim:
Sonuçta
ne etken olacak?
Son
bir ay sarf edilen büyük emek üzerinde düşünelim. Kısa vadeli amaca yönelikti
bu. Fakat böyle saflaşmaların tırmandığı, görüşlerin keskinleştiği zamanlar,
belki de amaca ulaşmak için en zor anlar. Diyaloglar zorlaşıyor. İnsanların
inançları ve tercihleri ön plana çıkıyor. Dinlemesi, düşünmesi, başka
tercihleri görmesi zor. Belki de insanın en çok kepenkleri kapattığı anlar...
Bu çalışmayı çok daha akıllıca
ve her şeyin dinginleştiği, çatışmacı durumların geri plana itildiği ve
diyalogların daha çok mümkün olduğu geniş zamanlarda sürdürmeli.
Şöyle
düşünüyorum: Eğer bir sağduyulu sonuç ortaya çıkacaksa,
bunda esas olarak, şu son bir aydaki karınca gibi çalışmadan çok, toplumun daha
önce ulaştığı kararlar ve tercihler belirleyici olacak.
Eğer öyleyse hepimizin önünde uzun
vadeli ve soluklu bir cehaletle mücadele”
var. Ben bunu daha çok, insanların tartışmalı, seçenekli düşünme becerisi,
olayları birbiriyle ilişkilendirme ve sonuç çıkartarak tercihi belirleme
yeteneği kazanması olarak görüyorum.
Mesele evet-hayır’ın ötesinde, gel bu
tarafa, bu görüşleri benimse değil.
Peki ne?
İnançla değil bilgiyle hareket
et, etraflı düşün, terazinin kefelerini kullan, tart-ölç-biç, öyle karar ver!
Kararın ne olursa olsun!
Var mısınız Türkiye çapında
uzun soluklu böyle bir çalışma modeli geliştirmeye?
ELİMİN
ALTINDAKİ KİTAPLAR
Bir sürü kitabı karıştırıyorum
şu sıralarda: Cumhuriyet Işığında
(Özlem Özdemir); Sorunlarla Yüzleşmek
(İlker Başbuğ); Mustafa Kemal’in İsyan
Muhtırası (Kerem Çalışkan); Şanlı
Kanlı Yıllar (Hıfzı Topuz); Şam Kapıları
(Lieve Joris); Erken Uyarı (Hanefi
Avcı); Saray Rejimi ( Deniz
Yıldırım); Coğrafya- Tarihi, Felsefesi
ve Temel Kavramları).
Hepsi değerli, paylaşacağım.
Bugün bir Herkese Bilim Teknoloji
dergisi de alın!
16 Nisan 2017 Pazar / Bilim ve Siyaset
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder