SAYFALAR

28 Mart 2017 Salı

Bu millet aptal mı ki, Avrupa’ya kızıp evet desin!?


Biliyorsunuz, Almanya’nın MİT’i BND’nin şefi Bruno Kahl, Türkiye, darbe ile “Gülen Hareketi” arasında bir kanıt gösteremiyor, dedi. “Gülen’in darbenin arkasında olduğuna ilişkin hiç bir işaret yok” diyor bu kişi. “Türkiye çeşitli düzeylerde bizi inandırmaya çalıştı ama başaramadı!” Kocaman bir yuh çekmenin anlamı yok. Çünkü konu inanmak meselesi olunca, keyfi durum ortaya çıkar. “İnanmıyorum kardeşim” der çıkarsın, sen istediğin kadar yırtın. Ama darbeye nesnel olarak bakarsan Gülen’i görürsün. Ama istemiyorsun! Peki, neden?
Kahl, istihbaratın başına siyasal olarak atanmış kişi. Ama sözlerindeki yanlışlık, “meslekten istihbaratçı” olmamasından kaynaklanmıyor. Bu Almanya’nın politikası, BND şefi de bu politikaya uygun ötüyor. Ayrıca medyası da, mesela Der Spiegel’in haberleri de genellikle bu telden çalıyor. En son İngiltere de aynı koroya katıldı.
Gülencilerin Avrupa’da en güçlü olduğu yer Almanya. Şimdi düşünün, Gülen’in darbe işinde olduğunu gördükleri zaman işler karışacak, başlarına bir ton iş açılacak! Bu birincisi.

Sizi niye kabul etsinler

İkincisi ise, Türkiye’deki iktidarın burnu büyük, tüm dünyaya meydan okuyucu, yalanlarla bezeli, Avrupa’nın siyasal ve hukuk değerleriyle ilişkisi sıfır, basın özgürlüğünü yok etmekte kararlı, yargıyı kendine bağlayan, üstüne üstlük şimdi de anayasa değişikliği ile bir diktaya hazırlanan bir iktidarı asla kabul etmemeleri.
Adaylık görüşmelerini sürdüren, ben AB’ye üye olacağım diyen bir iktidarsınız. AB’nin değerleri belli, tam bir uyuşmazlık içindesiniz, neredeyse 180 derece, sizi sert eleştirecek tabii ki.
Hoşunuza gitmiyorsa, üyelik görüşmelerini iptal edersiniz. Nerede o cesaret.
Bu iktidarın yaptığı ise bol keseden saldırı. Yok Nazi imiş yok bilmem ne. Türkiye’de şu anda yaptığınız uygulamaların hiç birinin Avrupa’da yeri yurdu yok.
Ama AB ilişkileri askıya almaya hazırlanıyor. Referandum sonrası gider yalvarırsınız, aman biz ettik siz etmeyin! AB ile ilişkiler kesildiğinde, iktidarda kalma olasılıklarınız hızla azalır. Ancak büyük şiddete dayanarak orada oturursunuz, ki buna da hazırlıklısınız!

Kapılar açılsa, millet Batı’ya koşar!

Avrupa’dan mı çıkacaksınız! Kapılar açılsa millet nereye koşar, körfez ülkelerine mi, Suudilere mi, yoksa Batı’ya mı? Niye bunu anketçiler millete sormaz! Yüzde 99 Batıya! Göç Batı’yadır! Kör değilsiniz, kasıtlısınız..
Bir sürü palavra: AB batıyormuş! Batırdığınız bu ülke! Her ay yüzbinleri işsiz bırakıyorsunuz.
Şu sözlere bakın: “Buradan bize parmak sallayan Avrupalılara sesleniyorum. Türkiye; itilecek, kakılacak, bakanları kapılardan kovulacak.. bir ülke değildir.. Siz böyle davranmaya devam ederseniz yarın dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir Avrupalı, hiçbir Batılı güvenle huzurla sokağa adım atamaz. Bu tehlikeli yolu açarsanız en büyük zararı siz görürsünüz..”
Kendilerine bu tehdidi yapan iktidarı- Cumhurbaşkanı’nı ciddiye alıp konuşacak kimse olur mu AB’nde?

Yüzde 2 oy kazanmışlarmış

AB’ye yüksek perdeden atıp tutmak, her seçim dönemindeki “düşman yaratma” politikası uygulaması. AKP İzmir Milletvekili Hüseyin KocabıyıkAlmanlara Hollandalılara kızmayalım, belki azıcık teşekkür de etmeliyiz.. yurtdışında ve yurtiçindeki ‘Evet’ oyları 2 puan arttığını görüyorum” diyor. Ömer Çelik te benzer konuşmuştu.
 AB ile atışmak, neden bir diktatörlük projesine oy verecekleri çoğaltsın?! AB’ye kızmak ile Anayasa değişikliğinin içeriği arasında somut ne ilişki olabilir?
Hiç.. Bu şu anlama gelir: “Ey Avrupa, sana kızdım ülkeyi diktatörlere teslim ediyorum..” Bu aptalca bir beklenti tabii ki!
Bu denklem içinde hareket edecek ve oyunun rengini değiştirecek yüzde 2 seçmen olacağını varsaymak, iktidar ve mensuplarının bu ülke seçmenini aptal yerine koyması anlamına gelir. AKP seçmene “göbeğini kaşıyan adam” gözüyle bakıyor. İlgisiz şeyleri ileri sürer oyu kaparım, ensesine vurur ekmeğini ağzından alırım, diyor.
Bu millet aptal mı ki bu oyuna gelsin! Avrupa’ya kızıp yorganını yaksın, diktayı başına getirsin..
Üstüne üstlük Avrupa’dan kovulsun! Kapılar yüzüne kapansın.. İçeride ekonomik zorluklar altında daha da ezilsin..
Çifte vatandaşlar da bu hakkını kaybetsin.. Almanya bunu kararlaştırma peşinde!

AKP bu milleti aptal mı sanıyor? Sadece merak ettim de..
27 Mart 2017 Pazartesi / Bilim ve Siyaset–Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder