SAYFALAR

12 Ağustos 2016 Cuma

Rusya ile Batı arasında salıncaktayız. Batı’dan eyvah sesleri ve anlamı


En büyük siyasal hatalardan biriydi Rus uçağını düşürmek. Çok yönden sıkışmış bir siyasal iktidar, üstüne üstlük Rus uçağını düşürünce 3 ay içinde bu eylemin etkisinin altında kaldı, ezildi, bunaldı. Ekonomisi de daraldı, perspektifini kaybetti. Ayrıca Suriye’de adeta teslim bayrağı çekti.
Tabii, Soma’da 301 madencinin canına okuyan utanmaz patron maden kazasının FETÖ işi oldu şeklindeki rezil beyanatına benzer şekilde, Rus uçağını da FETÖ’cüler düşürdü biçiminde siyasal manevralara tanık olduk.
Oh ne âlâ!
O zamanki Başbakan Davutoğlu olayın hemen arkasından “uçağı düşürme emrini ben verdim” açıklaması ne çabuk unutuldu!. RTE’nin, yine olsa yine düşürürüz, sözleri!
Eğer öyleyse, iktidarın beyinlerinin, bedenlerinin içlerine ruh olarak FETÖ’nün kaçtığını söyleyebiliriz! Aslında bu metaforu, iktidarların son 10 yılına bile yayabiliriz!
Neyse, Rusya’ya dönelim!

Rusya ne ister: Yakınlık!

Türkiye ile ilişkilerinin bozulması Rusya’nın hoşuna mı gitti?! Hayır tabii ki.
Türkiye bölgede nasıl Batı/NATO açısından çok önemli bir coğrafi konumdaysa, Rusya açısından da öyle.. NATO üyeliği, Rusya’ya karşıdır! Üstelik atom bombaları da topraklarımız üzerinde Rusya’yı hedef alır şeklinde konumlandırılmıştır. 
Türkiye ile Rusya’nın ekonomik, kültürel ve büyük dostluk bağlarıyla birbirine bağlanması Rusya’nın arzuladığı bir durumdur. Rusya’yı hedef alan bir Türkiye’den, Rusya karşısında tarafsızlaşmış ve giderek iki ülke arasında daha yakın ittifakımsı ilişkilerin hüküm sürdüğü bir Türkiye konumu, Moskova’yı çok sevindirir.
Aslında Rusya’nın böyle bir hedefi de vardır.

Türkiye’nin de yararına

Ve böyle bir yakın ilişki Türkiye’nin ve bölgenin de yararına olur.
Düşünsenize, durmadan Orta Doğu’ya hallaç pamuğu gibi atan, ülkeleri parçalayan, istikrarsızlaştıran, savaştıran, büyük göçlere neden olan, bir daha ayağa asla kalkamayacak bir düzeyde tutan, Batı’dır.
Bunun tüm acısını biz de çekiyoruz.
ABD ve AB’nin İslam ülkeleri üzerindeki ve Ortadoğu’da bu ötekileştirme ve sömürge olarak bırakma politikasının dizginlenmesi, Rusya’nın ve Doğu’nun, Batı’nın aksine düzgün ve destekleyici politikalarıyla mümkün olabilir.

Batsın NATO üyeliği!

Bu açıdan Türkiye çok önemli bir konumda bulunuyor.
“Batı dostluğu” bir sözde laftır.
AB kapılarını sürekli kapalı tutacaksın, ülkedeki darbe girişiminin başarısızlığı üzerine ah vah edeceksin..
Ama Türkiye ile Rusya arasında ilişkiler düzelince, Türkiye’nin NATO üyeliğini anımsayacak, anımsatacaksın.
Batılılar, RTE-Putin görüşmelerine ve ilişkilerin düzelmesine gösterdikleri ilginin yüzde beşini, yaşadığımız darbe girişimine göstermediler. 
Demek ki Batı, Türkiye ile Rusya arasında küs ilişkilere çok sevindi! Dahası, birbirimize girsek, daha çok sevineceklerdi!
 Birden Türkiye’ye Rusya’ya kaptırıyoruz, eyvah sözleri manşetlere çıktı. Batsın manşetleriniz!

Türkiye dengelemeli

Hayat RTE ve iktidarını özür dilemeye sürükledi.
“Moskof” düşmanlığı, yerini “kıymetli dostum Putin”e bıraktı.
İşte böyledir yanlışlık.
Emekli savaş pilotu Tümgeneral Beyazıt Karakaş “Bir Rus uçağı düşürmenin anatomisi” başlıklı, olayı teknik açıdan ele alan, 60 sayfalık cep kitabında (Alibi Yayıncılık) belirttiği gibi:
“Hatalı taktik bir harekat değerlendirmesidir… sonuçları stratejik ve canımızı acıtacak kadar tehlikeli” idi. “Türkiye’nin başı ciddi bir şekilde belada” idi.
Ankara, iktidarını kurtarmak için büyük bir manevra ile Ruslardan özür diledi. Şüphesiz ki iyi yaptı.
Rusların bu özrü kolayca kabul ederek iki ülke arasındaki ilişkileri yeniden canlandırma kararının ardında, şüphesiz ki yukarıda yazdığım, her durumda yakınlaşma politikası gereğidir.
Ankara, Rusya ile, Batı’nın bölgedeki saldırganlığını dengeleyecek bir politika izlemelidir.
11 Ağustos 2016 Perşembe / Bilim ve Siyaset - Cumhuriyet


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder