Hayır hayır, RTE için söylemiyorum, o çoktaaan
farkındaydı, sadece askeri kalkışmaya girişebileceklerini kestiremiyordu.
Mesela Cemaat ile içli dışlı iki arada bir derede yaşayan Bülent Arınç gibi, 15 Temmuz gecesi, iş olup bittikten sonra hay Allah diyenler için düşünüyorum:
Askeri darbe başarılı olsaydı, bugün onlar nerede
olurlardı?
Sorgulanması gereken sorudur bu.
Güzel güzel anlatıyor Medyascope’daki söyleşide Ruşen
Çakır’a. Ruşen’in her soruyu sorduğunu düşünmüyorum, belki de biraz kıyak
geçmiştir Arınç’a.
Ama darbe başarılı olsaydı, Arınç, sabah şaşıranlar
arasında olur muydu? Bunu bilemeyeceğiz.
Veya, daha pek çok RTE ile bağını koparmış veya pamuk
ipliğinde tutan diğerleri hakkında, belki ileride bir şeyler çıkar...
Affınıza sığınarak, analizin biraz uç noktasına
kayacağım.
Eğer
başarılı olsaydı girişim..
15 Temmuz
gecesi farkına vardım ki bunlar darbeci bir terör örgütüymüş diyerek askeri girişimi lanetleyenlerden kimleri,
izleyen günlerde yeni siyasal iktidar yapısında görecektik?!
Birden gözümün önünde bana hiç de yabancı gelmeyen
siyasi çehreler beliriyor!
Şu sıralarda durmadan komplo teorilerini “bunun altı boş, uydurma” diye
reddettiğim, boşta gezer dostumla bu çehreleri paylaşıyorum. Birisini es geçme, biliyorum RTE’nin
yarattığı mazlum olduğu için aklına gelmez, ama Gül’ü de düşün demez mi!?
Dicle
Üniversitesi olayı
Hadi
oradan anlamında el hareketi yapıyordum ki
hareketimi kesti, yahu dedi, üniversitelere epey cemaatçi diye
bilinenleri rektör atamadı mı, altlardan, üçüncüyü beşinciyi.. Bak Dicle
Üniversitesi’ne, üçüncü sıradan Bayan Saraç’ı oturttu, o da 4 yıl boyunca tüm üniversiteye cemaatçileri yığdı ve yolsuzluk
iddiaları da ayyuka çıktı; 4 yıl sonra birinci sıradan yine atadı! Şimdi üniversite boşaldı neredeyse; sadece
Dicle mi, daha ne üniversiteler… Heryerden cemaatçi akademiker fışkırıyor…
Bir an sustum, liyakat değil keyfiyet, yakınlık,
siyasi yandaşlık vb. Bunları ben de eleştirmiştim. Birden, benzer şeyi Erdoğan da yaptı, 6 rektörden sadece ikisi ilk sıradan…
dedim ama aralarında cemaatçı olmadığına eminim. Ama liyakat var mı? Siyasal
yandaşlık, benim emir ve talimatım
altında hareket etsin, düşüncesi..
Bunları söyledim ama o devam etti: Bak, birden o sabah bambaşka bir Gül gördük,
görülmemiş bir sertlik, fırladı Ankara’ya gitti. Sen bundan bir bit yeniği çıkarmaz
mısın..
Hadi len dedim..
Nasıl bir
hükümet kurulurdu?
Ve başka isimler, çehreler de resmigeçit yaptı, darbe
hükümeti ve çevresinde boy gösterecek.
Cemaatin hükümeti, geniş çevrece kabul edilebilecek,
ülkeye de şirin gözükecek ve darbenin şiddetini azaltacak isimlerin de içinde
bulunduğu bir oluşum olacağı kesin. Bugünkü iktidardan da beslenen..
Başarılı darbe sonrası bambaşka bir ülkeye gözümüzü
açardık. Düne kadar darbelere karşı olmakla övünen liboş ekibin iktidar yanında
saf tuttuğunu seyrederdik. Altanlar maltanlar, Cemaller ve benzerleri.. Ve bizden
çoook tanıdık isimler.
“Başka çare
yoktu, Türkiye faşizmden döndü, bir Ortadoğu ülkesi olmaktan kurtulduk, iç
savaş çıkacaktı… Yolsuzlardan ve
hırsızlardan kurtulduk..”
Daha önce yazdığım gibi bir iç savaş da çıkabilirdi.
Elif Şafak
da var
Türkiye başka bir derin ve amansız, keyfi ve bugünkü
sistemin de tamamen ortadan kalktığı bir kıyımın cenderesinde ufalır giderdi..
Tabii darbecilerin alacağı ABD ve Avrupa desteği ve
garantisi de söz konusu olacaktı.
15 Temmuz gecesi ayılanlar arasında baktım Elif Şafak da var. Hiç böyle bir şey
düşünmezmiş.. Bilseymiş, falan filan..
Hayali ne kadar darmış, romanlarının çatısını
başkaları kuruyor olsa gerek.
***
Peki, 15 Temmuz’un galibi RTE iktidarında bir
değişiklik olabilir mi, aynı tas aynı hamam gibi..
Ama 15 Temmuz sonrası Gülen iktidarında tepeden
tırnağa değişik bir ülke içinde yaşıyor olacaktık, tek kesin olan bu.
15 Ağustos 2016 Pazartesi / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder