SAYFALAR

6 Ekim 2015 Salı

Doruk ve Düşüş: 5 Saptama


AKP’nin bu seçimlerde de umduğunu bulamazsa Mayıs’ta üçüncü bir seçim olacağı söylentileri yaygın. Geçmişleri ve gelecekleri maddi manevi RTE-iktidarına bağlı “ekip”in, sürekli iktidar için her şeyi zorlamaları doğal. Çünkü bir yuvarlandılar mı pir yuvarlanacaklar, öyle ki kendilerini bir daha toparlamaları söz konusu olmaz.. Ama niyetler ve isteklerle olmuyor Türkiye’nin ana siyaset konuları.
Toplumsal-siyasal alanda pek çok şeyin olabilirliğini kabul etsek bile, “ne kadar?” sorusu arkasından gelir. 3. Seçim için yanıtım “çok az”dır. Pek çok nedeni var bu saptamamın. Hadi çok sıradanını belirteyim: Türkiye, altını çizerek söylüyorum her açıdan kaosa yol alırken, mayısta üçüncü seçimin ancak düşü kurulabilir. Şimdi saptamalara gelelim.

RTE vesayet gücü: sandık
1) RTE bu seçimle son kozunu oynuyor. Kariyerinin doruk noktasına, 17-25 Aralık 2003’e kadarki dönemde ulaştı. Rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla inişe geçti. Böyle “önemli karizma”ların, henüz her şey “normalmiş gibi” sürerken, düşüşü de zamanla olur. Cumhurbaşkanı seçimine katılım oranı da yüzde 15 kadar azdı (Yüzde 74). Bu ilk “sandık işareti” oldu.
2) RTE 7 Haziran seçimlerinde, sandık karizmasına ikinci ama en büyük çiziği yedi. Meydan meydan dolaştı durdu, başkanlık sistemine oy istedi.. Sonuç AKP’nin iktidardan düşüşü oldu. RTE, “sandık bana yaradığı sürece milli ve en büyük iradedir” görüşünde olduğu için, yeniden seçimi zorladı. Unutmayın, hep yazdığım gibi, RTE vesayet gücü sandıktı!
3) Bu yeni seçimi zorlaması, “resmen” partisini böldü. Müdahale etmeseydi, bir koalisyon kurulacaktı. Ama “seçmen yanlışını düzeltir, bir deneyelim” düşüncesi, RTE’nin en büyük boyun eğdirme gerekçesi oldu. RTE’nin parti üzerindeki vesayeti kesin zayıflıyor.

RTE mi Parti mi ayırımı başladı
Seçim sonuçları büyük bir olasılıkla bu vesayeti en aza indirecek. Yani parti liderliği önemli konularda kendi kararlarını hayata geçirecek. Bu kararların niteliği, RTE’yi koruma, kollama, onun dediğini yapmaya yönelik değil, Parti’yi ayakta tutmaya yönelik olacak. Parti içinde buna yönelik yeni bir yapılaşma ve kenetlenme olacak. Çünkü kendi siyasi vb gelecekleri ön plana çıkacak. Siyaset bunu gerektirir.
4) Parti ve yandaş medyası zaten bölünmüştür. Mehmet Ocaktan ve arkadaşları, RTE’yi hem de ağır eleştirir pozisyonuna geçtiler. Bu parti içinde ve çevresinde yeni bir oluşumun dışavurumudur. RTE’ci kalemşörler ve tetikçi aşamasında tipler ve diğerleri olarak kabaca ikiye ayırabilirsiniz.
İstifalar da başlamış, bazı yüzler ekranlara “bu gidiş iyi değil” diyerek veda etmiş, ve RTE’cilerin saldırılarına uğramıştır. RTE’cilerin en “azılısı” mesela Cem Küçük, Abdülkadir Selvi’den tutun pek çok AKP yazarını (Mustafa Karaalioğlu, Akif Beki gibi) “şiddetle zorlamaktadır”. Pek çok yazar ve partinin önde geleni, RTE yerine partiyi savunma pozisyonuna geçmiştir. Zor durumlarda, şeklen RTE’yi savunur durumdalar. RTE bir “parti büyüğü” konuma geçmektedir.

AKP, RTE vesayetinden kurtulur
7 Haziran seçimlerinden sonra düşüşü görünce önce RTE’ye karşı mesafe koyan, iktidarın bazı “ekran yüzleri, kalemleri”, uçaklarına binmeye başlayınca RTE savunmanlığına geri döndüler, bir “ara dönem- geçiş elemanı” görevini üstlendiler; bu seçim sonuçlarına göre tavırları değişebilir veya daha 4 yıl Cumhurbaşkanı uçağı elemanlığı için bu pozisyonda kalabilirler.
5) Parti’nin esas gövdesi RTE’cilikten (vesayetten) sıyrılacaktır. Aslında bu durum, cumhurbaşkanlığı- başbakanlık/parti başkanlığı pozisyonlarının anayasal ayırımından da güç alıyor. RTE Cumhurbaşkanlığına geçince, bu ayrılığın kaçınılmazlığını hemen yazmaya başlamış ve işaretlerini de vurgulamıştım. Bu gerçekleşiyor.
Parti, Başkanlık Sistemi istemiyor.
Bu seçimlerin, RTE’nin son umudunu da gömen sonuç üretmesi büyük olasılıktır. Zaten RTE de bunu görüyor ve partisini-hükümeti eskisi gibi güdebilmek için hala 400 milletvekili rüyalarını dayatıyor.
 Bugünkü siyasi koşullar böyle giderse, seçim sonuçları beklendiği gibi olacak ve RTE’nin “partiyi taşıyıcılığı”, “olmazsa olmazlığı” sona erecektir.

Bazıları için de sahne kapanacak.

5 Ekim 2015 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder