SAYFALAR

12 Ekim 2015 Pazartesi

Ankara simge, bombalar TC’nin dibine kondu

Cumartesi gecesi Habertürk’te Ece Üner, bombaların Başkentte patlatılmasının bir anlamı var mı diye sordu. Tabii ki vardı, öyle ki bu bombalar yarın Beştepe’nin dibinde patlatılabilir anlamına gelir dedim, daha bir sürü şey.. Ama gece dönüşte neyi kastettiğim netti aklımda: Ankara simge, bombalar Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurtuluş ve Kuruluş’unun dibine konmuştur.
Bu bombaları, minik hesapların katliamı olarak gören ya kör ya da kasıtlı siyasi hesaplar içinde. Bu katliam, HDP’yi mi “safdışı” bırakacak.. Hükümeti, RTE’yi mi “düşürecek”.. Birilerine “seçimi” mi kazandıracak.. Hiçbiri! Demirtaş’ın ve bazı DİSK yöneticilerinin “devlet koydu” lafı totolojidir, siyasidir, nefretten kaynaklanır, çöpe atın.
Mesele 130 kadar canımızı kaybetmemizin çok ötesinde. Bu bombalar binlerce, yüzbinlerce canımızı daha kaybedebileceğimizin denemeleri. Bir iç savaşın provaları. Öyle sıradan bir olay değil yaşamakta olduğumuz. Türkiye'ye yönelik orta ve uzun vadeli bir parçalama operasyonu içindeyiz. I
Birileri ŞİD’çi eliyle etnik ayrılığı körüklemenin ve ülkeyi birbirine düşürmenin peşinde.

İki toplumsal bomba
Türkiye’nin içinde iki bomba var. Etnik ve köktendinsel. Bunlar güçlüdür, toplumu parçalayabilecek niteliktedir. Her ikisinin de ulusal ve uluslararası yönü var. Orta Doğu’da ülkelerin parçalanması, iç savaşa sürüklenmesi, dış müdahaleler süreçleriyle çok benzer özellikle taşıyor.
Müslüman ülke konumumuz, başlı başına Orta Doğu ile en güçlü bağ. Hem köktendinci güçlü tehdit hem de Orta Doğu ve İslam ülkelerini hep belirli kontroller altında tutma politikası izleyen “emperyalist” güçler için.. Ekonomisini, toplumunu kendi ayakları üzerine, yaratıcı, bilim ve teknoloji üretimi tabanına oturtamamış güçlü tüketici ülke konumu da tüm müslüman ülkelerin ortak karakteri.
Türkiye bu kısırdöngüyü yırtabilecek en büyük aday. Ama siyasi beyni sürekli eksik.
Türkiye tüketici değil üretici ülke konumuna yükselirse, tüketici pazarını kontrol edenlerin oyun alanları da daralır. Dünya ekonomisinde rolü değişir.
Hiç kimse rüya görmesin, dünyada bir İslam dünyası- Batı Hristiyan dünyası diye, gizli açık bir ayrım politikası da yürürlükte.

Çözemezsek çözüleceğiz
Etnik savaş uzun zamandır var ve Orta Doğu’daki gelişmelere bağlı olarak görünüm, içerik değiştiriyor. Bu 100 yıllık tarihsel, güçlü uluslararası desteği olan bir mesele. Türkiye acil olarak bu sorunu, terörcülerin dışında, Kürt toplumuyla birliktelik yönünde ulusal çoğunluk uzlaşmasıyla çözmeyi gerçekleştirmeli.
Acil bir sorun. Bu sorunu çözemezsek, başkaları bizi çözecek. Ülkede güçlü bir damar olan aşırı milliyetçi nefret ve politika, ülkenin çözülmesine yardımcı olur sadece. Aklı dışlayan, salt kısacık yarar politikasını önceleyen kör inançlar her zaman büyük tehlikelidir. Bunun yurtseverlikle bir ilişkisi olamaz. Emperyalist amaca dönüşür.
Irak ve Suriye’de haritalar çiziliyor ve yeni devletlerin doğuşu planlanıyor.
Türkiye kendi haritası üzerinde kalem oynatılan bir ülke konumuna girdi.
Bunu görmeyen kördür, kasıtlıdır, plancıların bir parçasıdır. İster “evrensel- sosyalist kılıklı” görünsün.
Partiye yarar ve iktidar için kaldıraç politikalarıyla Kürt meselesine yaklaşımın sadece parçalayıcı olacağını Çözüm Süreci’nde gördük (yazdık, çizdik). Burada ulusal politika gerekli.

Kaç milyon IŞİD’çi var? 
Katliamlar ülkeyi zayıflatma amaca yöneliktir.
Ülkede parçalanma, hiç şüpheniz olmasın, bir IŞİD’çi savaşı geliştirir. Ükemizde çok şükür bu iktidarın politikaları sonucu, “Köktendi islam devleti” bayrağı altında yaşayacak en az 5 milyon insan çıkar. Zaten IŞİD’e katılan katılana. Bombalar, IŞİD kaynaklı olsa bile, doğrudan dolaylı ve sonuç olarak, yeni haritacıların patronluğundadır.
Türikye güçlü devlettir, palavrasını bırakın. Bölünmüş ayrışmış bir topluma değil güçlü devlet, atom bombası bile işlemez.
Saddam güçlüydü. Parçaladılar. Suriye güçlü devletti. Parçaladılar. Kaddafi’nin Libyasını bile yok ettiler.
Bunlar kimseye bir şey söylemiyor mu?
Bombalar, ülkenin temellerine konmuştur beyler ve bayanlar..
Yarın, ülkenin bu durumuna hizmet eden 13 yıllık iktidar konusu..

12 Ekim 2015 / Bilim ve Siyaset–Cumhuriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder