SAYFALAR

27 Eylül 2015 Pazar

İBG: Ülkede iyi şeyler de oluyor! Seyrek de Olsa

  CBT Gündem, sayı 1488, 25 Eylül 2015






İzmir Biyotıp ve Genom Merkezi (İBG), 9-10 Eylül’de Dokuz eylül Üniversitesi’nde yapılan törenle ve bilimsel ve konuşmalarla açıldı. Gerçi Mehmet Öztürk ile yaptığımız ve açılıştan önceki sayımızda yayımlanan söyleşide İBG’nin amaçlarını tanıtmıştık. Açılışı izledim, genç bir ruhun, yapma irade ve arzusunun IBG’de dolaştığını gördüm. Bu sevinci paylaştığım için de memnunum. Türkiye nasıl bir terör ve batağa saplanmış bir siyaset çukurunda uğraşıyor, İzmir’de bilim insanlarımız için gelecek için ne planlar kuruyor.
Bu merkezin temelini eski rektör Emin Alıcı atmıştı. O zaman üniversitenin tıp fakültesi sayesinde geliri vardı. Bina inşaatının kabası bitmişti. Neler yapılacağının ilk planları da programlanmıştı. Sonra iktidar tıp fakültelerini boğazını sıktı, gelirleri sıfırladı, hatta borçlandırdı, en değerli öğretim üyeleri kaçtı..
En çok oyu alan Emin Alıcı’nın yerine ise Prof. Dr. Mehmet Füzün az oyla rektör olarak atandı, ama projeyi sürdürmek istiyordu ama para yoktu. Rektörle İBG’de, Merkez’in müdür Mehmet Öztürk’ün ofisinde tanışıp sohbet ettik. Üniversitelere rektör seçimlerinin nasıl yapılması gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduk ve benzer değerlerle konuya yaklaştığımızı gördük. Merkezi nasıl tamamladıklarını sordum Füzün’e ve ayrıca bu büyük projeyi başarıyla tamamladığı için de teşekkür ettim. 
Füzün, ikinci rektörlük dönemine ise en çok oyu alarak başladı, üniversite Füzün’ü benimsemişti. Bu kez liyakata önem verdi, kadrosunu yeniledi. Biyotıp ve Genom Merkezi’ne, tamamlanması için 150 milyon lira gerekliydi. O sırada Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan ile tanışıklığını bu amaçla kullandı, projenin ülke için önemini anlattı, sonuçta Proje, Kalkınma Bakanlığı’nın en önemli ve pahalı projesi olarak desteklendi. Rektör, Mehmet Öztürk’ün merkezin başına gelmesinde ısrarcı oldu. Ülkemizde iyi şeyler de olabiliyor! Füzün’ün görevi bitecek! Umalım ki yerine yine doğrudan bilimle ilişkili, liyakatı gözetecek, üniversitenin bilimsel niteliğini ön plana alacak ve şu gözbebek projeyi koruyarak destekleyecek, ülkenin ürünlerini almasına hizmet edecek bir rektör gelir.

***
İBG, ülkenin ilk biyoteknolojik ilaçlarını üretmeye de aday. Daha pek çok konuya el atıyor proje. Görülen o ki, üst düzey araştırmalara ve sonuçlarına imza atacak İBG! Haydi hayırlısı! Mehmet Öztürk uluslararası bilim kurumlarıyla işbirliklerini kurmuş, çok uluslu bir çalışma ortamını şimdiden sağlamış, projeye ve kişiye göre laboratuvarlarını sırayla “işletmeye” açıyor.
Açılışta, merkezin uluslararası danışma kurulunun pek çok üyesi, bu arada Aziz Sancar, Gökhan Hotamışlıgil de vardı. 2001’de hücre mekanizmasının anlaşılmasına yaptığı katkılar nedeniyle Nobel Ödülüne ortak oln Tim Hunt yaratıcı bilim temasıyla ve hücrenin yapısının keşfi için neler yapıldığını anlattı açılış bilim konuşmasında.  
Bilim Sanayi ve Ticaret Bakanı Fikri Işık ilginç bir konuşma yaptı. “İthal ilaçları geliştirme imkanını elde edeceğiz. Bu tür tesislere her türlü desteği vermeye hazırız. Türkiye'nin yeni bir atılım yapması, ancak bilim ve teknoloji alanındaki sıçramalarla olacak. Türkiye yükte hafif pahada ağır ürünler üretmek zorunda. Yeni ilaçların gramına 1000 dolar ödüyoruz. İlaç ithalatımız 4.7 milyar dolar ve her bir kilogram biyoteknolojik ilaca ortalama bir milyon dolar ödüyoruz. Türkiye’de gerçi kutu ilaçların yüzde 75’i üretiliyor, az bir miktarı ihraç da ediliyor ama 4 milyar dolar açığımız var, ürettiğimiz ilaçlar yükte ağır, pahada hafif.. 2015-2018 İlaç Strateji ve Eylem Planı hazırladık. Biyoteknoloji eylem belgemiz de var. Araştırma altyapıları kanunu çıkardık. Sizlerden tek isteğimiz bilimsel çalışmalara odaklanmanız."
Bakan, ARGE merkezlerindeki gelişmeleri de anlattı. Ve İzmir’i yüksek katma değerlerin üretildiği bir bölge olarak planladıklarını ve buradaki yatırımlara, Van Hakkari gibi en geri bölgelerdeki yatırım teşviklerinin de tanındığını, ancak bunun fazla bilinmediğini, İzmir’de 16 ARGE merkezinin bulunduğunu söyledi ve "Kuvayi milliye ruhu, halkımızın bütün zorlukları aşabileceğinin tarihi vesikasıdır” diyerek İzmir’e mesaj gönderdi! Toplantıya çeşitli bilim kurumlarından çok sayıda kişi katıldı ve konuşmalar yaptı. Mesela Ahmet Nuri Yurdusev (TÜBA), Dr. Fahrettin Keleştimur (Türkiye Sağlık Enstitüleri Birliği).
Merkezin başkanı M. Öztürk’ün konuşması ilginçti. Nazım Hikmet'in 'En güzel söz henüz söylenmemiş olandır' şiirini okuyarak başladı:
"Nazım Hikmet, 1945 yılında bir Eylül akşamında Bursa hapishanesinde karısına yazdığı dizelerle, ikinci dünya savaşının yaşattığı trajediye rağmen gelecek güzel günlere inancını asla kaybetmedi. Ben de tüm insanlık ve ülke olarak derin acılar yaşadığımız bu günlerin geçici olduğuna inanıyorum. Bu toprağın insanları binlerce yıl aklı selimle cehaletin, iyilikle kötülüğün en şiddetli çatışmalarını yaşadı. Sonunda hep akıl, iyilik, sevgi galip geldi. Bundan dolayı geleceğe umutla bakmaya inatla devam ediyoruz…Daha güzel bir dünya kendiliğinden gerçekleşmeyecek. Bunu elele inşa etmemiz lazım. Sizlerden Ankara'dan, yerel yönetimlerden, işadamlarından, hayırseverlerden tek bir beklentimiz var. Bize maddi ve manevi katkıya devam edin. Bunlar, hasta yakınlarınıza umut olarak dönecektir, bize güvenin."
İzmir’de kollar sıvandı, İBG’nin izleyicisi olacağız!

Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak üzere..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder