SAYFALAR

22 Temmuz 2015 Çarşamba

“Üniversite diplomalarını çöpe atıyorum” Üniversitelerimiz Sıralamada Nasıl Yükseliyor?

CBT Gündem, Sayı 1478, 17 Temmuz 2015

1) “Üniversite diplomalarını çöpe atıyorum”
  
Petkim’in Genel Müdürü Kenan Yavuz feci konuştu üniversiteler hakkında. Dolayısıyla onu da Gündem’e misafir etmek durumundayız. Önce Yavuz bakalım ne dedi, özetle tabii.
YÖK adındaki kurum, aileleri ve çocuklarımızı kandırmaktan vazgeçmeli. YÖK’e sesleniyorum, gelecek üç yıl içinde binlerce meslek eğitimli işçi istihdam edeceğim. Üniversite mezunlarına ise kapım kapalı.. Üniversite bitirip ortalığa dökülen milyonlarca genç var. Bana gönderdikleri CV’lerini hemen çöpe atıyorum. Üniversite bitirince, hemen müdürlük falan istiyorlar. Aileler, sitcom üniversitelere çocuklarınızı gönderip hayatlarını karartmayın, iş bulamazlar. Meslek Yüksek Okulları ve teknik meslek eğitimi teşvik edilmeli, teknik olmayan Meslek Yüksek Okulları kapatılmalıdır. Sanayici olarak bir gün bile YÖK bizlere sormuyor istihdama dair ihtiyaçlarımız nelerdir diye. Kafasına göre hareket ediyor. Sonuç ise ortada..”
Adamın sıkıntısı büyük. Eleştirisini cepheden yapıyor.
200 yakın üniversite var; AKP her ile üniversite kurdu, pek çoğu için akademik kadro eksik. Yardımcı doçentler bölüm başkanlığı falan yapıyor. Akademik birikim en alt düzeyde. Hızlı akademik yükseltmelerle açık kapatılmaya çalışılıyor. Genel kültürle mezun oluyorlar. Ceplerindeki diplomanın değerinin ne olduğunu, iş dünyası çok iyi biliyor. Nereden, hatta nerenin hangi bölümünden mezun. Orada eğitim nasıl. Bu çocuk gelmiş kapıma ne biliyor. Türkiye’nin eğitim alt yapısı, niceliği ve niteliği belli. Doğrudan teknik okumuş gençler gerek ona.. Veya kaliteli bir eğitimden geçmiş elemanlar..
Denecek ki, ne yani iş dünyasının ihtiyaçlarına göre mi eğitim verilecek. Bunu çok duyuyoruz. Eğer üniversiteyi vb bitirmiş genç, işverenin kapısına dayanıyorsa, onun ihtiyaçlarına göre bir limit formasyonu olması gerekiyor. Yoksa kapıları yüzüne kapanıyor.
İyi üniversitelerimiz yok mu, var.. Fakat bu iyilerin alabildikleri öğrenci sayısı sınırlı. Büyük çoğunluk ikinci, üçüncü, dördüncü sınıf üniversitelerde. Ayıp olmuyor mu böyle bir sıralama. Oluyor da, gerçeği başka türlü nasıl vurgulayacağız.
Üniversitelerde her yıl girişimcilik sıralaması yayınlanıyor. İyi güzel, üniversitelerin kaliteli eğitim sıralaması var mı? Başvuru sayısına göre giriş puanları yükselen üniversitelerimiz var. Şüphesiz, bunların ülkenin en iyileri olduğu da bir gerçek.
Anne baba “aman oğlu üniversiteyi bitirsin de..” çırpınışı içinde. Kemal Yavuz doğru söylüyor: Diploma bir sıfır gibi. İşe girmekte belki bir çentik. Büyük çoğunluğu da diplomaların, birer çöp olarak gözüküyor. Genç işsizler ordusuna katılanların ceplerinde diploma eksik değil.
Türkiye’nin bu sıkıntısı öyle kolay bitecek gibi değil.

2) Üniversitelerimiz sıralamada nasıl yükseldi?

Şu yıllarda gündem olan bir üniversite sıralama endeksi var: The Times Higher Education. En son sıralamasında Türk üniversiteleri önemli bir yükseliş yaşadı. Hatta bu endeksin yöneticileri Asya’nın yükselişi manşetini attılar. “International Higher Education” adındaki bir dergi (sayı 79, Winter 2015), bu konuyu ele alan bir yorum yayınladı. Alex Usher, yorumunda, Asya’da önceki yıla göre bir yükselişin olmadığını, ama kastedilenin Türkiye olduğunu vurguladı ve en iyi ilk 200 üniversite sıralamasında, örneğin Boğaziçi Üniversitesi, önceki sıralamadaki yerinden 60 sıra öne sıçrayarak 139.sıraya oturduğunu, İTÜ’nün  201-225 bandından 165.sıraya geldiğini, ODTÜ’nin eski 85.sırasını koruduğunu, Sabancı Üniversitesi’nin de ilk kez sıraya girerek  182.liğe ulaştığını yazdı.
Alex Usher, Türk üniversitelerinin bu yükselişlerinin nedenini sorarken, sıralamanın yapıldığı sitenin blog yazarlarından Richard Holmes’un yazısına gönderme yapıyor. Nedeni orada yazılı: Çok ünlü bir dergi olan Physics Letters B dergisinde yayımlanan Observation of a new boson...” başlıklı (yeni boson parçacığının gözlemlenmesi) makalesi Türk üniversitelerini sıralamada sıçrattı!
Bu makale CERN’deki çarpıştırıcıda yılın keşfiyle ilgili. 2800 ortak yazarlı! Bu makaleye çok referans veriliyor. Her verilen referans da, oradaki çalışmalara katılan bizim bilim insanlarının hanelerinde, “bilimsel başarımlarını” yükseltici etki yapıyor. Dolayısıyla bu bilim insanlarının çalıştıkları üniversitelere de büyük artı puanlar getiriyor ve bir bakmışsınız, onlarca basamak yükselmeler var.
Başarı kümülatif ve bütünsel bir olaysa eğer, üniversitelerimizin bu kadar büyük adımlarla sıçramalar yapmasına pek de sevinemeyiz. Böyle çok yazarlı, dahası binlerce yazarlı makalelere verilen sitasyonların dağılış- kullanış biçiminde yanlışlıklar var deniyor. Ki biz de Mehmet Doğan hoca başarılı bilim insanlarımızı sıralarken, bu sakıncalı ve eleştiriler içeren referans dağıtımına işaret etmişti.
Ne dersiniz?

Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder