SAYFALAR

21 Haziran 2015 Pazar

YÖK’ten Yıldız Falcılığına Hayır, üniversitelere astrolojinin sokulması durduruldu

CBT Gündem, Sayı 1474, 19 Haziran 2015


Telefonda Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sabri Gökmen.. Geçen sayımızda, üniversitenin Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Astrolojik kişilik ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişki” başlıklı yüksek lisans tezi üzerine yayınımız için arıyor. Tezin yazılış amacının “insan kaynakları departmanı çalışanlarına astroloji bilgisinin verilmesi veya astroloji eğitimi aldırılması” olarak ilan edildiğini belirtmiş ve bilimsel bilgi yerine fal bilgisi ile işyerlerine insan alınmasının bilimle ne ilgisi olduğunu sormuştuk.
Rektör Bey, böyle bir yüksek lisans tezinden yayınımız nedeniyle haberdar olduğunu belirtiyor. YÖK Başkanı da aramış kendisini. Üniversitede, Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yapılan tezleri rektörlüğün denetimi gibi bir durumun söz konusu olmadığını belirtiyor. Astrolojiye, bilim tarihinde astronominin ele alınması sırasında bir konu başlığı olarak yer verilebileceğini söylüyor. Bize de teşekkür ediyor. Gerekeni yapacaklar!...
***
Daha sonra da YÖK Başkanı Prof. Yekta Saraç aradı. Aydın Üniversitesi’yle de konuştuğunu ve her iki üniversiteden bu saçmalığa son verilmesini istediğini belirtti. Yekta Bey ile sohbetimiz vardır. Üniversitelerde tez ve sertifika derslerini izlemediklerini, bu alanlarda özerk olduklarını belirtti ve “müdahale etsek işte YÖK’ün merkeziyetçiliği diye eleştiriliriz..” dedi. Ben de “aman kontrol etmeyin, bırakın üniversiteler özgürce davransın, yıldız falcılığı gibi uç noktalarda zırvalıklar ortaya çıkıyor zaten, o zaman gereğinis yaparsınız..” dedim.
Eğer bir bilimsel denetim olacaksa, üniversitelerde bu işle görevli kurulların olmalı; üniversite çatısı altında verilecek dersler, sürekli eğitim konuları, yüksek lisans ve doktora konuları salt “bilimsel mi” açısından bakılabilir. Veya bu bölümlerde yapılabilir. Tabii bir yardımcı doçentin yıldız falcılığına “tez babalığı” yapması, ciddi bir akademik kalite sorununa işaret ediyor. Acaip ve görülmemiş bir hızlı üniversiteleşme ve buna bağlı olarak çok hızlı akademik personel yetiştirme ve atama dayatması, nitelik yerine nicelik meselesini önplana getiriyor.
Burada şüphesiz ki üniversiteyi bitirmiş bir öğrencinin, yıldız falcılığını “bilimsel bir kategori” olarak sanması da var. Hocasına itiraz etmemiş, hocam böyle bir işe kalkışmayalım, dememiş... İÜ’de bilim ve teknoloji gazetecilği üzerine seçmeli ders verdiğim yıllar önce bir dönemde öğrencilerle bu falcılık üzerine tartışmıştım. Bunun bilimle ilgili olmadığını belirtmiş, gazetecilik faaliyeti içinde böyle bir alana yönelmek isteyenlere itiraz etmiştim. Söylediklerime bıyık altından gülen öğrenciler vardı!
Ülkemizde durum budur!
***
 ’Yeni Nesil Biyo-Yapay Pankreas Membranı
Şimdi bir haberi paylaşıyorum: “Diyabetten, pankreas kanserine kadar birçok hastalığa çözüm olan biyo-yapay pankreasın karşılaştığı sorunlara çözüm, Türk bilim insanları Nihan Nugay ile Turgut Nugay’dan geldi. Yapay pankreasın geçirgenlik sorununu, geliştirdikleri yeni yöntemle çözdüler ve ABD’de de patentini aldılar. Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü / Polimer Araştırma Merkezi öğretim üyeleri olan Nugay’lar, Prof. Dr. Mükerrem Çakmak ve Prof. Dr. Joseph Kennedy ile birlikte başlatmışlardı bu süreci. 
Uyudu Uyandı ve Dünyaya Günaydın dedi

 Hiç beklenmedik bir anda, kendisine öldü gözüyle bakılırken, hey ben buradayım dedi. Kuyrukluyıldız üzerinden haber veriyordu Philae! 12 Kasım 2014’te uzay aracı Rosetta’nın iniş modülüydü. Philae, kuyrukluyıldız 67P/Churyumov–Gerasimenko’ya inmiş, 3 gün sonra da güneş bataryası bitmiş ve susmuştu. Bulunduğu yer bir tepenin yamacıydı ve güneş almıyordu. Bilim adamları yine de bekliyorlardı bir haber, Güneş ışınlarıyla mutlaka karşılaşacaktı, 7 ay sonra müjde geldi Twitter hesabından: “Merhaba Dünya, beni duyabiliyor musun?”
Avrupa Uzay Ajansı ESA 10 yıllık bir uzay sehayatı sonucunda Mart 2014’te Rosetta’yı kuyrukluyıldızla buluşturmuştu ve bu insanlık tarihinde bir kuyrukluyıldıza yapılan ilk inişti.
Kuyrukluyıldız üzerinde uyanan Philae bakalım başka ne haber gönderecek bizlere.. Bu olay, insanoğlunun uzayı bir örümcek ağı gibi örmesinin yeni bir aşamasıdır.
    Gelecek Cumaya kadar hoşçakalın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder