SAYFALAR

16 Haziran 2015 Salı

AKP- CHP Koalisyonu Mümkün Olabilir, Eğer...


CHP’nin AKP ile koalisyon yapması için güçlü bir talep yok değil. Burada her zaman, halkın sandıkta dile getirdiği. AKP dışında iktidar seçeneğine öncelik verdim. Sonuna kadar da bu koalisyonun, normalleşme adına en önemli seçenek olduğunu vurguluyorum. Fakat AKP- CHP koalisyonu üzerinde yoğun çalışma var. Bu olabilir mi? Şüphesiz ki olabilir.
Bunun üç olasılığı var:
1) CHP, ufak tefek tavizler alır ve büyük ölçüde teslim olur, artık iktidar olalım yahu bir kez de, diyen görüş ağırlık kazanır. RTE ve AKP’nin bugünkü yapısını esasta kabul eder.
2) AKP içinde ciddi bir liderlik değişimi olur. AKP’de RTE’ye paralel ve eşdeğerde yeni bir liderlik iradesi ortaya çıkar.. AKP ile koalisyon görüşmeleri resmi ve anayasal bir temel kazanır.
3) CHP koşullarını öne sürer. Böylece koalisyonu ilkesel olarak baştan reddetmemiş ve aleyhindeki yayınları önlemiş olur.
 CHP ile AKP arasında koalisyon görüşmeleri yapılacaktır şüphesiz.. Ama ana eğilimin esas olarak CHP-MHP-HDP (veya CHP-MHP) seçeneğini denemek ve tüketmek olacaktır. MHP burada ana sorundur. Hep kritik zamanlarda yaptığı gibi, AKP’ye koltuk çıkma olasılığı ve HDP’ye karşı bir koalisyonu yapılandırması yüksektir.
Bu seçeneği tüketince, CHP AKP ile koalisyonu ele alacaktır. Yukarıda ilk seçenek, CHP’yi bitirir. Burada tekel soru şudur: CHP neden AKP ile iktidar olmak istiyor? Amacı ne? İktidar olalım da, iktidar olanaklarından yararlanalım da... bakışının, seçmeninin talepleriyle ve seçim programıyla bir ilgisi var mı? AKP “tamam gelin 2 maaş ikramiyeye evet, asgari ücreti de arttırırız, böylece seçmene vaadinizi yerine getirmiş olursunuz..” der. Buna benzer kabullerin CHP içinde bakanlık talebi olanlara yetebilir. Ama CHP de biter.
CHP bunları gerçekleştirebilirse
    Soralım:
*RTE’nin hükümet üzerindeki girişimleri sona erdirilecek ve RTE kendi işine döndürülebilecek, başkanlık etme rüyaları dengelenebilecek mi?
*Yolsuzluklar soruşturulabilecek mi? (AKP, 4 eski bakanının yeniden yargılanmasını kabul edebilir, yargı da elinde, böylece “temize çıkma” denemesi yapabilir; 4 bakanı zaten siyaset dışına itti..)
*Eğitim ne olacak? Okulları ve eğitimi imam hatipleştirme sürecini tersine çevirebilecek mi?
*Üniversitelerde dinci yapılanmayı durdurabilecek, üniversitelerin özer yapılanmasına olanak sağlayabilecek mi?
*Şüphesiz ki adalet mekanizması birinci derecede önemli, RTE’nin sulh mahkemelerini değiştirebilecek ki, HSYK’nın hükümetten bağımsızlığını sağlayabilecek mi?
 *Suriye politikasını değiştirebilecek mi? 
*Tabii, gösteri ve medya özgürlüğü tartışmasız bunlara eklenmeli..
Bunlar gerçekleşecekse, Büyük Koalisyon olabilir. Bu zaten Türkiye’nin restorasyonu anlamına gelir.
   ***
AKP bunları kabul edebilir mi? AKP’nin üzerindeki RTE vesayeti kalkarsa, CHP halka vaad ettiği programını gerçekleştirme olanağının asgarisine kavuşabilir. Şu mazeret değil ve olamaz: “Evet seçmenimize söz verdik, ama ne yazık ki tek başına iktidar olamadık, olsaydık eğer...”  Yanıt hazır: O zaman da iktidara ortak olman seçmenini ilgilendirmez. Bir siyasi parti onu vareden programını gerçekleştirmek için iktidara talip olur. Kırmızı plakalı arabalar parti kodamanlarının altına çekilsin diye değil...
4.5 G Teknolojisi ve Huawei
17 ve 18 Mayısta iki yazımda bu konuyu yazmış, RTE’nin 5G’ye geçelim açıklamasının anlamını sorgulamış ve “bu adrese teslim bir durumdur, 4.5G teknolojisine tek adresi Huawei şirketidir” demiştim. Huawei yetkilileri aradılar ve görüştük. 
Kendilerinin dışında 4.5G teknolojisine katkıda bulunan Ericsson, Alcatel gibi şirketlerin de olduğunu, bir ihale onların da teklif vereceğini, kısmi tedarik veya tamamının onlardan da gelebilecğini belirttiler. Doğrudur. Huawei’nin 4,5G teknolojisine en çok katkıda buunan şirket olduğu ise bir gerçek, dolayısıyla bu konumları kendilerine ihale konusunda önemli bir fiyat avantajı sağlıyor. Ama bu durum şirketin ileri aşamada olmasından kaynaklanıyor.

Burada temel sorun, 4.5G ihalesinin, Avrupa ve Dünya düzeyindeki yetkili kurumlar kullanılacak standartları resmileştirmeden önce yapılma durumudur. (interim). Huawei ise, bu uluslararası standartlar resmileşmeden, ürün vermeyeceği görüşünde. Devlet de, resmi standartlar açıklanmadan önce, bir belirsizlik içinde ihaleye çıkmamalı. Huawei yetkililerinden aldığımız izlenim de, şirketin bu durum çerçevesinde davranacağıdır. Böylece Huawei’ye, “kendilerine yapılacak iyiliği unutmayacağı” bir ortamın da doğmayacağı görülüyor. Huawei yetkilileri, Türkiye dahil hiç bir ülkede, önceden anlaşmalı böyle bir ihale çabası içine girmenin kurallarına aykırı olduğunu belirtti.
--15 Haziran 2015 Pazartesi / Bilim ve Siyaset 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder