SAYFALAR

23 Ocak 2015 Cuma

90 Yılı Devirmek ve Fehamettin Bey

16 Ocak 2014 / CBT Gündem, Sayı 1452

Çağırdı, gelirsen sevinirim, bana bir sürpriz doğum günü hazırladılar, dedi..
Fehamettin bey bu nasıl sürpriz doğum günü diye gülerek sordum.. Kızları, Ful, Lale ve Bahar’ı kastederek, bunlar öyle yaparlar önce bana söylerler, dedi!
90 yaşına basıyorum deyince, özel bir gün ve tören olduğu anlaşıldı. Fehamettin Akıngüç 90 yaşını geride bırakıyordu. Tabii ki kalkıp gidecektim. Bir eğitim ve kültür insanının 90.yaş gününde yanında olacaktım.
Kültür Kolejleri’nin kurucusu. Sonra da İstanbul Kültür Üniversitesi’ni anıt gibi diken adam..

Ataköy’deki Kültür Koleji’nin lokalinin yolunu tutuyorum. Kolej ve Üniversite’den hocalar, arkadaşları, dostları, torunları...  Güzel bir topluluk. Herkesin yüzü gülüyor. Ekranda Fehamettin Akıngüç en yakınları ve Rektör Prof. Semahat Demir konuşuyor. Sonra kızı, Mütevelli Heyeti Başkanı Dr. Bahar Akıngüç Günver. Torunu, dedesinden öğrendiği 4 K formülünü söylüyor: kuşku, korku kaygı ve keşke: bunlardan uzak duruyorum dedeceğim diye konuşuyor.. Çocukluğumun süper kahramanı diyor. Dedesi şimdi üniversite Mütevelli Heyeti’nin Onursal Başkanı. Görevlerini devretmiş.
Kültür Koleji’nin başarısında, üç noktaı önemli görüyor: Ailede, çalışanlarda, veli ve öğrencilerde huzur.
Diyor ki: Atatürk bilinci deyince, iki temel ilkeyi esas aldık aklın ve bilimin yolu.. Şimdi binlerce güzel insan görüorum çevremizde onlar bizi, biz onları çok sevdik.. öğrencilerime, batıya körü körüne hayranlık beslemeden, batı kültürü vermeye çalıştık..
***
Hayat dolu bir insan, her karşılaşmamızda, kahkahası eksik olmaz. Mutluluğun resmi gibi.
Arkasında çok önemli bir başarı var. Ülkesine, ailesine ve kendi hayatına olan borcunu fazlasıyla ödemiş bir insanın varlığı.
Gülüyor, şakalaşıyor konuşurken çevresiyle... Ömründeki kilometre taşlarını adımlıyor.
Bilim, sanat ve eğitim, bu üçlünün önemini vurguluyor. Üniversitesi aynı zamanda sanatla yaşıyor. Müzik ile iç içe. Oditoryum aynı zamanda konser salonu, kültürel etkinlerin yeri; koridorları sanat galerisi..
***
Üniversite sıraları siyasetin ünlüleriyle dolu. Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan. Anılarını paylaşıyor yer yer. İTÜ’ye 1000 kişi başvuruyor o zamanlar, sadece 100 kişi girebiliyor. İTÜ’ye girmek sıkı, en iyilere yer var. Zaten o dönemlerin mezunları da genellikle Cumhuriyeti ayakta tutanlar.
Eskişehir Lisesi’nden mezun Fehamettin Akıngüç. Her şubede (sınıfta) 40 kişiler, 600 öğrenci.
Ama ancak 50 kişi mezun olabiliyorlar... Direnen, çalışan, ipin ucunu bırakmayan 50 kişi! Sınıfta kalan eleniyor. Zor yıllar ve koşullar. Yoksulluk. Aile sınıfta kalan çocuğu alıyor okuldan ve çalışma hayatına başlatıyor, doğru tezgaha! Fen bölümünden mezun olan 23 arkadaşın hepsi üniversiteyi kazanıyor.
Bugün okul arkadaşları olarak 13 kişi kalmışlar. Arada sırada toplanıyorlardı, bir toplantınıza katılmak isterim demiştim. Henüz kısmet olmadı. Oradan iyi bir öykü çıkacağını biliyorum.
İş Bankası Yayınlarından çıkan Eğitim Mühendisi: Fehamettin Akıngüç nehir söyleşi kitabını anımsıyorum: Türkiye’nin özel eğitim tarihi gibi. Ayrıca yarım asırı aşan ülkenin çok önemli tarihinin ana noktalarında geziniyor kitapta Akıngüç.
***
İTÜ yüksek inşaat mühendisi Akıngüç, ama mühendisliğini eğitim alanında mükemmel kullanndı. Eğitimde mükemmeli arayarak süren bir hayat.
Ona dedim ki, nice 90 yıllara! Yüzüme baktı, güldü..
68 ve öncesi gençliğin sözüdür: Gerçekçi ol, imkansızı iste!
Nice sağlıklı yıllara Fehamettin Bey..
Yüzünüzden gülmek, dilinizder espri eksik olmadan..
***

Gelecek Cuma yenidern buluşmak üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder