Evet,
önce Çankaya tepelerinden eser sert siyaset rüzgarları.. Oradan aşağıları,
siyaseti, devleti ve herşeyi “tasarlayacak”; yani siyaset deyin, ister toplum
ister Türkiye mühendisi.
Bu,
bugüne kadar yaşadıklarımızı daha da aşacak dozda sarsıntılı olacaktır. Adeta
yaşadığımız iklim değişikliğine, İstanbul’u ve Türkiye’yi basan tayfun ve sel
baskınlarına benzetebiliriz.
Nedeni
ise, anayasal yetkilerini aşacak görünmesi.. Bir anayasa depremi hangi ölçekte
yaşarız bilmiyoruz henüz. Alışılmadık bir Cumhurbaşkanlığı yönetimi
göstereceğini zaten açıkladı. Hükümeti bizzat fiili olarak yönetmeye
soyunacak..
Bağımsız
bir Başbakan istemiyor. Başbakanlığa, bizzat hükümeti yönetebileceği, Cumhurbaşkanının İcracısı (Siz buna çiftlik kahyası da diyebilirsiniz..)
birisini atayacak. İki üç aday var, kaderdaşı Davutoğlu önde gibi duruyor.
Hükümeti,
yani bakanları bile bizzat seçeceği konusunda şüpheniz olmasın.
Şu
aşamada, Partisini ve Hükümeti de belirleyecek bir konumda.
Yüzde
50’nin üzerinde aldığı oyu, partisinin üzerinde, “muhalif” sayabileceğimiz önde
gelen kadroların üzerinde “sopa” olarak kullanmaya kalkışacağı beklenebilir.
Ama
yüzde 60 kadar oy alma beklentisi çökünce, bu gücünden yitirmiştir. İlk turda
seçilmesi, ağırlıklı olarak CHP+MHP seçmeninin belki de yüzde 4 oranında
sandığa gitmemesiyle gerçekleşmektedir.
***
Önümüzdeki
dönem, anayasa, hukuk tartışmaları ile geçecek.
İlgiyle
izleyeceğimiz konu, AKP’nin tepesindeki gelişmeler olacak. Bu gelişmeleri salt
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen sonrasında kurulacak hükümetle ve anayasa
tartışmalarıyla sınırlı görmeyin.
Tayin
edici olan, 2015 Haziranında yapılacak olan genel seçimlerdir. Esas kıyamet
orada kopacak. Bunun tartışması sonraya..
AKP’Yİ VE RTE’Yİ
İKTİDARDA TUTAN DİNAMİK, EKONOMİDİR.
CHP
içinde de sert rüzgarlar eser.. Parti yönetiminde değişim beklemeliyiz. CHP’nin
“milletin diniyle barışmadığı için” oy alamıyor söylemi bitmiştir...
400
milyar dolar dış borç, toplamda ve genelde, iç piyasada tüketici harcaması
olarak canlı dönüyor. AKP kendine özgü bir ekonomik bağımlı bir sınıf
yaratmıştır, bu sınıf kaç milyondur, ekonomistlere çağrı yapıyorum ama yanıt
veren yok, 10 milyon mu?
RTE’nin iktidar
dinamiğini, ekonomiye bakmadan çözemezsiniz..
Bu
dinamik, gerilimini düşürüyor.. Rüzgar kesiliyor.. Dıştan akan paraları, dış
borcu, RTE, mirasyedi gibi har vurup harman savurdu, Türkiye’nin sanayileşme
oranı düştü ve Türkiye’yi yeniden zora sokacak koşullar geri dönmeye başladı..
Bu hepimiz için kötü sonuçlar doğuracaktır.. Bunun sonuçları, Haziran 2015
seçimine kadar görülür mü bilemeyiz.. Çünkü bu süreç birden gelişmiyor çoğu
zaman. Fakat kırılgan ekonomiler arasında bulunması ülkenin, küresel
rüzgarların tersine esmeye başladığı bugünlerde, etkisini hızlı da
gösterebilir..
***
Şüphesiz,
CHP ve MHP içinde tartışmalar başlayacaktır, çünkü başarısızlığa imza attılar.
2
milyonu aşan seçmenlerini sandığa götürememişler gözüküyor. Seçim öncesi en
önemli sorun buydu ve bir çözüm getirememişler. Önceki seçimlere kıyasla 4 puan
kaybetmişler.
Katılım
oranı yüzde 85’e doğru çıkabilseydi, RTE yüzde 50’nin altında kalacaktı.. Ve
ikinci turu konuşuyor olacaktık.
Selahattin
Demirtaş yüzde 9 civarındaki oyunu nerelerden aldı?
AKP’ye
oy veren Kürt seçmenlerden yüzde kaç aldı?
Bir
kısım CHP oylarını de almış olabilir.
Ama
2015 seçimlerinde Kürt Siyasal Hareketi bağımsız adaylarla değil de, Parti
olarak katılırsa, epey bir kumar oynar ve Meclis dışı kalır gibi gözüküyor.
Çünkü ödünç oylar geri dönecektir. O zaman AKP’nin bugünkü ekonomik süreç
sürerse, 330 milletvekilini bulur.
Neler
olacak neler..
Canlı
bir siyasal döneme giriyoruz,
Yüksek
gerilimli bir yıla yakın zaman geçireceğiz..
-- 11 Ağustos 2014 / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder