Türkiye’nin
bugün AKP iktidarı altında pek çok açıdan yeni bir döneme girdiği kesin...
Olguları sıralayalım:
1) AKP ile ABD
arasında siyasi köprüler (karşılıklı olarak) son derece zayıfladı. Buna
köprüler atıldı bile denebilir. Bunun uzun bir öyküsü var, ama ABD açısından
RTE’yi ilk silme denemesi 2005’te gündeme geldi, Cüneyt Zapsu gitti ABD’ye
RTE’nin mesajını iletti: Silmeyin kullanın.. Ordu’nun tasfiyesi epey zaman
aldı..
2) Bu süre
içinde RTE ABD için epey iyi şey yaptı. Mesela Arap Baharı’nda NATO’ya, Batı’ya
yardımcı oldu. Libya’nın birlikte canına okudular. RTE, Suriye için de emirlere
hazır ve nazırdı. ABD’nin Ilımlı İslam Projesi’nin uygulanmasında, Arap
ülkelerine Batı politikalarının naklinde epey yardımcı oldu.
3) Askeri
açıdan da görevini yerine getirdi. Batı’nın hava savunma sistemini kabul etti..
Amerikan silahlarını almakta kusur etmedi. Ülkenin Batı’nın eskisi gibi ileri
mevzisi olmasında kusur etmedi..
4) Neoliberal
politikaların en iyi uygulayıcılarından oldu. Ülkeyi küresel piyasanın iyi bir
tüketim pazarı haline getirdi.. Türkiye’nin sanayide, bilim ve teknolojide
atılım yapmasını sağlayacak bir iktisat poltikası uygulamayarak da Batı’ya
hizmet etti! Sanayi geriledi! Türkiye’nin cari açığını, iç tasarruf ve yeni
üretim politikalarıyla azaltacak tek adım atmadı! Ekonomik bakımdan (sermaye ve
temel ara ve hammadde malları ithalatı ile) sürekli batıya bağımlı kalmakla da
büyük hizmetleri oldu!
5) Türkiye’nın eğitim politikalarını
sürekli dini bir temele oturtma ve Batı ile her alanda rekabet edebilecek
bilimsel ve sosyal beyinlerin yetişmesini baskılayarak da Batı’ya hizmet etti,
ülkenin bağımlılığını sürdürdü! Sandılar ki din bağnazlığı ile üretilmiş
kafalar, bilim ve teknolojiler üretebilir!
6) Tabii, PKK
politikasını da bunlara ekleyelim... Ama bu tartışma yönleri olan bir konu.
Şimdi gelelim
öbür tarafa: Peki ABD başka daha ne ister!
***
1) RTE, ABD’nin
(ve AB’nin) Orta Doğu ve İslam ülkeleri için biçtikleri Ilımlı İslam
projesinde, RTE kendine önemli bir rol
çalmaya kalkıştı! Bunları iki yıl önce Suriye politikaları çerçevesinde
yazmıştım! (*) “Osmanlı toprakları bizim doğal gelişme alanımız.” Bu rol Yeni
Osmanlıcılık politikasıyla, Orta Doğu ve İslam ülkeleri üzerinde en azından
liderliği kapsıyor. AB gazeteleri tabii ki veryansın etti!
2) Bu rolün
gerçekleşmesi için Filistin’in savunulması sahipliği ve tabii İsrail karşıtlığı
devreye sokuldu. İslam ülkeleri halkında bu tuttu. Alkışlar malkışlar.. One
Moment’lar.. Mavi Marmara ile İsrail’i ‘basmaya’ kalkışmalar..
3) Suriye’ye
mutlaka askeri müdahale için kışkırtmalar.. Mısır’da, Müslüman Kardeşler’in
Mursi aracılığıyla ülkeye diktatörlüğünü yerleştirme planlarına büyük destek!
4) Irak’ı
parçalama politikası, Barzani ile bağımsız anlaşma, hatta bir Türk-Kürt
Federasyonu düşünce ve planları..
5) Bu
politikaların ABD’nin bölge egemenliğinden rol çalmanın ötesinde pay kapmaya,
egemenliği bölüşmeye varacağı açık. Bazıları bunun neresi kötü, Türkiye’yi “küçük emperyalist yapıyor” işte,
büyümeye ve dünya ülkesi olmaya doğru götürüyor ülkeyi.. düşünüp yazdığını
biliyoruz. Gelinen nokta ulusal devleti
koruyamama noktasıdır! Batı parası ve ithalatı ile emperyalistlik taslama!
Ayrıca, Orta Doğu ve İslam ülkelerine ve milletlerine, kültürlerine büyük
saygısızlık! Ve tabii ki, RTE’ye sırt döndüler! Bu politika Suriye’yi de kan
gölüne çevirdi. Sadece bunun günahı boğar..
6) Diktatörlük!
Bütün bu politikalar, yarım demokrasiyi de diktatörlüğe dönüştürme çabaları ile
birleşince, sandıktan gücümü alıyorum ile diktatörlüğü pekiştirmeye varınca
iş.. İpler koptu. En azından Batı Avrupa’nun (ve Obama döneminde de biraz
ABD’nin) henüz en yakın müttefiklerinden birinde insan hak ve özgürlüklerinin
rafa kaldırılmasına öyle kolay göz yumulamazdı..
Bu listeye baka
şeyler konabilir ama yazıyı uzatmayalım..
Özetle, Ilımlı
İslam politikası çöktü. Bu çöküşle birlikte, bu politikanın uygulanmasında rol
alan Cemaat ile savaşın da denk düşmesi de raslantı olmasa gerek.
RTE kamp
değiştirme arayışında ve yeni ittifaklar kuruluyor. Yarın bu açıdan bakacağız..
NOT: Bugün Bursa Kitap Fuarında 14-16 arası
kitap imza var, zamanı uygun olan Bursalı okurları bekliyorum..
(*) Ulus
Yıkıcılığı Zamanları kitabımın ikinci baskısında Davutoğlu ve Yeni Osmanlı bölümüne
bakın..
--16 Mart 2014 Pazar / Bilim ve Siyaset – Cumhuriyet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder